•24•

167 17 16
                                    

yine kritik bir bölümle karşınızdayımm, oy ve yorumlarınızın benim için çok değerli olduğunu bıkmadan yineliyorum. iyi okumalar dilerim 🪻🔮

genç kız, ne yapacağını bilemeden boş boş oturmak yerine çizim yapmayı denedi. berk'i unutacağı yerde yine onunla alakalı bir şey yapıyor olması aklına özgür'ün ona nereye gitse, ne yapsa, ne söylese hepsinin berk'e çıktığını söylediği an'ı getirmişti. ama elinde değildi onun. bu yolu aybike seçmemişti.

yanından elindeki deftere bakarak geçip gidecek olan özgür'e seslendiğinde kumral çocuğun konuşmak istemiyormuş gibi bir hali vardı.

"özgür."

"efendim aybike?"

"bak. daha rahat bakabilirsin, çekinmene gerek yok. evet yine onu çiziyorum. her şeye rağmen. senin söylediğin o kadar şeye rağmen. söyleyebilirsin ne söylemek istiyorsan. çok aptalsın de. bu kadar salak olamaz bir insan de. de hadi."

"öyle bir şey demeyeceğim aybike. ayrıca defterine de bilerek bakmadım, kusura bakma."

ela gözlü kızın yanından çekip gittiğinde gözlerini kapattı kız, telefonunda çalan şarkıyı da tüm sinirini telefonunun ekranından çıkarmak istiyormuş gibi kapattığında devam etti çizimine. yanına gelen ayak seslerini duyduğunda da özgür'ün yeniden gelmiş olabileceğini düşünerek öfkeyle başını kaldırdığında berk'i görmek paniğe sebep olmuştu. hemen defterini kapatıp çantasına koydu kız. berk ise yine ondan hızla sakladığı defteri fark etmişti. gözlerini kısmış, kısa bir süre o deftere anlam vermeye çalıştığında bunu sonra düşünmeye karar vererek arkasındaki kutuyu çıkardı.

"sürpriz."

"bu ne?"

"çikolata ve gül işte. çok seviyordun diye hatırlıyorum, yanlış mıyım yoksa?"

"evet, evet çok güzel ama gerek yoktu berk hiç. teşekkür ederim."

"rica ederim. yürüyüş yaparken özgür'le ilgili saçma sapan şeyler sorup canını sıktım. bana sinirlisin ve mesafelisin farkındayım. gönlünü almam gerekiyordu ve bu onun içindi ama esas olayımız bu güller ya da çikolatalar değil."

genç kız kırgınlığının sadece o konuşmalarına olmadığının düşüncesiyle buruk bir gülümsemeyle izlerken kızılı, son dediği cümleyle gözlerini kısıp merakla bakmaya başlamıştı şimdi.

"neymiş esas olayımız peki?"

"gel benimle."

"berk beş dakikaya dersim var."

"aa, dersin iptal olduğu mailini okumadın mı tatlım sen? hoca son dakika rahatsızlanmış dersini iptal ettiler. bilemezsin belki de öğrencinin biri hocanın kupasına ufak zararsız bir şeyler yapmıştır ders gitsin diye."

"berk sen mi yaptın?" dedi gözlerini kocaman büyüten kız, berk'in koluna sertçe vurmuştu. "inanmıyorum sana. çok kötüsün ya yapılır mı bu?"

gülen kızıl çocuk işaret parmağını dudağına götürüp fısıldadı yine kıza usul usul yaklaşarak.

"şşşş, aramızda kalacak."

genç kızın nefesi onun tutmasına da gerek kalmadan berk öyle fısıldayınca kendiliğinden durmuştu zaten. yutkunup kızılın onu kolundan yavaş yavaş çekmesiyle çantasını da alıp peşine takıldı. nereye gidecekleri hakkında hiçbir fikri yoktu gerçi.

"berk nereye gidiyoruz?"

"sürpriz."

"ya söylesene."

belki de olabilirdik bu defa. | ayberHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin