05

6 1 0
                                    

"Felix..."

"Efendim?" Elimdeki tuz şişesi ile Seungmin'e döndüm.

"Ne kadar şeker kattın, wafflea göre fazla tatlı."

"Bir bardak kattım."
"Yarım bardak olacaktı." dedi tadım yaptığı kaşığı suyun altına tutarken.

"Neyse önemli değil onu keke çevirirsin bende waffle hamuru hazırlarım." Elimdeki tuzluğa baktı. "Tuzu katma, ben eklemen gerekenleri söyleyeceğim. Yağı katmış mıydın?"

"Evet çeyrek bayrak. Herşeyi kattım sadece tuzu katmadım onu unutmuştum."

Tuzu yerine geri bırakarak odanın ortasındaki masaya geri döndüm tezgah arkamda kalıyordu. "Bir yumurta, çeyrek bardak yağ eklesen yeter."

"Tamamdır." diyerek dolabın kapağını açtım. Diğer malzemeleri de ekleyerek tekrardan çırpmaya başladım, tam karışmayabilirdi ama yinede tadı güzel olduğu sürece sorun yoktu. Önüme koyduğu kalıba hamuru döktükten sonra tepsi ile fırına vererek pişmesini beklerken sıkılmaya başlamıştım. O da tezgaha yaslanmış waffle hamurunu karıştırıyordu.

Kek hamurundan karıştırma kasesinde kalan bir kısmını parmağımla sıyırarak yanına gittim.

"Hey Seungmin..." Bakışlarını bana çevirdiğinde gülerek burnuna parmağımdaki hamuru sürdüm.

O da gülümseyerek yan tarafındaki undan biraz aldı. "Hey Felix..."

Yanından kapıya doğru kaçacakken suratıma çarpan beyaz tanelerle öksürmeye başladım.

"Ağzıma kaçtı."
"Yüzünün halini görmelisin." dediğinde kapının arkasına asılı aynaya yürüdüm. Suratımın sol tarafı beyaza boyanmıştı.

Yanağımdaki unu elimle sıyırarak kasede kalan parçaları da elime sürdüm. Görürgörmez kaçmaya başladı. "Sakın bana sürme."

Sesi ciddi de olsa gülüyordu. "Seungmin, kaçma!"

"Sende kovalama!"

Ayağım kayarak yere düştüğümde yanıma geldi. "Hey iyi misin?"

Bana doğru eğildiğinde elimi yüzüne sürdüm. "Yakaladım."

Kaçarak mutfak lavabosunun yanına gitti, bende elimi yıkamak için yaklaşınca eliyle bana su fırlattı. "Ben kendim yakalandım bir kere civciv."

Ben gülerek attığı damlalardan kaçarken fırını farkettim. "Kek!"

Suyu kapatarak çekmeceden çıkardığı büyük bir bez parçasını katlayarak tepsiyi çıkardı. "Olmuş mu sence?", bıçakla dilimleyerek bi dilimi bana uzattı. "Bak bakalım, olmuş mu?"

Gözlerim büyüyerek ona baktım. "Mükemmel."

                  -JEONGİN-
Biraz dışarda dolaştıktan sonra Hyunjin'in evine dönmüştüm. Her zamanki gibi tuvalinin karşısında resim çiziyordu, diğer ikisi ise ortalıkta gözükmüyordu.

Kapının hemen yanındaki mutfağa yaklaşınca içeriden gelen gülüşme seslerini duydum, aralıktan içeri baktığımda waffle tavasını tutan Seungmin ile yanında sohbet ederek güldüğü Felix'i gördüm. Ne ara bu kadar yakınlaştılar?

Kenarda duran kanepeye oturarak dirseklerimi dizime koydum ve başımı ellerimin arasına aldım.

Hyunjin tuvalin başından kalkarak yanıma geldi önüme çektiği bir tabureye oturdu. "Felix yüzünden mi böylesin?"

Cevap vermeden bir süre öylece baktıktan sonra sessizliğimi bozdum. "Ona nasıl güvenebiliyorsunuz?"

"O Lee Know'un kardeşi."

Yeni HayatHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin