Bölüm 1: Boş Zaman

529 45 75
                                    

Vaggie biraz daha ikna olmuş gibi göründüğünde Charlie Vox' a bugün boş olduğunu ama sonraki günlerde etkinliklere başlayacaklarını iletti. Vox bunu sahte bir keyifle kabul etmişti. Etkinlikler için kesinlikle heyecanlı falan değildi, zaten bunun için burada değildi. Ama yine de bu "boş zamanı" iyi değerlendirecekti.

"Niffty!" dedi Charlie ufaklığa seslenerek. Niffty gözü Vox' un üstünde Charlie' nin yanına ilerledi. "Vox için odalardan birini hazırla." 

"Elbette! Kötü çocuk rahat etmeli." dedi Niffty kıkırdayarak. Vox ona rahatsız bir bakış attığında Niffty koşarak bir odayı temizlemeye gitmişti.

"Onun derdi ne?" dedi Vox merakla. 

"Merak etme, %80 zararsız." dedi Charlie gülümseyerek. 

"Sanırım temizlikten hoşlanıyor." dedi Vox, telefonundan birkaç tuşa basarak. 

"Temizlik onun için her şey." dedi Charlie. "Bir de erkekler."

"Anlaşıldı!" dedi Vox gülerek. "Peki Charlie, otel için hiç bir ihtiyaç var mı?"

"İhtiyaç mı?" dedi Charlie şaşırarak. 

"Evet, VoxTek ürünlerinden istediğiniz ne varsa! Burasının kesinlikle teknolojiye ihtiyacı var!" dedi Vox etrafa göz atarak. 

Teknolojik gördüğü tek şey kutu gibi bir televizyondu. Burası onu hasta ediyordu... Gerçekten hasta edebilirdi. Elektrik dışında başka bir teknolojik alet olmasa burada kalmasına imkan yoktu! VoxTek teknolojisi onun gücünün kaynağıydı sonuçta.

"Sizler için de bir şeyler hediye etmek istiyorum. Beraber geçireceğimiz zaman adına." dedi Vox gülümseyerek.

"Bu çok güzel ve kibar bir davranış Vox!" dedi Charlie keyifle. "Şimdiden etkinliklere çabucak uyum sağlayacağını görebiliyorum!" dedi Charlie keyifle.

"En azından birileri iyi davrandı diye ona tuzak kuruyorlar paranoyası yapmıyorsun." dedi Vaggie Sir Pentious' a bakarak. Sir Pentious beceriksizce güldü.

Charlie herkesin sevebileceği şeyleri ve ihtiyaç olanları söylediğinde Vox çalışanlarına mesaj attı. Hem eşyalarından bazılarını şimdi getirmelerini hem de istenilenleri hazırlamalarını söyledi.

Eşyalarının gelmesini beklerken de barın oradaki Angel ve Husk' ın yanına ilerledi. Angel' ın rahatsız olduğu belliydi ama yine de kalkmadı, sonuçta otelde kalacaksa yüz yüze olmaları gerekecekti. Vox da pek halinden memnun değildi, bariz sebeplerden ötürü -baş harfi Valentino- Angel' ın varlığından hoşlandığını söyleyemezdi.

Husk ikili arasındaki elle tutulur gerginliği açık bir şekilde fark etmişti ve bundan o bile rahatsız olmuştu. Genelde umursamazdı ama bu durum gerçekten ortamın havasını değiştiriyordu. 

"Boş boş oturmaya devam edecek misiniz yoksa sorunu konuşacak ya da en azından bana anlatacak mısınız?" dedi Husk. İkisinin de önüne bardaklarını koydu. Angel için  klasik bir viski ve Vox için beyaz şarap. 

"Hey, ne içtiğimi unutmamışsın." dedi Vox gülümseyerek.

"Hafızam kuvvetlidir." dedi Husk, çok dikkat etmemişti aslında, sadece el alışkanlığıydı. 

"Siz tanışıyor musunuz?" dedi Angel sohbete dahil olma kararı alarak.

"Husk' ın overlord olduğu zamandan." dedi Vox şarabından bir yudum alarak. 

"Sen overlord muydun?" dedi Angel şaşkınca.

"Evet... Ama o zamanlar geride kaldı." dedi Husk, bu konunun konuşulmasından hoşlanmadığı açıktı, bu Vox' u güldürdüğünde televizyona yumruk atmamak için kendini tuttu. Gerçi ondan önce biri yapmıştı zaten.... 

Ben Zaten Cennetteyim 📻x📺 -Tamamlandı-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin