11 - Soğuk Savaş

27 2 6
                                    

Bölüm yorumlarınızı, oylarınızı ve düşüncelerinizi merakla bekliyorum...

🦋 🦋

Bazen öyle anlar oluyordu ki, hiçbir şey yapasım dahi gelmiyordu ama bazen öyle bir anla doluyordu ki içim, tüm çığlığımla şehri ayağa kaldırmak istiyordum. Şimdi öyle bir haldeydim ki ne yapmak isteğimi dahi bilmiyordum. Adımlarım benden bağımsız Yavuz’u takip ederek, hiç konuşmadan şehre indik. Nereye gittiğimizi bilmiyordum, Yavuz nereye giderse bende oraya gidiyordum.

“Yavuz! Oğlum iyi misiniz?”

Annemin sesiyle başımı kaldırıp Yavuz’un arkasından çıktım. Karamelize'nin önüne gelmiştik. Annem beni görmesiyle bana yöneldi. “Kızım iyi misin?” diyerek yüzümü bedenimi inceledi. “Yaran filan yok değil mi?”

“İyiyim, yaram yok.” Dedim ama asıl yara kalbimdeydi. Yavuz’un sözleri kalbimi yaralamıştı. Gözlerim Yavuz’a kaydığında Yağmur’un ona sarılmasını gördüm. Sımsıkı sarılmıştı.

“Kuzen iyisin değil mi? Hepimizi korkuttun!” diyerek sarıldı bana Kutay. Başımı Kutay’ın göğsüne yaslayıp sadece onun duyacağı şekilde fısıldadım. “İyi değilim, hem de hiç iyi değilim.”

Kutay’ın sırtımdaki elleri sımsıkı sardı beni. “Geçecek, hepsi geçecek.” Diyerek fısıldadı. Benden ayrılıp elleriyle yanaklarımı avuçladı. “Sen çok güçlü bir kızsın.” Sözlerine inanmadım lakin tebessüm ederek baktım.

“Çok korktum Yavuz, sana bir şey oldu sandım.” Yağmur’un sesi kulağıma geldikçe tüylerim diken diken oldu.

“Nasıl oldu bu, neden senin peşindeler kızım?” dedi babam, sesindeki endişeyle yutkundum. Benden Yavuz’a döndü. “Oğlum neden bize bir şey demiyorsunuz? Kardeşin yaralanıyor bizim haberimiz yok! Kardeşinin peşinde adamlar var bizim yine haberimiz yok. Kardeşin ölünce mi bizim haberimiz olacak.” Dedi babam sert bir ses tonuyla.

“Baba bunu evde konuşalım mı? Ben sizlerin endişelenmesini istemedim?” dedi Yavuz çekinerek. Babamın tüm bunları nasıl öğrendiğini merak ediyordum. Kutay’a sorgulayıcı gözlerle baktım, Kutay dudaklarını büküp gözleriyle Yağmur’u işaret etti. Zaten ondan başka kimse anlatmazdı.

“Baba kimsenin suçu yok. Ona kızma, ben sizlere söylememesini istedim. Ama bunu evde konuşalım.” Dedim.

“Evde bekliyorum sizi, hadi Umay biz gidelim.” Dedi babam, Sıla teyzem Kutay’a bir şeyler dedikten sonra o da gitti. Ayhan eniştem konuşmak için Yavuz’u kenara çekti. Bizimkiler Karamelize’ye girerken, tek kalan Yağmur’un yanına gittim.

“Başıma gelenleri anlatmak sana kalmadı. Benim başımı yakmak istedin belki ama en çok sevdiğin adamın başını da yaktın.” Dedim öfkeyle. Çünkü babam en çok ona kızacaktı.

“Nasıl ya?” diyerek gözlerini kıstı Yağmur. “Senin başına geldi. Neden Yavuz’un başı yansın.”

“Aile meselelerine karışma. Bilmediğin konular hakkında sus ve otur.” Dedim, öfkemi kontrol altına almak çok zordu.

“Senin yüzünden sevdiğim adama bir şey olacak diye korktum. Eğer ona bir şey olursa seni yaşatmam.” Dedi öfkeyle.

“Elinden geleni ardına koyma.” Diyerek güldüm. Yavuz tehlike ile dans ediyordu, onun işi buydu. Benim peşime düşen adamlar onun için çerez gibiydi. Yağmur’u ardımda bırakıp Karamelize’ye girdim. Sımsıcak ortam ve mis gibi kokan kurabiyeler ve çayların kokusuyla mest oldum.

“Kafe’mi özledim.” Dedim sevinçle.

“Gören duyan da, aylar yıllar sonra geldi sanır.” Dedi Kutay gülerek. Tebessüm ederek gidip yanına oturdum. “Sen Yiğit Gökalp mahkemesine çıkman gerekmiyor mu?” dedi Kutay.

KALBİMDEKİ ZEHİR 'Kızıl Kelebek'Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin