5.BÖLÜM:TARTIŞMA

59 19 94
                                    

Yeniden merhaba arkadaşlar. Bir önceki bölümde dediğim gibi bu bölüm zaman atlaması ve kaos var. Aslı ve Aresin karşılaşmasına bu kaos sebep olsun istiyorum. Aklımda bir fikir var ama küçük bir şey. (Doktora ihtiyaç duyulan bir kaos ne kadar küçükse buda o kadar küçük işte. :) ) Her neyse iyi okumalar.

>>>PARS<<< (2 AY SONRA)

2 ay olmuştu buraya geleli. Bu 2 ayda yoğun bir eğitim sürecinden geçmiştik. Zaman zaman aramızda ufak tartışmalar oldu ama bir şekilde hallettik. Herkes artık yavaş yavaş birbirine alışıyordu Alp abi hepimizin abisi olmuştu. Onur ise evin yaramaz küçük çocuğu gibi davranıyordu. Afra ve Aden biraz soğuk kalsada Melis hepimize anne sıcaklığıyla yaklaşıyordu. 

Ares ilk başta bu tutuma sert bir tepki gösterip onu kırmıştı. Zaten ilk tartışmanın nedeni de buydu ama daha sonra hem Melisten özür dilemiş hem de bu tutuma alışmaya başlamıştı. Melisi kırdığı için hepmiz ona kızsakta annesini yeni kaybetmiş birinin göstereceği en makul tepkiydi. Ayrıca Ares hâlâ tam olarak bize ve buraya alışamamıştı. Yinede uyum sağlamaya çalışıyordu. 

Ben ve Toprak ise alışmıştık herkese. Zaten Ares dışında herkes birbirini bir yerlerden üstün körüde olsa tanıyordu. Demir timi ve ikizler bu süreçte sık sık yanımıza gelmişlerdi. Yatakhaneler de onlar içinde birer yatak olduğundan bazı günler burada kalmıştılar. Eğitim dün bitmişti. Yakında ilk görevimize çıkacaktık. Umarım kazası belasız tüm görevleri atlatabiliriz.

>>>ASLI<<< (AYNI ZAMAN DİLİMİ İÇİNDE) 

Bugün çok heyecanlıydım, yaptığım görüşmeler sonunda sonuç vermişti. Zaten 1 aydır tüm köylere evde sağlık hizmeti başlamıştı ama bugün ikinci amacım olan zorunlu görev uygulaması tek Hakkari için değil doktora ihtiyaç duyan tüm iller için onay almıştı. Ayrıca bu 2 aylık sürede İstanbul'a da gitmiş hem Zeynep ve ailesinin hem de annem ve Kerem'in mezarlarını ziyaret etmiştim.

Ne kadar istesemde babamın mezarına yine gidememiştim. Onunla ölü bile olsa yüzleşmeye korkuyordum. Birde Zeynep'in abisi vardı tabi. İstanbul'a gittigimde onuda görmek istemiştim fakat ben gitmeden 1 hafta önce birden bire ortadan kaybolduğunu öğrenmiştim. Dicle ulaşmaya çalışmıştı ama ulaşamamıştı. En son Dicleye onu en kısa sürede arayacağına dair bir mesaj atmıştı.

Bu olaydan sonra Hakkari'ye dönmüş, iki gün istirahat ettikten sonra iş başı yapmıştım. Tabi birde bu süre içinde askeriyeden bir tim gelmiş ve benim özel bir tim için gizli bir yardım yapmamı istemişti. İlk başta nedenini anlamasam ve güvenemesemde daha sonra bu rica ilçe sağlık müdürü tarafından emir olarak gelmiş ve bende seve seve kabul etmiştim. 

Artık o timin kaldığı karargahtan sorumlu doktordum. Karargahta bir revir ve ağır yaralanmalar için özel bir alan olduğunu söylemişlerdi. Bu işime gelirdi fakat bu ekibin neden hastaneye gelmediğini merak etmiştim. Ne kadar sormak istesemde susmamı söyleyen tarafım daha ağır basıyordu. Zaten illaki bir şekilde nedenini öğrenirdim. Fazla merak iyi değildi. Bunu çok iyi tecrübe etmiştim.

>>>İLAHİ BAKIŞ AÇISI<<< 

Güneş göğü terk etmek üzereyken ekip sıkıcı bir günün sonuna gelmenin rahatlığı içindeydi. Saat 17.30'u gösterirken kızlar yemek hazırlamak için mutfağa geçmiş, erkekler ise Onur dışında bahçede oturmaya devam ediyordu. Sakin bir şekilde havadan, sudan bahsediyorlardı.

Konuştukları konu birden bire görevde kullanılan kod adlara gelmişti. "Herkesin kod adı yaşadıklarını yada gücünü temsil ediyor bence." dedi Alp. "Diğerlerini bilmem ama benimki ölü sanıldığım için RUH." dedi Toprak. Alp lafa atlayıp "Banada 'İsveç çakısı gibi adamsın' diyorlardı önceden. Sanırım bu yüzden ÇAKI dediler bana." dedi.

İSİMSİZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin