9 yıl önce olan şeyleri hatırlayabilir miydiniz?
Yarım yamalak hatırlarsınız değil mi?
Çünkü üstünden bir sürü anı geçmiştir, büyümüşsünüzdür. Ayrıca bilimsel olarak beynin kendiliğinden o anıyı az hatırlamaya başlar çünkü yerine bir sürü şey öğrenmişsin ve yaşamışsındır.Normal bir insan beyni 9 yıl öncesindeki anıyı doğru düzgün hatırlamazdı yani.
Ama ben hatırlıyordum.
Hem de en ince ayrıntısına kadar.
Ve bu benim içten içe delirmeme neden oluyordu.Gözlerimi ağır ağır açarken ağrıyan kafamı ovuşturdum. Gözlerimi birkaç kez kırpıştırarak netlemeye çalıştım.
Başımda herkesin dikildiğini görünce suratımı buruşturdum."Çok mu güzel baygın yatıyordum ne izliyorsunuz?"
Dediğim şey ile Sirius 'sorun yok, o iyi' anlamında elini sallamıştı.
Diğer taraftan Evan'ın uzattığı sudan bir yudum almıştım.Sirius yatağın kenarına oturup elimin üstünü okşarken dalgın dalgın konuştu,
"Bir sorun olmayacak Heat. Olmayan bir cinayet yüzünden bizi suçlasalar ne olacak."
O anda boğazımda yüzlerce düğüm oluşmuştu.
Ben ki, Sirius ve Regulus için her şeyi yapacak birisiydim ve bütün karanlık şeylerden onları uzak tutmaya çalışmıştım.
Eninde sonunda buna buluşacaklarını, on beş yaşımda anca öğrenebilmiştim.Yastıkta kafamı, Sirius'tan başka bir yere çevirip halsizce onaylar gibi salladım. Sirius'un bu hareketim üzerine elimin üstündeki elinin tutuşu daha da sıkılaştı,
"Heat?"
"Hm?"
"Öyle bir şey yok değil mi?"Ne diyecektim? Yok, saçmalama Sirius diyip onu yine her şeyin dışında tutmaya, zarar görmesini engellemeye mi çalışmalıydım?
Yoksa, evet doğru Sirius diyip her şeyi baştan sona anlatıp ikizim ile aramıza gezegenler kadar mesafe mi sokmalıydım?
Her zaman, duygularımı, düşüncelerimi, acılarımı, üzüntülerimi, beni kıran şeyleri, sevmediğim şeyleri asla onlara yansıtmamıştım. Zaten başımızda yeterince acı varken, onlara ek olarak benimkileri yüklemek bana göre değildi.
Herkes kendi acısını kendisi taşımalıydı. Bizim evimizde kural buydu. Kimse kimsenin içinde ne fırtınalar koptuğunu bilmezdi, ta ki ipler kopana kadar.
Düşüncelerime dalmışken Sirius'a cevap vermeyi unutmuştum. Aradan neredeyse iki dakika geçmişti ama bana sadece iki saniye gibi gelmişti. Bunun üzerine Barty konuştu,
"Onu yorma Sirius. Belli ki baygınlığı daha atlatamadı."
Sirius normalde olsa Barty'e ters bir cevap verirdi ama şu an sadece bana bakıyordu.
Gri gözlerinde, gri gözlerimizde sakladığımız anıları eşmeye çalışıyorduk.
"Odadan çıkar mısınız?"
Sirius'un dediği ile Barty birkaç kez homurdansa da herkes çıkmıştı.
Yalnızca Regulus, ben ve Sirius vardık. Yatakta doğrularak oturdum, sırtımı yatak başlığına dayadım.
Sirius yatakta karşıma oturup konuştu,"Scheat? Soruma cevap vermedin?"
Ağzımdan çıkmak isteyen gerçekleri tutmak adına dilimi ısırıyordum.
İtiraz etmek istiyor, bu da gelip geçecek demek istiyordum.O anda Sirius, ben ve Regulus'u şaşırtacak bir şey yapmıştı.
"Scheat Black. Hemen şu anda bana bu haber hakkında bildiğin her şeyi anlatıyorsun. Ben Black ailesinin varisiyim ve senin abinim. Senin bildiğin her şeyi benim bilme hakkım var."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
we are the end. / evan rosier.
Fanfiction☆ ' "Biz onlar gibi değildik. Biz beraberken... Bütün zaman dilimleri yavaşlar, belki de yok olurdu. İnsanların yanında duygusuz, acımasız, psikopat gibi davranırdık ama birbirimizin yanında... İçimizde, en en derin kuytularımıza özenle sakladığımı...