•20•

197 20 70
                                    

selamlar, oy ve yorum yapalım çünkü lütfen, çok emek veriyorum ben yazarken. iyi okumalar dilerim 🪻🔮

aybike, kendi söylediğine çok şaşırsa da artık bir şeyleri sonrasında ne olur acaba diye korkarak yaşamaktan vazgeçmek istemiyordu. kızıl çocuk ona dönerken de söyleyebileceği en kötü şeye hazırladı kendini. en kötü ne diyebilirdi? birkaç hafta önceden olsa zaten berk'e böyle bir şey asla söyleyemezdi ama şuan berk ona en azından arkadaşı olduğunu hissettiriyordu ve en kötü gitmemem için hiçbir sebep yok derdi.

kendi kendini motive ederek kızıl çocuğa açılıp açılmamayı bile düşündü o kısa zaman zarfında. yine en kötü ihtimalle reddedilirdi ve bunda da eskiden olsa olacağı gibi berk onunla dalga geçmez tam tersine kibarca reddeder ve kalbini kırmamaya da çok özen gösterirdi. aybike de bu kaldıramadığı ağır yükünden kurtulmuş olurdu.

berk ona baktığında ise gidemeyeceğini anlamıştı zaten. aybike gitmesini istemiyorsa biraz daha kalabilirdi.

"tamam, kalayım o zaman."

genç kızın ela gözleri parladığında çalan kapıya yöneldi. ikisi de şaşırmıştı, aybike'nin beklediği kimse yoktu çünkü.

"ben açarım istersen."

kızıl, kapıya gittiğinde gördüğü kişi özgür'den başkası değildi. kumral çocuk ise kapı açıldığında gördüğü kişinin aybike olmamasının yanı sıra berk'in olmasıyla fazlasıyla hayal kırıklığına uğramış görünüyordu.

"sen ne arıyorsun ya burada?"

"ben de sana soracaktım özgür. sen ne arıyorsun burada?"

"aybike iyi mi diye merak ettim. ama belli ki yanında sen kalmışsın. iyi değildir herhalde."

kızıl çocuk gözlerini devirip dilini dudağının iç kısmında gezdirdiğinde genç kız gelenin kim olduğuna bakmaya gelmişti ama gördüklerinden pek de memnun olmamıştı.

"özgür? ne arıyorsun burada?"

"seni merak ettim."

"etmene gerek yoktu iyiydim ben. berk beni kontrole geldi zaten."

kumral çocuk zaten aralarının yeterince kötü olduğunun bilincinde, bir de dün gece kızla arasında geçen tatsız tartışmanın üzerine özür dilemek ve en azından eskisi gibi arkadaş kalabilmek istiyordu onunla. ve tabi aybike'nin konuştuklarını hatırlamıyor olmasını umuyordu.

"sen dün gece konuştuklarımızı hatırlıyor musun?"

"hayır." dedi bıkkın bir iç çekişle genç kız. "hatırlamam mı gerekiyordu?"

"yok hayır." dedi berk'in şüpheli bakışlarına maruz kalan kumral. berk bu çocuğun ne konuşmasından bahsettiğini öğrenmek zorundaydı. "tamam, peki. biz biraz konuşabilir miyiz? baş başa?"

"hayır." dedi kız çok net bir ifadeyle. berk'in delici bakışları da bunu destekliyordu.

"peki, daha sonra konuşuruz o zaman canım."

genç kız geri adım atan özgür'ün gidişiyle kapıyı kapattığında berk'in öfkeli solumasını hemen solunda duymuştu.

"canımmış. geri zekalı." 

genç kız yine gerçekleşen olayla daha da fazla kendini ikna etmeye başlıyordu bu duruma. berk'in özgür'ü kıskanıyor olması düşüncesi çok hoşuna giderdi.

"berk."

yine özgüven dolup taştığı bir anında daha sonra soramayacağı ya da söyleyemeyeceği şeyi dile getirme gücünü bulmuştu kendinde.

belki de olabilirdik bu defa. | ayberHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin