"Hyunjin... "
Cevap yoktu."Seungmin..."
"Jeongin..."
Sesim giderek artıyordu. "Nerdesiniz?"
Uluma seslerine baykuşlar da eşlik etmeye başlamıştı, bu ise benim yalnızlığımı azaltmak yerine daha da ürpertici bir hale geliyordu. Burada güçlerimi kullanamazdım, güvende değildim.
"Hyunjin! Seungmin! Jeongin!"
Etrafımda dönüyor ağaçların arasında doğru sesleniyordum, cevap almamama rağmen. Kalp atışım her saniye katlanarak artıyordu.Dizlerimin üzerine çöktüm.
"Ses verin!"
"Lütfen..."
"Korkuyorum..."Sağ tarafımdaki çimenden gelen hışırtıya çevirdim başımı. "Jeongin?"
Aniden aralanan çimenlerin arasından çıkan karartı ile ayağa fırlayarak sol tarafa doğru koşmaya başladım.
"Hadi Felix, kaç kaçabilirsen.""Sen kimsin?!" dedim hiç hızımı azaltmadan.
Yanından geçtiğin ağaçların, yüzüme çarpan dalların haddi hesabı yoktu. Bastığım yere bile bakmadan sadece ilerliyordum.
"Çok yavaşsın..."Arkamdan gelen sesler kulağımda inanılmaz bir gürültü yapıyordu. Ağaçların arasında yayılan ay ışığı giderek azalıyordu, sesler azalmaya başlayınca ne kadar uzaklaştığıma bakmak için başımı çevirdim. "Sana bir tavsiye..."
Hemen arkamı döndüğümde görüş alanımı kapatan siyah duman topluluğundan iki parlak kırmızı göz görebildim. "Tehlikedeyken vakit kaybettirecek bir şey yapma..."
Her yer karardı. "Felix?"
Bedenimin sarsılması ile gözlerimi açtım.
Bana endişeli gözler ile bakan Jeongin'le göz göze geldim."Jeongin?" olduğum yerden doğruldum. Hyunjin'in evindeki odalardan birindeydik.
"Kabus mu gördün? İsmimizi sayıklıyordun..."
"Eve ne zaman döndük?"
"Evden hiç çıkmadıkki..."
Evden çıkmamış mıydık? Demek sadece bir rüyaydı.
"Dışarı çıkmaya karar verdikten hemen sonra uyuyakaldın.""Seungmin ve Hyunjin nerede?"
"Hyunjin ve Seungmin salondaki kanepede yatacaklardı, ben seninle yatıcaktım. Unuttun mu?" gözlerimin içine baktı. "Eğer istemiyorsan Seungmin ya da Hyunjin'i çağırabilirim."
"Hayır... Hayır ben sadece rüyanın etkisindeyim sanırım." Diyerek gülümsedim, beni yanlış anlamasını istemiyordum. "Yanımda olduğun için teşekkür ederim."
"Lafı bile olmaz ama şimdi..."
Bakışalarını kapıya dikti. "Zor bir zamandan geçiyorsun, bu yüzden kabus görmen normal." Elini elimin üstüne koyup gülümsedi. "Tekrar uyumaya çalış, olur mu?"Evet anlamında başımı salladığımda uzandık. Jeongin bir süre beni kontrol eder gibi ara ara gözlerini açıp bana baktı ancak o da uyuyakaldı ben ise yeniden uykuya dalamadım.
"Yıldızlar..." diye fısıldayabildim.
"Onları görmek istiyorum."Olduğum yerden kalkarak kapıya ilerledim, salona geçtim, Seungmin tek başına uzanıyordu.
Evden çıkarak dikkatlice kapıyı kapattım, arkamı tekrar döndüğümde Hyunjin sırtını eve dönmüş resmine devam ediyordu.
Aniden olduğu yerden kalkarak elindeki palet ve fırçayı az önce oturduğu tabureye koydu. "Bitti, bakmak ister misin?" diyerek bana döndü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yeni Hayat
FanfictionÖzel güçlere sahip sekiz kişi ve kurtarılmayı bekleyen büyüye düşman bir dünya. Yaşam kurtulacak mı? Sekiz kişinin sonu ne olacak?