Yağmur, yüzünde gülücükler saçarak Yavuz’u yanaklarından öptü. Bize döndüğünde Yavuz herkesi tanıtmaya başlamıştı. Tanışma faslı bittikten sonra Yağmur, Zümrüt’ün yerine otururken Zümrüt Feride’nin yanına geçmişti. Yağmur kahve istemiş, kilo alırım diyerek kurabiye istememişti.
“Ortamınız çok güzel, çok sıcak. Ben burayı da sizleri de çok sevdim.” Dedi Yağmur. Hal ve hareketleri o kadar soğuktu ki dediklerinin aksine ben buz tutmuştum.
“Sanırım bir biz bilmiyoruz seni, herkes biliyor Zümrüt ve ben dışında.” dedi Batu. Yağmur'u pek ala bilmese de olurdu. Sıkılmıştım ortamdan, Yağmur merakla sorular sorarken bir tek Zümrüt cevap veriyordu. Derin bir nefes alıp verdim. Yavuz, Kutay ve Feride bana bakarken afalladım. Şaşkınlıkla onlara bakınırken Feride bana eğildi. “İyi misin kızım, öyle bir nefes alıp verdin ki ayıp olacak. Yavuz abi sana bakıyor. Kendine hakim ol biraz.”
“Tamam ya, sadece sıkıldım.” dedikten sonra başımı masaya çevirdim. Yavuz kız arkadaşına dönmüş onu dinliyordu. Her bir zerrem yine kıskançlık ile dolarken her zaman bu manzara ile karşılaşacağım için alışmam gerekiyordu. Ya da benim bir şekilde bu şehirden uzaklaşmam gerekiyordu.
“Nişanlı olan siz ikiniz misiniz?” diyerek Feride ve Kutay’a döndü Yağmur. İkisinin arasında olduğum için biraz arkaya doğru yaslandım. “”Evet.” diyerek cevap verdi Feride. Kutay’ın konuşmak istemediği halinden belli oluyordu.
“Yaa ne zaman düğün?” diyerek gülümsedi.
“Bir aydan çok az kaldı.” dedi Feride fazla detay vermemişti.
“Sen Yavuz’un teyze oğlusun değil mi? Yavuz bana bahsetti biraz, ailesini akrabasını anlattı.” dedi Yağmur, mimikleri hal ve hareketleri bana hiç samimi gelmiyordu. Kutay sadece başını sallamakla yetindi.
“Teyzenizin kızı Serap hamileymiş, gözünüz aydın, darısı size olsun.” dedi Yağmur. Şaşkınlıkla yerimde doğruldum. “Sen nereden biliyorsun.” diyerek duraksadım. “Neden soruyorum ki kim söyleyebilir?” diyerek arkama yaslandım Yavuz’a yan gözle bakarken.
“Sevgilim olduğu için söylemem normal değil mi?” dedi Yavuz, içimden sabır dilenip susmayı tercih ettim.
“Bana söylemediniz?” dedi Feride bana ve Kutay’a bakarken. Gözlerinde ki hayal kırıklığı buradan belli oluyordu. Bunu bizden değil de başkasından duymaya bozulmuştu. Ben olsam bende bozulurdum.
“Aşkım önemli bir şey değil biliyorsun. Daha doğrusu bizde annemler buraya geldiği zaman öğrendik Afra ile ve Serap pek ilgi alanım olmadığı için unuttum. Biliyorsun son zamanlarda başımıza gelenleri.” dedi.
“Ne geldi başınıza, bir sorun mu var?” dedi Batu endişeyle. “Yok kardeşim ailevi bir mesele anlatmaya gerek yok.” diyerek geçiştirdi Kutay, konu ben olduğu için söylemek istememişti. O sırada Kutay’ın telefonu çaldığı için dışarı çıktı.
“Neyse üstünüze gitmeyeceğim. Yani Serap’tan açıkçası beklemezdim.” Dedi Feride, çayından bir yudum aldı. “Bizim nişanda gelip yok evlilik öncesi beraberlik şöyle olmaz, hamilelik olmaz. Aman dikkat edin, sonra adınız çıkmasın, diye ulu orta saçma sapan konuşmuştu. Hiç sevmiyorum o kızı, kalkıp kendisinin hamile kalmasına sinirlendim.”
“Kendine zemin hazırlamış Feride, neden bu kadar takıyorsun. Sen kendini biliyorsun yani, Serap düğüne gelince lafını sokarsın.” Dedim Feride’yi rahatlatmak istedim. Çünkü Serap’tan ölesiye nefret ediyordu. Serap öyle bir konuşmuştu ki, Feride’nin annesi nişan yapmaktan vazgeçme aşamasına gelmişti. Son anda zar zor ikna etmiştik.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KALBİMDEKİ ZEHİR 'Kızıl Kelebek'
FantasíaAynı çatı altında büyütülen Afra ve Yavuz tüm engellere rağmen birbirlerine aşık olurlar. Afra hakkında doğuştan gelen bir kehanet vardır. O kiminle olursa olsun o aileye ölüm getirecektir. Afra kehanetten korksa da Yavuz bunu umursamaz. Birlikte ol...