01

20 2 7
                                    

Işık saçan parçaların arasında ilerliyordum. Ne sıcaklık ne de basınç hissetmiyorum, parlak noktaların arasındaki boşlukta yayılmış az miktardaki karanlık madde beni koruyordu. Beyaz yıldızın çekirdeğine ilerledikçe zihnime yine aynı cümleler hücum ediyordu. Unutmak istesemde unutamadığım ailemden uzak kalmama sebebiyet veren durumumu bana hatırlatan o kelime grubu...
"Sen özel bir çocuksun..."
İnsanlar arasında kabul edilmeyen birisi özel olabilir miydi?

Karşımda gözlerimi kamaştıran ateş topuna uzattım elimi, ışığı bir alev gibi etrafımı sarmıştı. Ne zaman böyle olsa onun son anım olduğunu zannederdim. "Bunu sakın unutma, Felix. "

Kapatmama rağmen ışığı engelleyemeyen göz kapaklarımı gevşettim, ellerime odaklandım. Gücümü kullanmalıydım, bu evrendeki az sayıdaki canlılığın barındığı gezegenleri korumalıydım. "Unutmayacağım anne, söz veriyorum... "

...
Yanaklarımın yandığını hissediyordum, gücüm sanki ellerimden kayıp gidiyordu; kendimi halsiz hissediyordum. Bir şeyleri yanlış yapmış olmalıydım, çok mu acele etmiştim? Evet ama neden acele etmiştimki?

Savrulan saçlarımın ardından mavimsi bir renk bana ulaşıyordu, ağırlaşan gözlerim yavaşça kapanmıştı benimse direnmeye gücüm yoktu.

- Kimsin sen?
-...
-Cevap ver bana.

Gözümü açmamla işaret parmağı ile alnımı dürten adamı gördüm. Hareket etmeye çalıştığımda bedenimi sabit tutan sarmaşıkları farkettim, baş aşağı asılmış duruyordum.

"Beni bunlardan kurtarabilir misin? " diyerek işaret parmağımla bileğimdeki yeşilliği işaret ettim. Sorgular bir ifade ile bana yaklaşarak yüzümü inceledi, çatık kaşlarını gevşetip omuz silktiğinde serbest kalarak yere düştüm.

Acı ile kısılmış gözlerimle düştüğüm yere bakarak alnımı ovuştururken aramızdaki sessizliği bozmuştu."Hala cevap vermedin. "

"Ben Felix, senin adın ne-" tanışmak için ona elimi uzattığımda avuç içi bana bakacak şekilde elini kaldırdı, bileğime dolanan çiçekli bitki ile durdum.

Onunda özel güçleri mi vardı? Beni buradan kurtarabilir miydi?
"Seninde güçlerin var değil mi bana yardım-" ağzıma dolanan sarmaşıkla cümlemi yarıda kesti. Bu şekilde davranıyorsa başkaları ile nasıl iletişim kurabilirdi ki?

"Çok sesli konuşuyorsun Felix." diyerek iç çekti. İşaret parmağını yukarı kaldırmasıyla serbest kaldığımda elini bana uzattı."Ben Jeongin, seninde güçlerin var değil mi? Neden kendini savunmak için onları kullanmıyorsun?"

Elini tutarak yerden kalkmaya çalıştığımda az öncekinin aksine yüzünde kulaklarına varan bir gülümsemesi vardı. Onu bu şekilde görünce istemsizce bende gülümsemiştim, başının sol tarafındaki pembe taç yapraklı çiçek ona ışıldar gözleriyle bir bütün gibiydi.

Hafif yağan yağmurla beraber cevap verdim. "Karanlık maddenin olmadığı yerde gücümü kullanamıyorum."

"Karanlık madde?" diye sorduğunda tek kaşımı kaldırdım. Bilmiyor muydu?

"Uzay boşluğunda bulunan madde-"
"Uzay mı?" dedi şaşırarak. Dünyanın dışında bir yer olduğunu bilmiyor muydu?

"Sen uzaydan mı geldin?" dediğinde en azından uzayın ne olduğunu anlatmak zorunda olmadığıma sevinmiştim.

"Evet ve oraya geri dönmem lazım." derin nefes alarak sözlerime devam ettim. "Yıldızınızdaki patlamalar kuvvetlenmeye başladı, yakında daha kuvvetli bir patlama olabilir. Bu patlama sırasında atmosfer büyük bir zarar da görebilir, çok düşük olasılıklarla ortaya çıkan yaşamı da korumamız lazım."

Yeni HayatHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin