Korkmuyordum. Enteresan bir şekilde bir korsan gemisinin zindanında olmama rağmen içimde minicikte olsa bir korku yoktu. Buna bir noktada kendimde şaşırıyordum. Fakat istesem bile o duygu bulunduğum yere uğramıyordu...
Tek hissettiğim derin bir acıydı. Sırtımda hala usul usul kanayan yaraların acısı. Buna alışacağımı hissetmemeye başlayacağımı düşünmüştüm.
Fakat süregelen açlığım ve hareket ettikçe sızlayan yaralarım yüzünden gözlerimin önünde yıldızlar uçuşup duruyordu.
Ayağa kalkmak ya da dik oturabilmek benim için bir hayalden başka bir şey değildi şu anda.
Sertçe yutkundum. Midemden yükselen acı suyu çıkarmak istememiştim. Daha sonra ağzımı çalkalayacağım bir içecek suyum yoktu çünkü. Sahi, gerçekten de susamıştım...
Kapı sesi duyduğumda gözlerimi o tarafa çevirdim. Neyseki sırtım duvara dönük yatmayı başarmıştım. Böylece gelebilecek her tehlikeden en azından haberdardım.
Duyduğum tok adım sesleri, bodrum katı derin bir karanlığın içinde olsa dahi kimin geldiğini bana anlatıyordu. Diğer korsanlar gibi sarsak ve rastgele atılan aceleci adımlar değildi bunlar. Sakindi. Muhtemelen bir eli cebindeydi. Ve bir şekilde başının eğik olduğundan da emindim.
Nereden vurduğunu bilmediğim ay ışığı en sonunda Kaptan'ı görünür kıldı. Gözleri bende değil yeri kaplayan samanlardaydı.
Geminin en alt tabakasında olduğumuz için içeriye nem hakimdi. Samanlar ıslak, yoğun bir yosun kokusu ise etrafı sarmıştı. Fakat kaptan benim aksime pek rahatsız sayılmazdı. Elbette... Neticede kendi gemisi. Alışkın olmalıydı.
"Planlar değişti." Diye söze başladı. "Tatilimizi yarıda kesip yola çıktık."
"Biliyorum." Gemi sallanmaya başladığında bunu hissetmiştim.
"Okyanus ise bu gece epey hırçın. Bir fırtınanın göbeğine doğru yol alıyoruz."
"Farkındayım." Aynı sakinlikle cevap verdim. Hem duyduğum seslerden hem de geminin sallanma şeklinden bunu anlayabilecek kadardır sular üzerindeydim.
Kaptan'ın gözleri bana döndü. Geriye doğru bir adım atarak arkasında kalan bir başka zindanın parmaklıklarına yaslandı. Ardından kayarak yere oturdu. Bir elindeki rom şişesini yeni fark edebilmiştim.
"Sanırım senin planlarını da bozduk, Elizabeth."
Histerik bir şekilde güldüm. Ama kesilen nefesim yüzünden hızlıca duraksadım. Mümkün olsaydı eğer bu basit gülüşüm ile kaburgalarım sanki sırtımdan çıkacakmış gibi hissetmiştim.
"Erken yola çıkmanızı sağlayarak sanırım ben sizin planlarınızı bozdum Kaptan." Elimden geldiğince alaycı olmak istedim.
Bu sırada şakağımdan süzülen ter damlasını hissetmiştim. Silmek istesemde buna gücüm yoktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yelkenler Fora (Kitap-1)
AdventureBu korsan gemisine adım attığım an her şeyin çok zor olacağını biliyordum. Onlarca erkek korsanın arasında özgürlüğüm için koşuşturup duracaktım. Ancak şikayetçi değildim. Yolun sonu öylesine güzeldi ki yol umurumda bile değildi. Tek istediğim şe...