Chapter 9: Shooting Star.

197 16 18
                                    

Selamlar, bu bölümde iki üç uyarım olacak. Başlamadan önce aralara uyarı başlangıcı ve bitişini yazacağım. İyi okumalar.

------------------------------------------------------------------------

Yatakta, gözlerimi tavana dikmiş bir hâlde yatıyordum.
Açıkçası böyle anlarda hayatı sorguluyordum. Tavana bakarken, halının desenlerini izlerken, babam bana azar çektiğinde onu takmadığımı belli ederek yıllardır yaşadığım evin içini izleyip yeni detayları fark ettiğimde.

Düşünüyordum. Ben hep düşünmek zorundaydım. Ben düşünmeye mahkum birisiydim.

Sirius için düşünürdüm. Artık on altı yaşımızdaydık ve artık Sirius ne yapacaktı? Bize uyup, geleneklere uygun mu yaşayacaktı yoksa... Yoksa en kötü ne vardı?

Regulus'un tuttuğu taraf artık belliydi. Gerçi Regulus'un tuttuğu taraf değil, ailemizin eğittiği taraf belliydi.

Ben ne olacaktım?
Bir tarafta ikizim, kalbimin ve aklımın yarısı olan, aydınlık tarafı seçen Sirius vardı.
Bir tarafta ise küçüğüm, bebekliğinden beri resmen anneliğini yaptığım, benim küçük versiyonum olan, karanlık tarafı seçen Regulus vardı.

Gri olamazdım. Gri olsam ikisini de kaybetme riskim vardı. İkisini de kaybetsem, tamamen karanlık olurdum.
Aydınlık taraf olamazdım. Çocukluktan üstüm kırmızıya, kana bulanmıştı zaten.
Karanlık taraf...

Ailemizde özellikle karanlık taraf için yetiştirilen kişi Regulus'tu ama evdeki herkes biliyordu ki karanlık tarafa en uygun kişi bendim.

Üç kardeşten en acımasız olan bendim, en narsist olan bendim, en deli olan taraf bendim.

Regulus birisini öldürme kapasitesine sahip gibi duruyordu fakat bunu yaparken eli titreyerek yapacak kişiydi.
Sirius birisini gözünü kırpmadan öldürebilirdi fakat yapmayacak kadar vicdanlı olan kişiydi.
Ama ben gözümü kırpmadan birisini değil, bir sürü kişiyi öldürebilirdim.

Öğrenmiştim çünkü nasıl olacağını, nasıl bir his yarattığını. Birisini öldürmek korkutucu gelmiyordu. Sevdiğin birisini kaybetmek daha korkutucu geliyordu. Sevdiğin birisinin seni terk etmesi... Gururunun küçük düşürülmesi.
Birçok neden sayabilirdim.

Beni ister yargılayın ister yargılamayın, ben buydum, biz buyduk. Gözlerinizi açtığınızda ilk anda ölümün, kanın, işkencenin içine doğarsanız böyle birisi olursunuz.

Üç kardeşten en acımasız ve kötüsü ben olabilirdim fakat içimde bir yerde hâlâ babasının işten dönmesini heyecanla bekleyen, parklarda koşuşturan, kardeşleriyle oyunlar oynayan, annesine hayran hayran bakan Scheat, bir parça da olsa yaşıyordu. Ne de olsa her iyi insanın da, kötü insanın da zaafı olurdu.

Belki çocukluk gibi masum değildi ama dediğim gibi, içimde yaşıyordu. Hayatımdaki en önemli üç erkek için, Evan, Regulus, Sirius için bırakın dünyayı bütün evreni yerle bir ederdim.

Kapım tıklayınca bu düşüncelerimi yazdığım defterimi kapatıp yastığın altına sokuşturdum.

"Gel."

İçeri annem girince yataktan doğruldum.
Bu yaz onun yaşlandığını anlamıştım. Yüzünde kırışıklıklar oluşmaya başlamıştı.
Yaşlanmanın ne kadar korkutucu olduğunu tekrar hatırlamıştım.

Annem gardırobumu açınca arkasından huysuzca konuştum,

"Ne oldu?"

Dolabın içinden kıyafetleri çıkarıp yatağa atarken düz bir ses tonuyla konuşuyordu,

we are the end. / evan rosier.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin