Surprendre/TaeKook

14

Hi bitches nasılsınız?

Bu arada arada bitch fln şakalarımı anlamayan/zoruna gidenler var. Bebeklerim hepinizi ayrı ayrı seviyorum, kendime yakın gördüğüm için de  kendim gibi davranıp şakalar yapıyorum. Aldırmayın pls, kimseye kötü söz olarak değil yani....

Neysee

Hadi başlayalımm

Taehyung'tan

Gözlerimi yoğun yasemin kokusuyla araladım hızla, kızgınlıkta mı?!

Tanrım kokusuna bak!
Ahh alfam doldur beni!

"Kes be!"

Arkamı dönmek istediğimde belimi delicesine sarmış koluyla dönemedim, elimi elinin üstüne koyduğumda burnunu dayandığı ensemde huzurlu nefesler alıyordu. Kalbim duracak! Hyunjae?

"Jungkook?"

"Hmm?"

"Hyunjae yok"

"Duymadım, ne dedin bebeğim?"

"Hyunjae yok dedim"

Hızla ayağa kalkıp etrafına bakındığında bende kalkarak aşağıya indim, hiç bir yerde yoktu?

"Nerede bu kız? Tanrım kalbime inecek!"

"Hyunjae, neredesin bebeğim?!"

Jungkook'un telefonu çaldığında açıp kaşlarını çattı ve bağırdı.

"Bizi öldürmeye mi çalışıyorsun sen anne?! Kime haber verdin de götürdün?!"

Bana haber verdi... Hemen elinden telefonu aldım.

"Özür dilerim anne ben unuttum haber verdiğini"

"Hah bu deli oğlan kızgınlıkta diye sinirli kesin, Hyunjae bende. Biz hayvanat bahçesine gidiyoruz güzel torunumla, demi canım?"

"Evet babanne! Biş çitalayı göyücez!"

"Duydun mu babası? Çita görecekmiş"

"Dikkat edin anne, tekrardan kusura bakma lütfen"

"Sorun değil oğlum, görüşürüz"

Telefonu kapattığımda Jungkook göz devirdi sinirle.

"Neden bana söylemedin gönderdim annenle diye?!"

"Unuttum sevgilim, sorun yok sakin ol"

Kızgınlıkta, asabi sinirli ve şey... Taş gibi ateşli! Elini tuttuğumda saçlarımı öperek mırıldandı.

"Üzgünüm, biraz sinirliyim"

"Sorun değil anlıyorum"

"Uyuyalım mı? Aç mısın?"

"Iıh değilim"

Yatağa gittiğimiz gibi yine belime sarılıp kendine çekti ve boynuma sokuldu, çok tatlış ama yakıyor da.. Saçlarını okşayarak öpücükler dizdim bir süre, daha sonra telefon çaldığında kalkacaktım ki izin vermedi.

"Kalkma"

"Ama sevgilim telefon?"

"Olsun bırak"

"Çok tatlısın"

Anlık söylediğim şeyle kırmızı gözleri gözlerimi ezerken burunlarımızı birbirine sürtüp kıkırdadı.

"Tatlı olan sensin"

"S-sende"

"Kabul edilebilir, senin için tatlı da olabilirim"