3. Bölüm Yemek

13 4 0
                                    

"Hayat hiç beklemediğiniz bir andan birini çıkarır karşınıza. Önce onu sevmezsin. Sonra ona alışırsın, en sonda da tüm gücünle karşı koysan da onsuz yapamazsın"

Maya bembeyaz kesilmişti. Nerdeyse bayılacaktı. Bu hali beni de korkutuyordu. Maya bana doğru geldi "kimsin sen?" Dedi
Sesi titredi.

Bir an için konuşmayı unuttum sanki. Maya sorusunu tekrarladı. "Sana diyorum kimsin sen?, prensesimiz nerede? Ona ne yaptın?"

Artık konuşmam gerekiyordu. "Ben
Prensesinize bir şey yapmadım. Onu tanımıyorum bile!" Dedim
Maya bunun üzerine "O zaman prenses lara nerde?" Diye sordu.
"Bilmiyorum" Diye yanıtladım.
Maya korkuyla karışık şaşkınlığının ardından, "sen buraya nasıl geldin? Senin burada ne işin var?" Diye sordu

Zihnimin bulanıklığıyla hatırlamaya çalıştım, ve anltamya başladım."En son hatırladığım kadarıyla, fulyayla sarhoş bir şekilde eve gelmiştik. Daha sonra kendimi yatağa attığımı hatırlıyorum. Sonra gözlerimi açtığımda buradaydım. İlk başta rüya sandım ama değilmiş. Nasıl oldu bende bilmiyorum. " dedim. Maya cümlemi tamamlamam üzerine bir soru daha sordu."ne anlatıyorsun sen? Neden daha önce söylemedin? Neden yüzünü göstermedin?" Dedi
Sinirli bir şekilde "konuşmama fırsat mı verdiniz!" Diye bağırdım. Maya derin bir nefes aldı gözleri doldu ve köşeye çekildi. Fısır fısır konuşmaya başladı. "Prenses evlilikten kaçtı... hepimizin kellesi gidecek."

Tüylerim ürpermişti. Bu kız neyden bahsediyordu. Yavaşça yanına doğru ilerledim. Çömelerek yanına oturdum. " bak buranın neresi veya ne olduğu hakkında hiç bir fikrim yok. Ama Prenses lara dediğin kadın,  kim di? evlenmek istemiyor muydu?" Diye sordum. Maya yüzüme baktı. Ağlıyordu." Hayır prensesimiz asi bir kadındı. Kralımız onu krallığımız ve anderson krallığı arasındaki ilişkileri düzeltmek, savaşı önlemek için prens atlasa gelin olarak gönderdi." Dedi ve hıçkırmaya başladı. Omzuna dokundum. Maya anlatmaya devam etti. "Prensesimiz asi olmasının yanında herkese karşı çok hırçın bir kadındır. Ama kralımıza karşı gelemezdi. Mecbur evliliği kabul etti. Bu kadar çabuk kabul etmesini şaşırmıştım, şimdi anlıyorum ki asıl amacı kaçmakmış..." maya hüngür hüngür ağlamaya başladı. Ağladığı şey prenseslerini kaybetmesi miydi? Yoksa ölüm korkusu muydu, bilmiyordum.

O an bir karar verdim. Buraya nasıl geldiğimi bilmiyordum ama bir şekilde buradan çıkmam lazımdı. Maya bunun nasıl yapılacağını biliyor olmalıydı. "Maya" dedim titreyen sesimle. Maya yaşlı gözlerini, gözlerime sabitledi. "Sana bir şey söyleyebilir miyim?" Dedim maya burnunu çekti. "Söyleyebilirsin."

Derin bir nefes alıp verdim. Maya söyleyeceğim şeyi bekliyordu.
Küçük bir fısıltıyla,"eğer prensesinizi bulursam bana eve gitmem konusunda yardımcı olur musun?" dedim. Maya öne suratıma boş boş baktı. Afallamıştı, sonra ani bir heyecanla dudaklarını araladı. "Tabi. Tabi ki yardımcı olurum. Eğer sende bana yardım edersen." Ardından bir soru daha yöneltti. Bu arada senin ismin ne?"
Hafıfçe gülümsedim. "Alev" diye yanıtladım.

                           

(2 saat sonra)
(Yazarın anlatımıyla)

Alev ve maya birbirlerini tanımaya ve yaşadıkları durumlara karşı bir çözüm bulmaya çalışıyorlardı. O sırda anderson'un prensi atlas, yardımcısı rüzgar ile birlikte kralın odasına doğru yürümekteydi. Atlas söylenmeye başladı." yine ne oldu acaba" dedi.
Rüzgar atlasa karşılık olarak, "efendim yeni evlendiniz, kral sizi tebrik için çağırıyor olabilir" dedi.
"Rüzgar bir kerede mantıklı bir şey söyle lan". Rüzgar kafasını yere eğdi.
"Özür dilerim efendim" dedi. Atlas yardımcısına döndü." şaka yapıyorum. Alınma lan"dedi. rüzgar tekrar cevap verdi." Estağfurullah efendim". Atlas rüzgarın omzuna elini koydu. "Hadi gel, kral bizi bekliyor"

Bir Kurgusal AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin