10. Korku

550 30 64
                                    


Merhabalarr biz geldik.

Biliyorum uzun zaman sonra geldik ama bu yazarızın başına gelmeyen kalmadı. Sağlık durumum malesef ki biraz sıkıntılı onlarla uğraşıyorum ve kendimi buraya zor attım. Bunu da atlayacaz inşallah ve tekrar hızlıca bölümler yazıp atarım umarım beni anlarsınız seviliyorsunuz💙

Keyifli okumalar dilerim😍😘

Hayatın bir şerit gibi geçip gitti an yaşamının kıyısındasındır. Ne garip değil mi sadece ölüme yaklaştığımız an bunu yaşarız. Mislin ölüme bir adım daha yakındı. Hayatı bir şerit gibi geçmedi gözünün önünden ama geçmesini istedi. Son kez sevdiklerini görmek istedi.

Yere düştüğü an başına koşan  kadın ve ağlayan küçük kız çocuğu vardı. Küçük kız o kadar korkmuştu ki ağlamaktan nefes alamıyordu nerdeyse. Mislin ona bakıp konuşmaya çalıştı.

"Korkma küçük hanım hiç bir şey olmayacak hem doktorum ben."Dedi acısına rağmen gülümsedi.

Kendi canından önce küçük bir kızı düşündü. Küçük kız bir çare ağlarken annesi başta ne yapacağını şaşırmıştı. Canı yansa da bir şey olamamış gibi yüzünü sabit tutumaya çalışıyordu ama nafile canı yanıyordu. Küçük çocuğun annesi hemen kıza döndü.

"Koş annem koş yardım çağır."Dedi kadın telaşla.

Küçük kız hızla kendini sokağa bıraktığında Mislin acısını saklayamadı. Diğer yanda ise Merih hala karısını bekliyordu. Bütün aile avlu da oturmuş çaylarını içerken sohbet ediyorlardı. Ancak duydukları silah sesiyle anında ayaklanan Merih ve Yiğit'le evi bir tedirginlik sardı.

"Allahım sen koru."Dedi Yâde Gülşah eli kalbine giderken.

Evin erkekleri konağın kapısına giderken açılan konak kapısıyla dışarı çıkmışlardı. Tek bir el sıkılmıştı. Yakınlardan gelen bu ses korumaların silahlarını hazır bir şekilde beklemesine neden olmuştu.

"Nerden geldi bu ses."Dedi Merih hızla en sadık korumaları Murat'a.

"Yakınlardan geldi ağam ancak bize yönelik değil."Dedi Murat hızla.

"Yardım edin! Yardım edin!"Diye bağırarak sokağa giren küçük kız hepsinin dikkatini çekti.

Korumalar silahlarını kaldıracakları an Yiğit kükreyen sesini duydular.

"Lan indirin o silahları küçücük kız lan."Diye bağırdı Yiğit.

Merih içine oturan sıkıntıyla bir adım öne çıktı. Küçük kız ağlayarak yardım istiyordu. Bu hepsinin yüreğine dokunmuştu. Küçük kız başta korumalardan korksa da sonra Merih'e yaklaştı.

"Abi nolur yardım et ablayı vurdu. Ölmesin o da kardeşim gibi ölmesin nolursun."Diye yalvarıyordu ağlayarak küçül kız.

"Şşş sakin ol bakalım düzgünce anlat bana noldu."Dedi Merih kızı sakinleştirmeye çalışarak.

"Ölmesin nolursun gel nolursun."Diye daha şiddetli ağlamasıyla Merih dayanamadı.

"Bav (Baba), ağabey siz evde kalın ne olur ne olmaz Bora benimle gel."Dedi Merih küçük kızın elini tuttu.

"Dikkatli olun oğlum."Dedi Şevket ağa iki oğluna da.

Merih başını sallayarak kızın onu çekiştirmesine uydu. Ancak attığı her adım da yüreğindeki ağırlık arttı. Konağın olduğu sokaktan çıkıp diğer sokağa geçtiklerinde bir sokak lambasının altında yerde yatan bir beden ve başında ağlayan birini gördüler.

ZEMHERİ (Askıda)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin