Yaşamak için yok etmek gerekir.
Ve yok etmek, insan oğlunun işidir...(yazar'ın anlatımıyla)
3 gün sonra
Rüzgar, kafasına aldığı darbenin acısını, gözleri ile birlikte açılan bilinciyle tekrar hissetmeye başlamıştı. Ellerinde hissettiği acı, kafasına aldığı darbeden hissettiği acıyla eşit orandaydı. Yavaşça açtı gözlerini. Yavaşça kaldırdı başını. Temkinli hareket etmesi gerekiyordu. Çünkü ne ile karşı karşıya olduğundan bihaberdi.
Hafifçe araladığı gözleriyle gördü ona doğru bakan yüzünün yarısı kapalı adamı. Ona doğru bakıyor uyanıp uyanmadığını kontrol ediyordu. Yanında tıpkı onun gibi yüzünün yarısı kapalı duran genç kız ise odada bulunan büyükçe yemek masasında oturuyor ve rüzgara doğru bakıyordu. Rüzgar kısık gözlerini tam açtı. Ona doğru bakan adamın kahve gözleri ile karşılaştı aniden. Adam rüzgara eğildi.
"bakıyorum, misafirimiz uyanmış" dedi aşağılayıcı tavrıyla. Rüzgar kafasını saatlerdir başında bekleyen adama doğru kaldırdı. "yiyorsa yüzündekini çıkarsana ödlek" dedi birdenbire. Rüzgarın bu asi tavırları karşısındakinin hoşuna gitmişti. "Ohoo biz günaydın diyoruz, senin dediğin lafa bak. bu lafları, atlas efendinden mi öğrendin sen ha?"
Rüzgar ellerini hareket ettirmeye çalıştı, ama sesini duyduğu zincir ona engel oluyordu. Karşısındaki yüzü kapalı adam nefeslenircesine güldü. "boşa uğraşma" dedi. "buradan kaçmana imkan yok"
Rüzgar tekrar karşısında ki adamın kahvemsi gözlerine baktı. "ne istiyorsun?" diye sordu.
Adam masada oturan kıza doğru yöneldi. "duyuyor musun? Ne istiyorsun diye soruyor" dedi. Ardından rüzgarın boğazına yapıştı. "senin o aptal efendinin sahip olduğu her şeyi..." dedi fısıltıyla. "onu, sarayını, unvanını, ülkesini, ailesini, yaşam koşullarını, kısacası her ne boku varsa. Ama en çokta onu öldürmek. Onu kendi ellerimle yok etmek..."
Adam sözünü bitirdikten sonra elini rüzgarın boğazından çekti. Rüzgar tekrar nefes aldı.
Daha deminden beri masada oturan ve çıtını çıkarmayan kadın konuştu. "Şimdi seninle ne yapmalı? öldürmeli mi?" Dedi alayla.
Rüzgar bir kaç kere öksürdükten sonra "siz aptalların beni öldürmeyeceği kesin" dedi kendinden emin bir sesle.
Yüzü yarı kapalı adam elini cebine soktu. "Nerden yaptın bu çıkarımı?"
Rüzgar nefeslenircesine güldü. "Amacınız beni öldürmek olsaydı, neden şu ana kadar bekleyesiniz? Belli ki bilmediğiniz şeyler var. Ve sizde, sadece yaşamanıza yetecek kadar çalışan beyninizle, size yardım edeceğimi düşünüyorsunuz."
Rüzgar cümlesini tamamlar tamamlamaz adam yumruğunu havaya kaldırdı. Masada oturan kız hızla yanlarına gelip adamın havaya kaldırdığı yumruğu tuttu. "Dur" dedi şiddetle. Ve ardından rüzgara ve onun yorgun düşmüş bedenine baktı. "Sandığımızdan daha az salaksın" dedi. "Ama laflarına dikkat et. Yoksa seni parçalara ayırmaktan hiç çekinmem"
Rüzgar kaşlarını çattı. Ardından kıza doğru baktı. "seni durduran ne?" diye sordu. Kız az önce kalktığı masaya tekrar oturdu. "istediğimizi biliyorsun" dedi. Rüzgar, kendisinden bir şey isteyeceklerini biliyordu, ancak hangi konuda olduğunu bilmiyordu. "gelin, şu artist laflarını bir kenara bırakalım" dedi yanda duran adam. "sen bize istediğimizi ver, bizde seni öldürmeyelim"
Rüzgar tek kaşını kaldırdı. "öncelikle size istediğinizi vereceğimden değil, sadece merak ettiğimden soruyorum. Ne istiyorsunuz?" dedi. Adam masaya doğru yöneldi. "aslında istediğimiz şey, bilgi değil. Ben zaten bilmem gerekenleri biliyorum" Dedi. Rüzgar 'eee' dercesine başını salladı. Adam rüzgarın bu hareketinden sonra kaşlarını çattı. konuştu. "Atlasa ihanet etmeni istiyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Kurgusal Aşk
Teen FictionHenüz yaşamının baharında olan alev annesini ve kız kardeşini babası yüzünden kaybetmiştir. Bu acı dolayısıyla aşka ayıracak pek vakti yoktur. Ev arkadaşı fulya ile normal bir hayat süren alev bir andan kendini bambaşka bir dünyanın içinde bulur. Bu...