Uyarı ⚠ Bu bölüm de +18 e yakın sahneler vardır. Ona göre okuyunuz..
Yavuz’un peşinden koştuğum da onu bulamamıştım. Her yere baktım ama yoktu. Salona tekrar girdiğimde düğün bitmiş, herkes ayaklanmıştı. Annemi bulup yanına gittim. “Anne Yavuz’u gördün mü?”
“Kızım siz neredesiniz?” diyerek kolumdan tutup kendine çekti. “Herkes sizi konuşuyor. Baban sinirli, neler oluyor?” dedi evhamla.
“Anne merak etme bir şey olduğu yok. Sadece Yavuz’u arıyorum. Acil bir durum oldu.” Dediğimde uzaktan bana gelen Kutay’ı gördüm. Yanına giderken, Kutay kolumdan tutup beni salonun dışına çıkardı. Herkes bugün beni bir yere çekip duruyordu.
“Kutay, Yavuz’u gördün mü?”
“Hayır görmedim kuzen ama sana bir şey demem lazım. Hani ben sana geçenlerde soğuk davranmıştım ya, sonra bir daha o konu açılmamıştı, hatırladın mı?”
Hiç unutmamıştım ki, çünkü o gün Kutay bana ilk defa uzak durmuştu. “Hatırlıyorum, dağdan geldiğimiz gündü.”
“Kuzen o zaman tam emin değildim, biraz daha emin olmak istedim ama Yavuz abi seni seviyor. Bugün senin gözlerine çok arzulu bakıyordu. Aşık bir adamın bakışları vardı. O yüzden Yağmur ile evlenmeden aşkına sahip çık.”
“Ne diyorsun sen kuzen!” Dedim şaşkınlıkla. “Ne demek Yavuz beni seviyor. Ben bir daha o tongaya düşmem.” Dedim acıyla güldüm.
“Hayır kuzen, bak doğru söylüyorum. Bende erkeğim, Yavuz’u bi’ ben anlarım. Git kendin test et bak, haklı olduğumu göreceksin.” Dedi beni ikna etmeye çalışıyordu. Merdivenlerden çıkan Batu’yu görmemle ona el ettim. Batu yanımıza gelip ikimize bakıp bana döndü. “Ne oldu?”
“Yavuz’u gördün mü?”
“Evet arabasına binip gitti.”
“Nereye gitti ya, of ya of” Diyerek elimle saçlarımı savurdum.
“Telefonda birisine Hanzade’ye geliyorum oraya geç dedi. Sinirli gibiydi, seslendim ama duymadı.”
“Tamam çok teşekkür ederim.” Diyerek koştum. Merdivenlerden inerek, dışarıya çıktım. Hanzade buraya yakındı. Hemen giderdim. Ayağımdaki topuklularla koşmak zor olsa da, yarım saat içinde Hanzade’ye gelmiştim. Büyük kapıdan bahçeye girdiğimde, içeri yöneldim. Nefes nefese kalmıştım. Merdivenlere yöneldiğimde büyük kapıdan Yağmur’un girdiğini gördüm. Büyük ihtimalle Yavuz çağırmış olmalıydı.
Bacaklarımda güç kalmamışken, zoraki merdivenlerden hızlıca çıktım. Yavuz’un odasına kapıyı tıklatmadan girdim. Yavuz odanın ortasında elindeki dosyalara bakıyordu. Beni görünce şaşırmıştı.
“Bu halin ne? Ne oldu?” dedi şaşkınlıkla. Baştan aşağı beni süzdüğünde, dizlerimden yukarı kaldırdığım elbisenin eteklerini indirip, içeri girip elinden tuttum.
“Ceketini al çabuk ol, gidiyoruz!” Dediğimde Yavuz sorgusuz sualsiz dediklerimi yaptığında dışarı çıktık. Yavuz odasının kapısını kilitlerken koridorda koştum. Elinden tuttuğum Yavuz’u peşimde sürüklüyordum. Benim odaya geçeceğimiz sırada Yağmur’u görmüştüm. Yavuz’un odasına doğru gidiyordu. Yağmur’un bizi görmeyeceği yere saklanıp soluklandım, az sonra ölecek gibiydim.
“Ne oluyor?” dediğinde aniden elimle Yavuz’un ağzını kapattım. İşaret parmağımı dudaklarıma götürüp sessiz kalması için susturdum. Yağmur, gözden kaybolunca, benim odama gidip içeri girdik. Kapıyı kilitlediğimde, Yavuz kaşlarını çatıp bana baktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KALBİMDEKİ ZEHİR 'Kızıl Kelebek'
FantasiaAynı çatı altında büyütülen Afra ve Yavuz tüm engellere rağmen birbirlerine aşık olurlar. Afra hakkında doğuştan gelen bir kehanet vardır. O kiminle olursa olsun o aileye ölüm getirecektir. Afra kehanetten korksa da Yavuz bunu umursamaz. Birlikte ol...