Yine çok yorucu bir günün ardından atölyemi kapatıp eve gelmiştim. Ev çok soğuktu, hemen ıstıcıyı açtım ve fulyaya "ben eve geldim,sen neredesin?" Diye bir mesaj yolladım. Fulya benim ev arkadaşımdı. Küçüklükten beri aynı evde yaşamanın hayalini kuruyorduk ve onun sayesinde başarmıştık. Onun sayesinde diyorum çünkü Fulyanın babası çok zengindi. Zengin olmasının yanısıra fulyayı çok seviyordu. benim babamın aksine. Bende fulyayla babasına yük olmamak için günün 8 saati resim atölyesinde çalışıyordum. Bu sayede masraflarımı karşılıyordum. Fulya kaç kere bu tavrımdan vazgeçmemi söylese de ona yük olmak istemezdim zaten hayatta çok bişey başaramamıştım, bıraksaydıda bari onu yapsaydım.
Telefonumun titremesiyle kilidini açtım.yazan fulyaydı,"geliyorum tatlım^^" "çay suyunu koy ve beni bekle" diye mesaj atmıştı. Fulya tam bir çay manyağıdır. Bense tam aksine çok çay seven biri değilim. "Tamam canım" yazdım ve ona yolladım. mutfağa yöneldim. Fulya için çay suyu koydum ve onu beklemeye başladım. Gerçektende çok geçmeden kapı açıldı. "Ben geldiimm"dediğini duydum, kapıya yöneldim."hoşgeldin, günün nasıldı? Çok yoruldunmu?" Fulya montunu astı, çantasını vestiyere koydu. "Çok sayılmaz. Bugün yeni öğrenciler geldi. Onları stajları konusunda bilgilendirdim. Bir kaç vaka incelettirdim. İnanabiliyomusun içlerinde kan görünce bayılanlar oldu. Bunlar nasıl hemşire olucak aklım almıyo" hafifce kıkırdadım."desene elinden çekicekleri var" dedim." Aşk olsun alev ben öyle birimiyim?" Diye yanıtladı. yüzü düşmüştü." Şaka yapıyorum güzelim. Senin elinden gelen herşey çok güzel" dedim ve ona sarıldım."biliyorum" dedi ve oda bana sarıldı. Çok uzun sürmeden "hadi gel çay hazır, yemek yiyelim artık. Kurt gibi açım fulya ve senin yemeklerinden yemek istiyorum." Minik gülümsemesiyle mutfağa yöneldik. Fulya yemek yaptı, bende ona yardım ettim. Fulya bir annenin yaptığı yemeklerle eşdeğer yemekler yapıyordu. Yada sanırım annem olmadığı için ben öyle hissediyordum.
Yemeğin ardından saatlerce sohbet ettik. O bana hoşlandığı çocuğu anlattı, ben dinledim. O bana nasıl aşık olduğunu anlattı, ben dinledim. O bana onunla birkaç saniye gözgöze gelmelerini, anlattı ben dinledim. O bana onun saçlarını anlattı, ben dinledim. O bana onun gözlerini anlattı, ben dinledim. O bana onun kaşlarını anlattı, bendinledim. O bana onun gülünce oluşan gamzelerini anlattı ben dinledim.
Sonra anlatmayı kesti ve derin bir nefes aldı."sıkıldın değilmi?" Diye sordu. Kafamı hafifce yere eğdim ve gözlerimi ondan kaçırdım. Ve konuşmaya başladım." Biliyorsun annem öldüğünden beri tek odağım kardeşim ece olmuştu. aşka ayıracak vaktim pek olmadı tek düşüncem eceyi korumak ve büyütmekti. Tüm dış etmenleri düşündüm. Tüm zararlı şeyleri engelledim. Ama en büyük zarar verenin babam olacağını hesap edemedim" dedim ve gözümden bir damla yaş aktı. Fulya bunun üzerine karşımdaki sandalyeyi yanıma çekti ve yanıma oturdu. Ellerimi tuttu. "Alev bunu kaçıncı söyleyişim bilmiyorum ama, anla artık bunun suçlusu sen değilsin. Sen bi çocuğun sahip olabileceği en güzel ablaydın ve hâla öylesin. Ecenin ölmesi senin suçun değil. Bir suçlu aranacaksa oda senin şerefsiz baban"
Gözlerimi tekrar fulyaya diktim."evet benim babam şerefsiz hatta tam bir o-" dememe kalmadan ağzımı eliyle kapattı. Gülümseyerek "hayır" dedi."sen bana bakma küfür sana hiç yakışmıyor."
Gülümseyerek ona sarıldım. Hayatıma bi yerde devam ediyordum evet.
Bazı şeyleri umrum dışı bırakmıştım. Ayakta durmaya çalışıyordum, herşeye rağmen.Babama rağmen.
Fulya benim için oksijen gibiydi. O olmayınca daralıyordum. Onun sakinleştirici etkisi, bana annemi hatırlatıyordu. Sanırım hayattaki bütün şansımı fulyada kullanmıştım.
Hayatımda fulyadan başka güzel giden hiç bir şeyim yoktu. Varsa yoksa fulyam vardı. Eceden sonraki ikinci kardeşim. Annemden sonraki ikinci annem gibiydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Kurgusal Aşk
Teen FictionHenüz yaşamının baharında olan alev annesini ve kız kardeşini babası yüzünden kaybetmiştir. Bu acı dolayısıyla aşka ayıracak pek vakti yoktur. Ev arkadaşı fulya ile normal bir hayat süren alev bir andan kendini bambaşka bir dünyanın içinde bulur. Bu...