Hani bazı anlar vardır ya kendinizden önce başkasını düşünürsünüz. Hani o kişi sizin her şeyiniz, yaşama sebebinizdir. Sanırım benim yaşama sebebim Livaydı. Şu an ölmüş olabilirdi. Artık nefes almıyor olabilirdi. Artık konuşamıyor olabilirdi. O güzel kırmızı gözlerini bir daha göremeyebilirdim. Ama böyle bir şey olmayacaktı. Değil mi?
Ben onu tekrar görecektim. Yine o olağan üstü kahakahasını atacaktı değil mi? O ölmemişti değil mi? O ölmeyecekti. O güçlüydü.
Pembe gözlü çocuk arkama geçmiş beni bağlayan ipleri kesiyordu. Bense aklıma gelen şeyler yüzünden gözümden akan yaşları tutamıyordum.
Tüm ipler çözüldüğünde çovuk önüme gelip oturan benle aynı boya gelebilmek adına bir dizinin üstüne çöktü. Pembe gözleri endişeyle bana bakarken bir anda gözlerini sıkıca kapattı. Sanki bir şey onu rahatsız ediyordu.
"Affedin lüğüm" Kafasını yere eğmiş ve gözlerini hala açmamıştı. "Ben geç kaldım. Ben siz koruyamadım. Cezalandırın beni lüğüm" Sorumu tekrarladım.
"Kimsin sen?" Sesin sert yada meraklı değildi. Hüzünlüydü. Sakindi. Adam ayağa kalkıp sağ elini sol göğsüne koydu ve kafasını eğdi. "Doğulay OTKURAK. Özel kraliyet muhafızı" Bense hala bir ruh gibiydim. "Peki"
Doğulay bir sıkıntı olduğunu anlamıştı. "Lüğüm bir sıkıntı mı var? Canınız mı acıyor" kafamı iki yana salladım. "Sen- sen Livayı gördün mü?" Fısıltıdan daha z çıkan sesimle sorduğum soruyla Doğulayın donup kaldığını fsrk ettim. "Narantam?" Sesi endişeliydi. "Hayır. Narantama ne oldu lüğüm?" Derin bir nefes aldım. Boğazımdaki düğümlenme hissini geçirmek amacıyla yutkundum ve konuşmaya başladım. "Onu okla vurdular Doğulay" Ben kendimde ayağa kalkacak gücü bulazken bir anda Doğulay beni ayağa kaldırdı. Benim yürüyemeyecek kadar hem bedenen hem de ruhen yaralı olduğumu fark edince bir elini bacaklarımın altından geçirip kucağına aldı.
Ben sanki ölüymüş gibi hiç tepki vermeden dururken Doğulay yavaş ama büyük adımlarla dışarı çıknaya başladı.
Suya gir.
Mayranın dediği şey beynimin içinde yankılandı. Suya mı girmeliydim? Bu ne işime yarayacaktı ki?
Suya gir.
Tekrarladı. Ve sesi yine beynimin içinde yankılandı.
Neden Mayra?
Suya gir.
İyide neden?!
Suya gir.
İçimde oluşmaya başlayan suya girme dürtüsü güçlenirken konuştum. "İndir beni Doğulay" Doğulay hızla emrimi yerine getirirken içimde iyice güçlenmiş olan suya girme dürtüsünden dolayı ayağım yere değdiği an koşmaya başladım. Nerede olduğumu bilmiyordum ama koşuyordum. İçimden hangi yön gelirse oraya. Doğulayın da peşimden koşmaya başladığını duyabilmekten öte hissedebiliyordum.
Durduğumda geldiğim yer ıssız bir kumsaldı. Kimse yoktu. Karşımdaysa vahşi okyanus vardı.
Suya gir.
Okyanusa doğru bir adım attım.
Suya gir.
Bir adım daha.
SUYA GİR!
Aniden koştum ve suya daldım. Suyun soğukluğundan dolayı bacaklarımda bıçak kesikleri gibi acılar hissetsemde umursamadım ve ilerlemeye devam ettim. Bir kaç adım sonra belime kadar suya gömülmüştüm. Doğulaysa kıyıda durmuş endişeyle bana bakıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NAGA
FantasyTuruncuyu andıran ama kırmızı olduğunu belli eden gözler... Hayatımı değiştiren gözler... Kendimi sevmemi sağlayan gözler... Görmeden nefes bile alamadığım gözler... Değerli olduğumu hissettiren gözler... Kim olduğumu öğrenmemi sağlayan gö...