"Günaydın..." Mutfaktaki iki korsana başımı eğerek kısa bir selam verdim. Fakat gözucuyla bile bana bakmadılar. Bir kaç hafta önce olsa karşılarına çıktığım her seferde yüzüme dik dik bakıyorlardı. Son zamanlarda yaptıkları tek şey ise görmezden gelmekti. Eh, çok daha iyiydi. En azından artık yanlarındayken eskisi kadar gerilmiyordum.
Leon hariç... Leon ile her karşılaştığımda korkudan boğazım düğümleniyor adeta koşarak kaçıyordum. Ancak onun görevi haritacılık olduğu için çoğu zaman güvertede değil dümen odasında oluyordu.
Kendime hızlıca küçük bir sandviç hazırladım. Mutfaklarındaki eşyaları istediğim gibi kullanmama izin verselerde uzun uzun pişirme isteyen şeylere çok cesaret edemiyordum. Çünkü daha önce hiçbir şey pişirmemiştim...
Yardımcılarım Bella ver Gloria'yı delicesine özlüyordum. Her sabah uyandığımda sanki kapıdan içeri gireceklermiş gibi o tarafa bakıyordum. Ama üçüncü haftamı bitirmek üzere olduğum bu gemide on iki erkek haricinde kimse yoktu...
Ancak alışmıştım... Arada sırada gemiyi beklemediğim kadar şiddetli sarsan dalgalara da, ilk başta midemi alt üst eden fırtınalara da, yolculuğumuz çok uzun olduğu için gemide yiyecek hiç sebze olmamasına da ve her işimi kendim yapmaya da oldukça alışmıştım.
Eski hayatım daha konforluydu belki... Ancak bir şekilde hala şikayet etmemeyi başarıyordum.
Ve bir şekilde küçük bir arkadaşlık kurmayı başarmıştım...
Bana kıyafetlerinden veren Arthur ile denk geldiğimizde konuşmak ve biraz merdivenlere oturmak oldukça keyifliydi. Hatta aramız o kadar iyiydi ki bana kıyafetlerimdeki yırtıkları düzeltebilmem için iğne ile iplik bile bulmuştu.
Dikiş yapmak için iki üç gün kadar uykusuz kalmış ancak gemiye bindiğim ilk günkü elbiseyi bir gecelik haline getirmeyi başarmıştım. Tabi bu aralıksız uğraşım parmak uçlarımın ince yaralar ile dolmasına sebep olmuştu. Gerçi, bu uçsuz bucaksız okyanusta bir şeyler ile vakit öldürebilmek bu yaraları görmezden gelmeme oldukça yardımcı oluyordu.
Mutfaktan çıkıp hazırladığım şeyleri yiyebilmek için güvertenin ucuna ilerledim.
Korsanlarla ilgili keşfettiğim bir diğer şey ise hava aydınlık olduğunda genel olarak uyuduklarıydı... Tüm gece rom içip, kahkahalar ve oyunlar eşliğinde delicesine bir gürültü çıkararak beni uykusuz bıraktıkları için gün içerisinde hamaklarından çıkacak kadar ayık olmuyorlardı. Yalnızca dümenin oynamaması için bir iki kişi uyanık oluyordu o kadar. Onlarda şuanda mutfaktaydı. Bu yüzden güvertede dolaşmakta bir problem görmemiştim.
Geminin burnuna ilerledim ve sular bugün sakin olduğu için tahtaların üzerine oturarak ayaklarımı korkulukların arasındaki boşluklardan geçirdim. Çocuk gibi ayaklarımı sallayarak ve parıltılı gökyüzünü izleyerek elimdekini yemeye başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yelkenler Fora (Kitap-1)
AdventureBu korsan gemisine adım attığım an her şeyin çok zor olacağını biliyordum. Onlarca erkek korsanın arasında özgürlüğüm için koşuşturup duracaktım. Ancak şikayetçi değildim. Yolun sonu öylesine güzeldi ki yol umurumda bile değildi. Tek istediğim şe...