Şeytanın Elçileri (+18)

1-Ritüel

Gizemli bir gece; kasabanın çevresindeki ormanın derinliklerinde, yüzyıllardır unutulmuş bir tapınakta, ritüel başlamıştı. Siyah pelerinler içindeki rahipler, taşlarla çevrili bir sunağın etrafında dairesel şekilde toplandılar. Ormanın sessizliği, karanlık ritüelin ezgileriyle doluydu. Hep bir ağızdan karanlık güçleri uyandırmak için büyülü sözler fısıldamaya başladıklarında kasabanın lisesinde öğretmenlik yapan Lilith evine gitmek üzere karşıdan karşıya geçmeye hazırlanıyordu.

Sağına ve soluna yeterince dikkatli bakmadan yola adımını atmaya kalktığında son hızda bir aracın kendisine doğru geldiğini geç farketti. Arabanın parlak farları ile göz göze gelirken tek bir kası bile hareket etmedi, arabanın ona her halükarda çarpacağını kabullenmiş, korkusuna yenik düşmüştü.

Saniyeler hızla akıp giderken yolun karşı tarafında bir çift kırmızı göz parladı. Lilith gölgelerin içinde kim var ise vücudunu bir türlü seçemediği için hayvan olduğuna kanaat getirecekti ki bunun bir hayvan değil adam olduğunu onu kurtarmak amacıyla üzerine atlamasıyla anladı. Korkudan adamın kollarında bayılırken kırmızı gözlerine baktı ve karanlıkla tanıştı, kendisini de içine çekecek olan karanlık.

...

Gözlerini açtığında hareket halinde olmayı beklemiyordu. İki uzun pelerinli adam tarafından yerde sürüklendiğini idrak edince öldüğünü ve cehenneme götürüldüğünü düşünmeye başladı. Üzerine pelerinli adamlar tarafından giydirilmiş beyaz elbisesiyle taş zeminde ilerleyerek tapınağın ortasına getirildi.

Adamlar genç kadını özenle sunağa yerleştirip geri çekildiler ve diğerlerine katıldılar. Lilith'in gözleri, yıldızlardan ve aydan yansıyan ışıkla parlıyor, kalbi hızla çarpıyordu ancak içinde tuhaf bir huzur vardı. Düştüğü bu durumdan kurtulmak istese de o sunakta uzanmak ve bedeninin karanlıkla bütünleşmesine izin vermek cazip geliyordu. Düşüncelerini kontrol edemediğinin farkındaydı, neden burada uzanmaya ve neler olacağını izlemeye karar vermişti bir türlü anlayamadı.

Dualara ve büyülere öncülük eden rahip, genç kadını işaret ederek karanlık varlığa adanmış olduğunu ilan etti. Lilith, tüm bedeniyle bilincini kaybetmiş gibiydi, sanki gökyüzüne doğru yükseliyordu. Aniden kıyafetlerini sararak karanlık varlık belirdi.

Karanlık varlık olarak tasfir edilen silüetin gözleri kıpkırmızıydı. 'Şeytan!' dedi içinden bir ses. Şeytan olduğunu anlamıştı anlamasına ama bu nasıl gerçek olabilirdi?

Sis gibi kıvrılan karanlık silüet ya da şeytanın herhangi bir formu, etrafında dans etmeye başladı. Lilith kendinden utanmalıydı ancak böyle bir günaha dahil olmak için can attığını farketti.

Tapınaktaki rahipler dualarını daha yüksek sesle okumaya başlayıp şeytanı davet etmek için acele ettiler. Ruhlar, ateşin dansına katılarak Lilith'in bedenini sardı. Kasaba lisesinin tarih öğretmeni acı içinde inledi ancak bir yandan da içindeki karanlık gücün uyanışını hissediyordu.

Şeytanın karanlık bedeniyle tam zıt kırmızı gözleri parladı ve Lilith'in üzerine doğru hareket etti. Teninde hafif bir sıcaklık hisseden genç kadın, şeytana hizmet etmek için her şeyini feda etmeye hazır olduğuna artık emindi.

Sinsi şeytan usulca Lilith'e sokuldu ve kulağına bazı anlaşılmayan sözler fısıldadı. Güzel kadın zevkten dört köşe olmuşken şeytan hızlanarak elbisesinin altına yöneldi. Rahiplerin duaları eşliğinde genç kadın ruhunu bu şeytani varlığa teslim etti ve her zerresiyle onu hissetti. "Mmm!" İnlemeleri rahiplerin dualarına karışıyor, geceyi protesto eden çılgın bir koro oluşturuyordu.

Şeytan her zaman daha fazlasını istediği için durmaya niyeti yoktu, Lilith kontrolü tamamen kaybediyordu. Tutkunun getirmiş olduğu sıcaklık tenini yakıp geçerken üzerine birinin eğildiğini farketti. Karşıdan karşıya geçerken onu kurtaran adamdı bu. Belki yine kendisini kurtarır diye düşündü Lilith ama adamın kırmızı gözleri hiç de yardımsever bakmıyordu.

Adam Lilith'in çenesinde elini gezdirip yüzünü incelerken ağzı sulandı. İçinde bu kadında onu kendine çeken şeytani hisler uyanmaya başlamıştı. Lilith sanki adamın zihnini okuyormuş gibi kendini ona hayran hayran bakarken buldu. Yarı çıplak adam daha fazla beklemeden dudaklarını genç kadınınkilere bastırıp aralarında şeytani bir bağ oluşması için ilk adımı attı. Şeytan zaten Lilith'i ele geçirmek üzereyken bu adam sanki işleri hızlandırmak için görevlendirilmişti.

Tutkulu öpücükleri uzun bir süre devam etti. Artık Lilith içindeki şeytanın en derinine, kalbine doğru ilerlediğini hissediyordu. Adamın dudağına yaptığı her hamlede Lilith biraz daha kendinden geçiyor, biraz daha karanlıkla doluyordu.

Adam ellerini saçlarına geçirip genç kadını birkaç kez sarstı ve artık tamamen kendinden geçmesine neden oldu. Lilith bilincinin son demlerinde az önce öptüğü adamın şeytani gülümsemesini yakaladı.

Rahipler dualarının son nakaratlarına vurgu yaparak kadının bedeninin adama bağlanmasını sağladılar. Genç adam Lilith'ten güç alıyormuş gibi kafasını gökyüzüne kaldırarak derin bir nefes aldı. Geçen yüzyıllar boyunca hiç bu kadar taze ve güçlü hissetmemişti.

Sonunda şeytan Lilith'in bedenine tamamen yerleşti. Genç kadın yavaş yavaş kendine gelip gözlerini açtığında, artık başka biriydi. Yüzünde karanlık bir gülümseme vardı ve gözlerindeki parlaklık artık insani değildi. O, şeytanın elçisi olarak dünyaya geri dönmüştü.

Ayağa kalkıp yanında duran adamın karşısına geçti. Rahipler kafalarını önlerine eğdiklerinde sahne onlarındı. Tutkulu sevişmelerinin ilk adımını atmak adına Lilith adamı sertçe sunağa yatırdı ve sakince üzerine tırmandı. Belini ustaca kıvıran genç kadın adamın göğsüne doğru uzanırken genç adam da Lilith'i kendine doğru çekip dudaklarını tüm vücudunda gezdirdi.

İnlemeleri tapınakta yankılanmaya başladığında ritüelin son adımı tamamlanıyor, şeytanın elçileri uyanıyordu.