-11-

150 66 22
                                    

Tahminimizde paketi getiren kişi birazdan burada olacaktı ve bizim onun için hiçte iyi planlarımız yoktu. Nasıl olsa 2'ye tekti. Onu alt edebilirdik. O Tamer'i itmeye çalışırken ben arkadan saldıracaktım. Elimde evde bulduğum orta boyda bir melek heykeli vardı. Bununla o adamın kafasına vuracaktık. Ve tabiki bayıldığından emin olacaktık. O konuşacaktı. Neden bu işteyiz hepsini anlatacaktı. Onu öldürmek gibi bir planımız yoktu. Ama işler zorlaşırsa B planında o vardı.

"Evet sanırım başlıyoruz." dediğinde derin bir nefes aldım ve apartmanın içine girip kapıyı açık bıraktım. Kapanmaması içinde tuğla koydum. Tamer tam çaprazımda kalıyordu. Arkası dönüktü. Ben kapının arkasına sindim. Böylece gelen herif beni göremeyecekti. Önümde simsiyah bir adam geçince hareketlendim. Adamımız gelmişti işte. Yavaş ve sessiz adımlarla apartmandan çıktım. Adam benden hızlı ilerliyordu. Elimi kaldırdım ve herkelle adamın kafasına vurdum. Bir anda yere düştü. Paltosunun ceplerini karıştırdım. Paketi aldım. Arkasındada tabanca vardı. Bu işimize yarardı.

"Temiz iş Büşra." dedi Tamer ve bana yaklaşıp çakmam için avucunu uzattı. Bende avucuna avucumla vurdum. Bu iş fazla kolay olmuştu. Çok fazla. Bu adamın bir koruması olmalıydı yada buraya gelmesini sağlayan bir araç. 5 dakika içinde oraya geri dönmezse işler kızışırdı. Zaten istediğimizde buydu. Biz baş kaldırdık. Bizim için artık herşey bitmişti. Ya ölecektik, yada korku içinde yaşamaya devam edecektik.

~

"Konuş yoksa beynini dağıtırım adi herif." diye bağırdı Tamer ve silahla adamın kafasına vurdu. Adam tek bir kelime bile etmemişti. Ölmekten korkmadığı aşikardı. Şirketini ve Bay R'yi satmayacak kadarda itaatkar bir köpekti. Aklıma gelen dahiyane ve bir o kadarda pis fikirle sırıttım ve Tamer'den bana silahı vermesini istedim. Silahı elime alınca özgüvenim yerine geldi ve konuşmaya başladım. "Biliyor musun? Sen adi bir orospu çocuğusun. Bay R denen piçin köpeğisin. Seni hemen şuracıkta öldürsem patronunun kılının kıpırdayacağını sanmıyorum. Şimdi konuş yoksa ateş ederim." dedim ve kalbine nişan aldım.

Adam sırıttı ve "Beni vuramassın." dedi. Ah inanmıyorum. "Bence bundan bu kadar emin olma gülücük surat." dedim ve silahı ayağına tutup ateşledim. Adamın çığlığıyla silahım sesi birbime karışmıştı. Bu korkunçtu. "Büşra sen naptın?" diye bağırdı Tamer. Tamer'e döndüm ve "Senin taktiğin ile konuşmuyor işte. Susta izle." dedim ve adama geri döndüm. "Evet nerede kalmıştık. Evet sen en son şirketinizin ne bok yediğini anlatıyordun, öyle değil mi?" diye sakince sordum. Bu piskopat bir katilin ses tonuna benzediği için kendimden biraz korkmuştum.

Adam acıyla inlerken konuşmaya başladı. Gülerek "Gerçekten ayağıma vurman konuşacağım anlamına gelmez seni kaltak." dediğinde Tamer adamın yakasına yapıştı ve bir tane yumruk geçirdi. İşte şimdi yapmalıydım. Bağırarak "Eğer şimdi konuşmassan çükünü kopartırım." dedim ve silahı adamın orasına -siz anladınız- nişan aldım. Adam korkmuş gibiydi. "Tamam, sakin ol. Söyleyeceğim. Silahı indir." dedi ve silahla yüzüm arasında gidip geldi gözleri. Gerçekten başarmışmıydım? Kolaydı. Fazla kolay.

Silahı indirdim ve adamın konuşmasını bekledim. Tamer bana şaşkınca bakıyordu. Ani çıkışımdan o da korkmuş gibiydi. Adam hızlıca nefes alıp veriyordu. Konuşmaya başladı. "Siz, hepiniz bir amaç uğruna kaçırıldınız. Aslında hepiniz izleniyordunuz. Hayattan mutsuz olan, hep farklı şeyler yaşamak isteyen çocuklara teklifte bulunduk. Sizede aynı teklifte bulunduk. Ve sizde korku içinde kaybedecek bir şeyinizin olmadığını söylediniz ve kabul ettiniz. Bizde sizi 15. yaş gününüzde kaçırdık. Sizden milyonlarca var. Bu şirket evrensel. Adam kimseye zorla bir şey yaptırdığımız yok." dediğinde derin bir nefes aldı ve kafasını arkaya yasladı.

PaketHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin