Bölüm 4: Televizyon Eğlencesi

387 37 50
                                    

Velvet' in kalp kırıcı sözlerinin ardından Vox toplantı salonunu hızla terk etmişti. "İstediğin kadar kaçmaya çalış Vox, zayıf ve zavallı oluşundan kaçamazsın!" diye bağırmıştı Velvet arkasından. O acımasız sözlerine devam ederken Vox elektriğe dönüşerek oradan uzaklaşarak -daha doğrusu gerçeklerden kaçarak- kendini dışarı attı. Etrafta ona bakan gözleri gördüğü gibi hızlı adımlarla ilerlemeye koyuldu.  Nereye gittiğine dikkat etmiyordu, yürürken birkaç günahkara çarpmıştı bile ama yine de umursamadan ilerlemeye devam etti, sadece gitmek istiyordu.

Şimdi anlıyordu günahkarların onun üstündeki aşağılayıcı ve biraz da şaşkın bakışlarının sebebini, Alastor' un onun buraya gelmesinde olan ısrarını ve Zestial ve onun komik bulan tavırlarını...

Vox o an istemişti, Velvet' i oracıkta parçalamak istemişti. Ama biliyordu ki yapamazdı, arkadaşına bunu yapmasına imkan yoktu. Onu bu denli küçük düşürmesine rağmen ona zarar vermezdi. Ya da veremez miydi? Gerçekten istese onlara rakip olabileceğini mi düşünüyordu? 'Ben onlar kadar güçlü değilim...' diye düşündü. Onu buraya zekası getirmişti fakat sadece zeka hiçbir şeye yetmezdi, özellikle de bu kurtlar sofrasında hayatta kalmaya. 

Teknoloji söz konusu olduğunda çok büyük bir güçtü ama şimdi teknolojisi elinden kayıp gitmişti!  VoxTek için çok çalışmıştı, yeni şeyler geliştirmek, diğer rakiplerle rekabet etmek, sonra onları öldürüp işe yarar teknolojilerini çalmak kolay değildi. Bu iş yorucuydu ama Velvet ve Valentino' nun yanında oluşunun yanında onların problemleri ile uğraşmak bu işi çok daha keyifli kılıyordu. 

Cehennem biraz olsun onlarla iyi bir yer oluyordu...

Ama şimdi hiç bilmediği bir sebep yüzünden her şeyi gidiyordu! Hatta gitmişti bile, kendisinin haberi yoktu... Arkadaşları ile son zamanlarda arası açılmıştı ve ip inceldiği yerden kopmuştu. Gerçekten aralarındaki bağ bu kadar zayıf mıydı? Ne büyük hayal kırıklığı ama.

Velvet diyeceğini demişti. Evet, o herkesi kendisinden küçük görürdü ama Vox bunun kendini korumak için olan bir savunma olduğunu biliyordu... Ya da bildiğini mi sanıyordu?  Gerçekten onları tanıdığına ne kadar emin olabilirdi ki? Onun tanıdığı dostları ona bunları yaparlar mıydı? Hayır, yapmazlardı. Ama yapmışlardı. Onlar hakkında tamamen yanılmış mıydı? Onca yıllık dostluk tamamen yalandan mı ibaretti? Hiç mi gerçeklik yoktu, varsa bunu nereden bilebilecekti!? Bunlar gibi daha pek çok soru kafasının içinde dolanıyordu, onlarca ses ona bunları soruyordu.

Valentino ise... Onun hakkında konuşmak bir kenara düşünmek bile istemiyordu. Zaten Hazbin Hotel' e gelmeden önceki kavgaları esnasında ondan yeterince söz işitmişti. Bunun her zamanki gibi sıradan bir öfke krizi olduğunu düşünmüştü ama değildi.

Sonuç ne olmuştu? Korkak gibi en büyük düşmanının yanına sığınmıştı. Bir aptal gibi, aciz gibi... Ve düşmanı ona gerçekleri göstermişti... Alastor' a kızmak istese de bunu yapamazdı. O galiba ilk defa onun için iyi bir şey yapmıştı. Kendi eğlencesi için bile olsa.

 Vox durup nereye geldiğini görmek için kafasını kaldırdı. İşte buradaydı, kaçtığı sığınağı; Hazbin Hotel. Nereye gittiğine dikkat etmemişti, bir yere gitmeyi de düşünmemişti ama ayakları onu buraya getirmişti. 

Yoksa GPSi mi? "En azından kendimle alay edebiliyorum." dedi Vox ve otelden içeri girdi.

Charlie ve diğerleri beraber oturmuşlardı, bir etkinlik mi? Muhtemelen. Charlie ona heyecanla döndü ama asık suratlı televizyonu görünce suratındaki ifade endişeye döndü. Endişe... Acaba Vee'ler onun için hiç  gerçekten endişenmişler miydi? 

Neden bunu düşünüyordu!? Charlie Vee'ler ile kıyaslanamazdı. Onlar arkadaşlardı. En azından öyleydiler bir zamanlar. Peki şimdi? Onlar onu kolayca silip atmıştı, Vox bunu yapabilecek miydi? Ya da daha doğrusu yapmak istiyor muydu? 

"Hey, sorun ne Vox, bir şey mi oldu? Alastor nerede? Kavga mı ettiniz yoksa!"

Sorular ardı ardına gelince Vox gülümseyerek elini Charlie' nin omzuna koydu. "Düşündüğün için teşekkürler Charlie, merak etme onunla kavga etmedik sadece..." Eli yere düştü, Charlie' nin bulaşıcı neşesi bile şu anda onu keyiflendiremezdi.. "Kovuldum."

Bir şey demlerine kalmadan Vox merdivenlere ilerledi ve odasına doğru adımlamaya koyuldu. Sadece bir süre düşünmeliydi... Ya da nerede hata yaptığını düşünerek kendini yiyecekti. 

Charlie şaşkınca diğerlerine döndü. "O kovuldum mu dedi?"

-

Alastor keyifli bir şekilde  Hazbin Hotel' e vardığında Charlie hemen yanına ilerlemişti "Alastor, ne ters gitti?" dedi endişeyle. "Vox hiç de iyi görünmüyordu. Kovuldum dedi ama bir şey anlamadık!"

"Dediği gibi, kovuldu." dedi Alastor ve ilerleyip kanepeye oturdu. "Haberleri görmediniz mi?" 

"Benim telefon yasağım vardı..." dedi Angel surat asarak. "Televizyon ise bozuldu, yani dış dünya ile bağımız yok, bu yüzden anlatmaya başla radyo."

"Vox'da sizinle aynı durumda sayılırdı. Bu yüzden Carmilla' nın Velvet ve Valentino' nun VoxTek' in ve Vox' un himayesindeki ruhların bir kısmının sahibi olması konulu toplantısını bilmiyordu. Ben de onu bu yüzden götürdüm." dedi Alastor ve gülümsemesini neşeli tonu arttı. "Velvet ile kavga ettiler ve Vox  tüm arkadaşlığı, partneri, ortaklığı ve şirketinin gözlerinin önünde elinden kaymasını izledi!" 

Alastor neşeyle başını iki yana eğdi. "Televizyonun bu kadar eğlenceli olabileceğini bilmiyordum!"

"Bu çok saçma değil mi?" dedi Vaggie. "Vee'lerin binası Vox' a ait. Bu kadar... perişan olacağı bir anlaşma yapmaz!"

"Anlaşmada imza var. Carmilla imzayı araştıracak, sahte olup olmadığını." dedi Alastor. "O da bu durumdan memnun değil. Vee'lerin hepsinden hoşlanmıyor ama Vox 'en mantıklıları'ymış. Benim değil, onun sözleri."  

"Bu çok kötü..." dedi Charlie üzgün bir sesle. Diğerleri de üzülmüştü.

"Vee'lerden daha azı beklenemezdi." dedi Angel homurdanarak.

Üst kattan öfkeli bir bağırış ve bir şeyin kırılma sesi duyulduğunda gözler merdivene döndü. "Onunla konuşacağım." dedi Charlie ayağa kalkarak ama o ilerleyemeden Alastor sopasıyla onu engelledi. 

"Bunun korkunç bir fikir olduğuna eminim Charlie. Yapacağın tek şey sana vurması için bahane vermek olur." dedi Alastor.

Vaggie anında öfkelenirken "İyi de neden?" dedi Charlie. "Ben onun, hatta kimsenin kötülüğünü istemem!"

"Çünkü sen 'iyi' şeyler söyleyeceksin." dedi Alastor iyi kısmını vurgulayarak. "Bu duruma üzüldüğünü, onun yanında olduğumuzu, arkadaşı olabileceğimizi, burada kalarak daha iyi olabileceğini falan söylersin." dedi Alastor. Her cümlede biraz daha salondaki kameraya bakmıştı.

"Bu neden sorun olsun?" dedi Charlie, "Bu onu iyi hissettirmeli."

Tekrar kırılma sesleri duyuldu. "Bu sözler buna sebep olur." dedi Alastor üst katı işaret ederek. "Emin ol bu sözlerin özellikle Vox gibi çok gururlu ve gurur tamamen paramparça olmuş biri için etkisi Valentino ve Velvet' in ona yaptıklarıyla eşit olur."

Charlie gözlerini kocaman büyüttü ve endişe içinde kameraya göz ucuyla baktı. "Hayrı hayır! Onu sinirlendirmek ya da kırmak istemem!"

"Bu yüzden benim konuşmam en iyisi." dedi Alastor ve merdivenlerden ilerledi.

Sessizce olanları barından izleyen Husk  konuşma kararı aldı."İçimde hiç iyi bir his yok." dedi ve Alastor' un peşinden ilerlemeye koyuldu. 

Vaggie onun yolunu kesti. "Gerçekten iki overlord arasına mı gireceksin?"

"Bilgilendirme, o da overlordmuş." dedi Angel başını uzatıp hatırlatma yaparak. 

"Alastor' a kaybedip sefil bir durumda onunla anlaşmaya yapıncaya kadar." dedi Husk ve Vaggie' yi geçip merdivenlere devam etti. "Muhtemelen Vox' un biraz sonra yapacağı gibi."

---

Bir bakalım nereye gidecek bu durum :D

Oy ve daha önemlisi yorumlarınızı unutmayın!

Ben Zaten Cennetteyim 📻x📺 -Tamamlandı-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin