3 gün sırf Tamer'in ısrarıyla yattım. Ama iyileştiğime inanıyordum çünkü kesiklerim kapanmıştı ve ruhsal yaralarda hiç yoktan iyiydi.
Kısaca ruhumun çöküntüsü haricinde fiziksel hasar çok değil.
Bugün paketimin gelmesi gerekiyordu. O yüzden giyinip dışarı çıktım. Hem hava almış olurdum. 2 haftadır hastane ve Tamer'in evi haricinde dışarı çıkmamıştım.
Akşam, Tamer'in grubundan Mert barda gitar çalacakmış. Ronay, Sinem, Tamer ve diğerleriyle birlikte gideceğiz. Özelliklede Ronay çünkü Mert bu akşam Ronay'a çıkma teklifi edecek.
3 haftadır seviyormuş. Okula gitmediğim için haberim yoktu. Onların adına sevinmiştim.
Sokak bir anda ıssızlaşınca geldiklerini anladım. Yürümemi aynı hızda devam ettirdim ve darbeye hazırlandım.
Arkamdan gelen darbeyle yere itildim. Yüzüm asfalta yapışmıştı. Bu acıtıyodu.
Adam paketi yanıma koydu. Koşup gittiği ayak seslerinden anlaşılıyordu. Ben daha kafamı kaldırmadam gitmişti.
-
"Mert!" diye bağırmaya başladık. Mert sahneye çıkıyordu. Bize gülümsedi ve sahneye koştu. Ona hazılanan sandalyeye oturdu. Gitarını aldı.
Duyduğuma göre Ronay'ın en sevdiği şarkıyı söylecekti. Cem Adrian - Şeker Prens ve Tuz Kral.Ronay bu şarkıyı her dinlediğinde ağlıyormuş aslında ama Mert, Ronay'ın gözlerinin içine bakarak söyleyeceği için şaşırıp ağlamayı unutabilir.
Mert şarkıyı söylemeye başladı. Ronay'a baktığında şaşkınlıkla Mert'e bakıyordu. Ağlayacak sanmıştım. Ama yüzünde kocaman bir gülümseme oluşunca rahatladım. Demek oda Mert'e karşı boş değildi.
Mert şarkıyı söylemeye devam etti. Sonlarına geliyordu. Gözüm bir Mert'te bir Ronay'daydı. Bu öncelerden planlanan bir gösteriydi ve sanırım herşey Mert'in istediği gibi olmuştu.
Mert şarkıyı bitirdiğinde Ronay kalktı ve çıkış kapısına doğru yürüdü. Daha fazla dayanamamıştı sanırım. Mert'te hızla gitarı yere bırakıp Ronay'ın peşinden dışarı çıktı.
-
Ronay'dan
İnanamıyorum. Sevdiğim çocuk en sevdiğim şarkıyı gözlerimin içine bakarak söyledi. Bir kız daha ne istesinki?
Bardan yeterince uzaklaşınca duvara yaslandım. Neden çıktım bilmiyordum ama bence çıktığım iyi olmuştu. Orada daha fazla nefes alacağımı sanmıyordum. 2 bardak bira içmiştim ve kimse fark etmemişti.
Ama herkes benim kolay kolay sarhoş olmadığımı bilir.
Seslerin geldiği yere kafamı çevirince Mert'le göz göze geldim. Mert'in burada ne işi vardı lan?
"Niye kaçtın?" diye sordu kırılganca. Üzüldüğü her halinden belli oluyordu. Pişman olmaya başlamıştım.
"Sadece peşimden geleceğini biliyordum ve yalnız konuşmak istedim." diye çok yaratıcı bir yalan ürettim ve bundan ikimizde memnun kalmıştık. Öbür türlü neden kaçtığımı açıklayamayacaktım ve asla birbirimize açılamayacaktık.
Yüzünü kocaman bir gülümseme aldı ve bana doğru yaklaştı. Bu sırıtış iyi değildi.
Yüzyılın seri katili gülümseyişiydi bu.
Bir adım geri çekildim. Bana dahada yaklaştı. Bir adım daha geri adım attığımda duvara yaklaştım. Oda bir adım attı ve burun buruna geldik. Demekki rahatsız edici bir sohbet olacaktı.
"Seni seviyorum." dedim. Ve aynı anda oda söyledi. Şaşırmıştım. Aynı anda söylemiştik ve çok açık olmuştu.
Bana dahada yaklaştı ve dudağıma uzandı. Nedensizce gözümü kapatma isteği gelmişti. Zaten herkes öpüşürken gözümü kapatırdı. Saçma ama güzeldi.
Kendini geri çektiğinde gülümsedi ve alnını alnıma yasladı. "Seni fazla seviyorum Ronay Serin." dedi ve bana sarıldı. Bu çocuk nasıl birşey böyle?
"Benim daha çok sevdiğime emin olabilirsin Mert Bilen." dedim ve daha sıkı sarıldım.
-
Tamer'den
Sanırım bu gece itiraf gecesi.
Herkes birine bir şeyler itiraf etti. Umarım Mert'le Ronay kavga etmeden birşeyler yapmışlardır ama şimdi sıra bendeydi.
Ayağa kalktım ve Büşra'nın yanında gittim. Aramızda 4 kişi vardı.
"Konuşabilir miyiz?" diye sordum. Onu sahil kenarına götürmeyi düşünüyordum. Oradada düşünecektim bir şeyler. Büşra'nın nelerden hoşlanacağını pek bilemiyordum çünkü.
"Tabiki." dedi ve kalktı. "Nerede konuşalım?"
"Sahil kenarına gidelim mi? Biraz uzun bir konuşma olacak çünkü."
"Garip ama peki." diyerek arabamın olduğu yöne doğru yürümeye başladı. Bende peşinden gittim.
Arabaya bindik. Arabayı çalıştırdım ve sahile en uzun yolu seçtim. Zamana ihtiyacım vardı.
15 dakika sonra sahildeydik. İşte başlıyoruz.
"Büşra, bu söyleyeceklerim seni korkutabilir."
"Zaten hep korkuyorum ve ne kadar çok korktuğumu bilemezsin." diye lafımı kesti. Sinirlendirmiştim. Plan doğru yürümüyordu.
Bence en iyisi herşeyi hemem söylemek.
"Büşra ben bir yerden bir yere paket taşıyan biriyim ve yanımda olman zararlı olabilir." dedim ve bir oh çektim. Rahatlamıştım. Uzun zamandır bunu söylemek istiyordum.
"Biliyordum." diye fısıldadı ve durdu. Bana döndü ve devam etti. "Benzer bir noktamız olduğunu biliyordum."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Paket
أدب المراهقينHer ay bir kere gelen tehlikeli bir paket, bir o kadar da tehlikeli teslimat ve zifiri karanlığın kollarına düşmüş güçsüz, saf bir güzellik. Ve tabikide tarifsiz bir aşk. O karanlık yolda yürümek tek kişinin omuzlarında olmamalı. Herkes yardımı ve...