Bulunduğum yerin sarsılması ile dengemi korumak için ellerim ile destek almak istedim. "Jisung, hazır ol!" dedi ve kaya parçasını kopararak yan yana iki bedenin olduğu yere fırlattı.
Changbin gücünü kullanarak gazların yoğunluğunu benden uzakta arttırıyordu bu nedenle ne saçım uçuşuyordu ne de esinti hissediyordum, hızımı engelleyen hiçbir şey yok gibiydi.
Ben onlara yaklaşırken Hyunjin korku ile gözlerini kısmış ve kafasını arkaya doğru çekmişti, Jisung ise odaklanmış bir şekilde kayanın su ile temasını bekliyordu.
Beklediği etkileşim gerçekteştiği anda beni yukarı fırlattığında altımdaki taş zeminden ayrılarak boşlukta kaldığımda nefesim kesilerek kısa bir çığlık attım.
Tekrar ayaklarım bir tabana temas ettiğinde yüzey sert değil gevşek bir yapıya shipti, Jeongin'in bitkileri...
Onların da itmesi ile beraber bir miktar yukarı hareket halindeydim ancak hızım sabit ivme ile azalıyordu, bunun sebebi hava ile aramdaki sürtünme değil, yer çekimi kuvvetiydi.
Gidebileceğim son noktaya gelirken çokta fazla yok katedemediğimizi farkettim. Karanlık maddeden biraz bile olsa belki hareket edebilirdim, görüşümüze göre boşluk olan alanda süzülmeye çalıştım ancak yanıt beni şaşırtmamıştı. Hızım azalmaya devam ediyordu, bir noktada o da bitecekti.
Varabileceğim en yüksek noktada aşağı düşerek hızlanmaya başladım, başaramamıştım; bana en iyiymiş gibi hissettiren gücüm uzay boşluğunda değilken sadece kalbimdeki bir umut kırıntısıydı.
"Jeongin!" Bangchan'ın sesiydi bu, Jeongin belime dolanan sarmaşıklarla beraber beni yavaşlayan bir hızla ormana yaklaştırmıştı.
"İyi misin?" diye sordu tam yanına vardığımda, hala asılı kalmış bir halde duruyordum. Başımı salladığımda cevap verdi, "Biraz daha dayan." beni kocaman su kütlesine fırlattı.
Neden yaptığını anlayamamıştım ve bu olurken gaz moleküllerinden dolayı saçlarım arkaya çekiliyor gibiydi, Changbin gücünü kullanmıyordu veya bir sonraki hamlesi için saklıyordu.
Gözlerimi kapatarak sıvının içerisine düşmeye hazırlandım ancak su temas ettiğimde yay gibi içeri doğru kıvrıldı ardından öncekinden daha kuvvetli bir şekilde beni hızlandırarak yukarı fırlattı. O esnada Jisung'un yüzünde öncekinden daha parlak damla şeklinde mavi kabarıklıkları farkettim, gözlerinden akan yaşlar zorlandığını belli ediyordu.
Changbin gücünü kullanıyor olmalıydı ki saçlarım aşağı değil yukarı yöne ilerliyordu, gücü ile adeta gazların yönünü değiştiriyordu. Hava benim hareketimi engellemiyor aksine altımda yoğunlaşarak beni yukarı itiyordu. Üst katmanlara ilerledikçe ise kontrolü kaybedecekti, beni de korkutan buydu; kısa bir süre sonra da bu senaryo gerçekleşti.
Hissettiğim kuvvet azalmıştı, ellerimi uzattım; gidebileceğim yere yaklaşmıştım ancak karanlık maddeye varamamıştım. Hızım sıfıra inerken bir kaç kilometre uzağımdaki karanlığa baktım, başaramayacak mıyız?
-HYUNJİN-
Ellerimde oluşturduğum kıvılcımlar soğuk sıvı tarafından söndürülüyordu, bu esnada oluşan buhar suyun yüzeyinde oluşan kabartılardan dışarı çıkıyordu. Bu esnada ise vücut ısımın da bir bölümünü kullanıyordum, iç ısım bile yavaş yavaş azalıyordu.Felix yaklaşmış olmalıydı, buradan bakıldığında siyah bir noktadan farksızdı. Bangchan'ın sesi ile bir şeylerin ters gittiğini anlamıştım, Jeongin'e seslenmişti.
Lee Know o sırada Bangchan'ın düşüncelerini ona aktarmıştı bu sayede ne yapması gerektiğini kolaylıkla anlayarak Felix'i düşmeden yakalamıştı buna ek olarak ta onu tekrar suya fırlatmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yeni Hayat
FanfictionÖzel güçlere sahip sekiz kişi ve kurtarılmayı bekleyen büyüye düşman bir dünya. Yaşam kurtulacak mı? Sekiz kişinin sonu ne olacak?