"Ne zaman uyanır?"
"Saatlerdir bu halde..."
"Onu öldürmediğinize emin misiniz?"
"Nefes alıyor..." Ses tereddüt doluydu.
"Aptal herif. Hiçbir işi beceremiyorsun." Birilerinin itişip kakıştığını duydum. Ağrıyan başım duyduğum sesler ile daha da zonklamaya başlamıştı.
"Bana dediğini yaptım sadece!"
"O sıvıyı uzun süre koklamak onu öldüredebilirdi. Bu iş için sana güvenmemeliydim... Neyse, Jeffrey piçi dua edelim de kızı beğensin."
"Beğenilmeyecek gibi mi? Şuna baksana..." Kıkırtılar kulağıma ilişti. Midem şiddetle alt üst oldu.
Günlerdir alıştığım, denizin o ufak sarsıntısını bedenimde hissedebiliyordum. Ama ben en son karaya ayak basmıştım...
Nerede olduğumu bilmemenin verdiği korku, beni hızlıca gözlerimi açmaya itti. Kirpiklerimi kırpıştırarak ahşap duvarlar ile yüz yüze geldiğimde sesler bir kaç saniyeliğine kesildi.
"Uyandı. Sana doğru yaptığımı söylemiştim!" Sesler hemen tepemden geliyordu. Vücudumdaki ağrılar doğrultusunda inleyerek bedenimi çevirdim.
Giyimlerine artık oldukça alışık olduğum iki korsan bana bakıyordu. Ancak yüzleri hiç ama hiç tanıdık değildi. Bunlar kesinlikle Valentino'nun mürettebatından olamazdı. Yine mi bir başka korsan gemisi?
"Kaptan'a ne zaman haber vermeliyiz?" Bu sefer konuşan kişi diğeriydi. İlk konuşandan biraz daha büyük duruyordu.
"Şu anda Kızılfener'de olmalı... Onu çağırırsak ve kızı beğenmezse bizi gemiden atar." Bunu hiç istemiyormuş gibi ellerini iki yana açtı.
"En iyisi o dönene kadar beklemek."
Diğeri de bu fikri beğenmiş olacak ki yalnızca omuz silkti. Ardından geri çekildiler ve benden uzaklaştılar. Ardından birbirine çarpan demirin sesini duydum. Bedenimi biraz daha o tarafa çevirdiğimde üzerine kapanan parmaklıkları yeni fark etmiştim.
Bulunduğum yer bir zindandı... Gerçekten geminin içine bir zindan mı yaptırmışlardı?
Zihnindeki bulanıklık yavaş yavaş geçerken konuşmalarını daha yeni anlayabilmiştim. Bahsettikleri Kaptan'ın Valentino olmadığı kesindi... Bu demek oluyordu ki bir başka korsan için kaçırılmıştım.
Kalbim, damarlarımda dolaşmaya başlayan korku yüzünden sert bir şekilde atmaya başlarken yutkundum.
Oturduğum yerde doğrulmaya çalıştığımda midemdeki sancı kendini hissettirdi.
Diğer tarafıma dönüp aniden kusma refleksi göstersem bile tüm gün boyunca hiçbir şey yememem buna engel olmuştu.
Daha demin hemen yanı başımda birbirleri ile konuşan iki korsan ise zindanın dışında kalan duvarın önündeki bir masanın iki ucuna oturmuşlardı. Ellerindeki briç kartlarını keyifli keyifli masaya vuruyorlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yelkenler Fora (Kitap-1)
AdventureBu korsan gemisine adım attığım an her şeyin çok zor olacağını biliyordum. Onlarca erkek korsanın arasında özgürlüğüm için koşuşturup duracaktım. Ancak şikayetçi değildim. Yolun sonu öylesine güzeldi ki yol umurumda bile değildi. Tek istediğim şe...