6. Pavyon

275 137 153
                                    

Yeni bölümden hellooooooo

Okumaya başlamadan önce yıldıza dokunmayı unutmayın. Satır aralarına bol bol yorum yapan sevdiğine kavuşsun, amiiinnnn...

Keyifli okumalar diliyorum 💜💜💜





Nikahtan 3 saat önce...

Otelden çıktığımızda büyük bir kalabalıkla karşılaşmayı beklemiyordum. Yiğit'i depoya kaldırdığımız gün, gelen halay ekibi tam kadro buradaydı. Sadece onlar değil, davul zurna ekibi de gelmişti, yine halay çekiyorlardı. Oysa ki ben kuru bir nikah yapacağımızı sanıyordum, yine nereden çıkmıştı bu davul zurna? Sanırım, Yiğit'in davul zurnaya karşı zaafı vardı bu duruma başka bir anlam yükleyemiyordum.

Yiğit, asansörden inerken tuttuğu elimi bırakıp, onu çağıran kuzenlerinin yanına giderek halaya katıldı. Ağzı kulaklarındaydı, sonunda sevdiği kadını bulmuş ve hiç beklemeden evleniyordu. Kim olsa ancak bu kadar mutlu olabilirdi, onu anlayabiliyordum.

Arkamdan biri aniden elini omzuma atınca yine kendimi savunmaya geçip yumruğumu hazırlamıştım ki. "Sakin ol, gelin hanım" diyen, birinin sesini duydum. Arkamı döndüğümde bu kişinin, Yiğit'in 3. Ağabeyi olan Ömer Marsani olduğunu anlamıştım. Elini uzatıp. "Ömer ben, Yiğit'in abisiyim." dedi, onu tanıdığımdan bir haber. Marsani ailesini detaylıca araştırdığım için hepsini tanıyordum. Dosyaları, fotoğraflarıyla birlikte gelmişti. Ömer, Marsani ailesinin 4. çocuğuydu.

Uzattığı elini tutup sıktım. "Memnun oldum, Ömer bey. Beni tanıyorsunuz zaten, kendimi tanıtmama gerek yok sanırım." Onu bozmamak için, tanımıyormuş gibi davranmıştım. Daha önce 2 defa yüz yüze gelmiştik ama bir türlü tanışma fırsatımız olmamıştı. İlk gördüğümde, depomda halay başındaydı o gün sigaramı yakanda oydu. Bir sonra ki karşılaşmamız, Marsani konağına yemeğe gittiğimde olmuştu. Yemek masasında kimse konuşmadığı için tanışamamıştık sonrasında, Peri'de arayınca vakit kalmamıştı.

Gülümseyerek. "Ömer yeterli" dedi, bey ekini kullanmamı istemediğini belli ederek. "Birazdan yola çıkacağız, ilk olarak fotoğraf çekimine gideceksiniz. Orada işiniz bitince nikah dairesine gidip nikahı kıyacaksınız." dedi ama benim fotoğraf çekiminden haberim olmadığı için anlamayan gözlerle, Ömer'e bakıyordum. Ömer'de anlamış olacak ki. "Yiğit sanırım söylemeyi unuttu, ne için evlendiğinizi biliyorum. Biraz araştırma yaptık, Yiğit'le. Evlilik kağıt üstünde olacak ama inandırıcı olmak zorundaymış. Bu yüzden ilk olarak fotoğraftan başlamak mantıklı geldi bize. Sadece evlilik yeterli olmuyormuş bu gibi durumlarda, bir aile ortamının da hazırlanması sartmış zaten bunları biliyorsundur." Evet biliyordum sonuçta bizim gibi kağıt üstünde evlenen çok insan vardı. Her birinin sebepleri farklıydı ama inandırıcı olmak zorundaydılar. "Kızını aldığında herşey bitmiş olmayacak, bir süre evinizi ziyaret edip çocuğa nasıl bir alan tanıdığınızı kontrol edecekler, bunu da biliyorsundur. Ziyarete geldiklerinde, evde sizin düğününüzle ilgili tek bir kare bulamazlarsa bunu bile işleme alıp, kızından olabilirmişsin. Bu yüzden fotoğrafçı ayarladık, tabii yine son söz sana kalmış sen nasıl istersen öyle olacak. Yiğit seni memnun edebilmek için elinden geleni yapıyor." Gerçekten yapıyordu, benim düşünemediğim en ince ayrıntıları bile düşünmüştü. Ben kızıma kavuşup mutlu olayım diye elinden gelenin fazlasını yapıyordu, ben de onu mutlu etmek için elimden geleni yapmaya çalışacaktım. "Her neyse, gelin hanım asıl konumuza gelelim. Nikah kıyılmadan önce seninle konuşmak istiyorum ama bunun için vakit yok. Gideceğimiz yerlere kadar bana eşlik et, benim aracıma bin. Ancak o şekilde konuşabiliriz." Bu kadar saçma sapan şey anlatacağına, çoktan bitmişti konuşması. Bunların hepsi manyak! Ne kadar uzun konuştuğunun farkında mıydı? Benimle konuşmak istediğini bu kadar uzatarak söylemek zorunda değildi, boş yere vaktimi çalmıştı.

ARAYIŞ +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin