•25•

198 17 42
                                    

bu evren için yazdığım bölümlerden favorim olanıyla geldikk, oy ve yorumlarınız benim için çok önemli. keyifli okumalar dilerim 🪻🔮

eline geçen defterle dudaklarını ıslattı berk. gerçekten ne olduğunu ve neden aybike'nin onu bu kadar koruduğunu çok merak ediyordu. daha önce bakmaya çalışmış ama genç kız buna izin vermemişti. şimdi ise elindeydi ve bakabilirdi ama şuan bakmayacaktı. en başta aybike'nin özeli olduğu için ondan saklamasını anlayabilmişti, hatta bir çeşit günlük olduğunu düşünmüştü. ama bugün yanına gitmeden hemen önce genç kızın defterin içinden bir sayfayı özgür'e gösterdiğini ve ona bir şeyler söylediğini görmüştü ve bu da daha çok ilgisini çekmişti. özgür'le paylaşabiliyorsa onunla da paylaşabileceğini düşünüyordu.

tabi yine de şuan açıp bakmayacaktı deftere. önce ela gözlü kızın gelmesini bekleyecekti. sonra da onu ikna edecekti deftere bakabilmesi için. daha sonra bakacaktı deftere.

"bu koridorda daha önce hiç dolaşmadığımı fark ettim, lavaboyu bulmak zor oldu."

içeri giren genç kız, berk'in elinde tuttuğu şeyi gördüğünde olduğu yerde kalmıştı. berk onun defterini tutuyordu elinde. yüz ifadesinden içine bakıp bakmadığından emin olamıyordu. bakmasından da çok korkuyordu. bakarsa biterlerdi. zaten başlayamamışlardı ama en azından arkadaşı olarak yanındaydı şuan berk kızın. arkadaşı olarak da çok güzel vakit geçirebiliyorlardı birlikte, bugün öğrenmişlerdi bunu. aybike bunu kaybetmek istemiyordu. başka sebepleri de vardı tabi. berk'in yine tanıştıkları ilk haftalardaki gibi onu alaya almasından, incitmesinden korkuyordu. bu yeni tanıştığı ve giderek daha da bağlandığı berk'in kaybolmasından. yeniden canının yanmasından.

"berk ne yapıyorsun sen? benim defterim mi o?"

"merak etme bakmadım." sözleri kıvırcık kızın derin bir nefes vermesine sebep olmuştu.

"tamam verir misin onu bana?"

"hayır."

"ne demek hayır berk, defter benim ver dedim onu bana."

kızıla doğru yaklaştığında berk bir adım geri çekilmişti. genç kızın nefesi düzensizleştiğinde kalbi çok hızlı atıyordu şimdi. berk'i öptüğü zaman attığından bile daha hızlıydı...

"eğer bugün gördüğüm şeyi görmemiş olsaydım verirdim aybike. özelin derdim, bakmakta ısrar etmezdim."

"ne görmüşsün bugün sen ya?"

"o çocuğa bu defterden bir şey gösteriyordun, bir şeyler anlatıyordun. ben yanına gelmeden önce. ben de düşündüm ki sadece benden sakladığın bir şey, başkalarının görmesini dert etmediğin bir şey."

"berk lütfen."

genç kızın hızlı hızlı çarpan kalbinin yanı sıra gözleri de doluydu artık, sesinin titremesiyle yutkunan kızıl çocuk ise bakmaktan neredeyse vazgeçecekti. bakmasını bu kadar istemeyeceği ne olabilirdi?

"aybike neden? neden ya? neden bu kadar önemli, ne bu kadar önemli? tamam peki, nedenini söyle bana. ona göre karar verelim ne yapacağımıza olur mu?"

"yine kıracaksın beni. çok üzeceksin." son kelimesinde sesi kısılmıştı. gözyaşları da inmeye başlamıştı çoktan. kızıl çocuğun şimdi yumuşayan bakışları onu çok daha iyi hissettiriyordu, bunları kaybedemezdi.

"aybike ben seni asla kırmam. evet daha önce çok kırdım. ama bir daha incinmene asla izin vermeyeceğim. söz veriyorum."

"bilerek incitmeyeceksin ki zaten." yutkunup iç çeken kızın boğazında düğümlenen şeylerle savaşıp yeniden konuşmasını bekledi. "söyleyeceğin şeyler kıracak beni ama. incitme berk beni artık nolur."

belki de olabilirdik bu defa. | ayberHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin