♥♥♥♥♥♥♥♥♥♥♥♥♥♥Duyduğu kelimenin ağırlığı altında kalan genç kadın, ne yapacağını şaşırmış vaziyette karşısındaki kadına bakıyordu.
"Hamilesiniz!"
"Nasıl yani?" Diyerek geçirdi içinden genç kadın.Kendini sorguluyordu, içindeki sesi susturmaya çalışıyordu.
Başarısızdı... İçindeki ses bitmek bilmeyen çığlıklara dönüşmüş genç kadını zorda bırakmıştı.Şifacı karşısındaki kadının ızdırap içerisindeki bakışlarına çare arıyordu ama o da çıkmazdaydı. Izdırap dolu bakışların altında ezilen şifacı, artık gitmesi gerektiğini düşünüyordu.
"Kraliçem, izninizle ben çıkayım."
Cevap arayan gözlerle genç kadına bakam şifacı, beklediği cevabı alarak genç kadını yalnız bırakmıştı.Genç kadın yalnız kalmasıyla birlikte göz yaşlarını tutamayarak ağlamaya başladı. Yaşadıklarını ve yaptıklarını artık kaldıramayacağını düşünen genç kadın bir hışımla kalktığı yerden Siyah Ejderha Krallığına doğru yol aldı. Aklındaki düşüncelerin arasında kendini belli eden tek bir cümle vardı, "Arel'in yanına git." o da bu cümleyi dinleyerek hızlı adımlarla ilerliyordu.
Kendi krallığından dışarı adımını atamadan gördüğü yüzle hem şaşkınlık hem üzüntü içerisinde kalan genç kadın, güvendiği kollara kendini bırakmıştı. Neler olduğunu anlayamayan Arel olayın şaşkınlığı üzerinde öylece donup kalmış bir şekilde Alisa'ya bakıyordu.
"Alisa neler oluyor?" Ses tonu öylesine sertti ki sorudan çok emir gibi duymuştu bunu genç kadın.
"Arel ben hamileyim."
Sessizlik oluşmuştu etrafta, Arel duyduklarını sindiremeyerek Alisa'ya baktı.
"Ne demek hamileyim Alisa!" Derin bir nefes alarak devam etti cümlesine Arel. Karşısındaki sevgilisini kırmak istemiyordu ama bu çocuğun ondan olmasının imkanı yoktu. İkiside farklı krallıkları temsil eden hükümdarlar ve farklı soylardı.
Bir vampir ve bir cadının çocuğunun olması hiç görülmemişti. Görülemezdi de yasaktı... Bu yasak iki genci durduramamıştı.
Hıçkırıklarla Arel'in omzunda ağlamaya devam eden genç kadın nefes alamaz hale gelmişti ama sessizliğini korumaya devam ediyordu. Bekliyordu... Karşısındaki sevgilisinden bir destek bekliyordu.
"Bu benim çocuğum değil Alisa."
Alamadı. Beklediği desteği alamadı genç kız. Çatık kaşlarla Arel'e baktı.
"Ne söylüyorsun Arel?" Sesi çıkmamıştı genç kadının ama yinede o tondan sinirlendiğini anlamıştı Arel.
"Benden değil diyorum Alisa. Olamaz, ikimizde farklı türlere aitiz. Bu doğaya, evrene ve düzene aykırı."
Derin bir nefes aldı Arel ardından ellerini Alisa'nın yanaklarına çıkardı."Bak Alisa biliyorum şu an beni anlamıyorsun. Biliyorum bana hak vermiyorsun. Biliyorum her şeyi anlıyorum o gözlerinden ama olmaz. Doğurma bu çocuğu benim değil bu çocuk. Krallıklara ne diyeceksin? Hiç düşündün mü Alisa?"
Alisa anlamayan bakışlarla Arel'in gözlerine bakmaya devam etti. Saçmalıyordu Arel, bu çocuk onundu. Yanaklarındaki elleri öfkeyle çekti yüzünden.
"Ne saçmalıyorsun sen?"
Dudaklarından tek cümle dökülmüştü genç kadının ama gözleri her şeyi anlatıyordu. Yeşil gözleri ağlamaktan kızarmış, biçimli kaşları çatılmış bir şekilde bakıyordu sevdiği adamın koyu mavi gözlerine.
"Anla artık beni." Diyordu bağıra bağıra..."Sen beni aldatmışsın Alisa." Bu sözler her ikisininde sonu olmuştu.
Aşkından ölmeyi göze alan Alisa, sevdiği adamın sözlerinin hayal kırıklığını yaşıyordu.Arel'den adım adım uzaklaşan Alisa sadece bedenen değil ruhende uzaklaşıyordu.
♥♥♥♥♥♥♥♥♥♥♥♥♥♥
Düzenlenmiştir.
23.09.24
ŞİMDİ OKUDUĞUN
RUH KADEHİ |Düzenleniyor|
FantasySekiz Ejderha Krallığının laneti kan kırmızısı saçlarda yaşam bulacak. Herkesin unuttuğu şey ise, her lanetin bir gücü vardır. Kırmızı ve Siyah bulunduğunda renkler tamamlanacak. Kan kırmızısı büyüyor, renkler büyüyor. Volkan patlayacak, renkler yok...