2. BÖLÜM: FIRTINA ve KORSAN ŞARKISI

246 41 48
                                    

Herkese merhabaaa. Kısa bir açıklama yapmak istedim. Bu kitapta müzikler önemli bir yere sahipp. Bu yüzden benim belirttiğim yerlerde kitaba ara verip müzikleri başlatırsanız çok mutlu olurum. Bir macera romanı olduğu için kitaba girmenize çoook fazla yardım edecektir eee
Keyifli okumalarrrr

 Bir macera romanı olduğu için kitaba girmenize çoook fazla yardım edecektir eeeKeyifli okumalarrrr

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bir kez daha gözlerimi araladım. Ağzıma gelen midem yüzünden hamaktan atladığım gibi yerdeki kovaya koştum ama midemden hiçbir şey çıkmadı.

Yere oturmak için çabalarken bir elimi yorgunlukla gözlerimin üzerine örttüm.

Gemi bir kez daha savrulurken üzerime doğru gelen fıçıyı refleksle diğer tarafa itmeyi başardım.

Bir sinir krizinin ucundan dönerken  çektiğim uykusuzluk yüzünden bayılmamayı umarak yorgunlukla yere uzandım.

"O ses neydi?" Kapının diğer tarafından tanımadığım bir ses yükseldi.

"İyiyim!" Sorduğu sorunun cevabı bu olmasa bile güç bela konuşmayı başardım. Sanki fırtınalı bir okyanusun ortasında değilmişiz gibi savrulan fıçıdan beni sorumlu tutmaları neredeyse beni güldürmüştü.

"İyi olup olmaman umurumda değil kadın. Etrafa zarar vermiyorsun değil mi? Yoksa dokunulmazlığın her an düşebilir."

"Fıçı yuvarlandı sadece..." Sesim umduğun kadar yüksek çıkmadı. Gözlerim ağırlaşırken daha fazla uyanık kalmak için çabalamadım.

Tam uyku ile gerçek arasındaki o noktadayken ise diğer tarafa fırlattığım fıçı aniden üzerimden geçti.

İnlemelerime engel olamayarak adeta yerden sıçrayarak kalktım.

Gerçekten çok korkunç hissediyordum. Sarsak adımlarla kapıya ilerledim ve kilidi çevirdim. Dışarı çıktığımda daha demin benimle konuşan kişi her kimse koridorda yoktu.

Seslerin geldiği kalabalık yere üst kata doğru yürümeye başladım. Bu gemiye bindim bineli onların yanına gittiğim ilk seferdi.

Önce güverteye çıktım. Ardından etrafı ahşap ve camlar ile kapalı olan yere ilerledim. Öğrendiğim kadarı ile kaptanın kamarası olan yerin yanındaydı.

Kahkahların yükseldiği ve tabak çatal şıkırtılarının duyulduğu odaya gerek olmasa bile kapıyı tıklatıp girdim. İlk bir kaç saniye hiç kimse beni fark etmedi. Ardından birer birer beni görmeleri ile herkes sessizleşti.

"Vay canına..." Adının Hanry olduğunu öğrendiğim, kaba bir sakala sahip adam konuşan ilk kişi oldu. "Gemiye girişine karşılık fazla çirkinleşmişsin. Bir de korsanlar neden çirkin derler..." Bir kaç kişi onun bu sözlerine güldü. Ona doğru hiç bakmadım.

Gözlerim, bir elinde kadeh tutarak arkasına yaslanmış ve oturduğu yere epeyce yayılmış Kaptan'daydı. Üç gündür bana verilen yerden neredeyse hiç çıkmadığım için onunla da ilk kez bugün karşılaşıyordum. Ayrıca adını da hala öğrenememiştim.

Yelkenler Fora (Kitap-1)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin