07

5 0 0
                                    

-FELİX-
Siyah yoğun dalgaların arasında yüzüyordum. Sıvının içerisine yayılmış yıldızlar karanlığı aydınlatmakta başarısız oluyordu. Saç tellerim yüzeye çıkmak istercesine boynumdan uzaklaşıyordu.

Renkli kürelerin arasından geçmeye başladım, ben neredeydim? "Lee Know..."

Sessizliğin ardından gözlerimi kamaştıran alev topunu farkettim, güneş...

Yaklaştıkça sıvı daha da yoğunlaşıyor, bacaklarımı oynatmama izin vermiyordu. Işık kaynağının hemen yanına geldiğimde parmaklarımla arasında birkaç santim kaldı, daha fazla ilerleyemiyordum.

Yapmalıydım, biraz daha... Ama olmuyor... Gözlerim doldu, "Lütfen... Kimsenin ölmesini istemiyorum...Biri bana yardım etsin..."

Belime dolanmış kollara odaklandım, "Ben sana yardım edicem Felix..."

Aniden parıltıya ittirilmemle başımı çevirdim, yaşlı gözlerle bana bakıyordu. "Abin sana hep yardım edicek..."

Gözlerimi açtığımda yatakta uzanıyordum. Yanımda yere oturur vaziyette uyuyan bedene diktim bakışlarımı. "Abi..."

"Hem o hem de sen dinlenmelisin Felix." Seungmin'in sesiydi bu. Elinde ıslattığı havluyu katlayarak yanağımla sol gözümü örttü. "Sıcaklığı geçmiş gibi ama biraz daha durması lazım."

"Bana ne oldu?" sorumla beraber iç çekerek ayak ucuma oturdu. "Yüksek vücut sıcaklığından bayıldın. Anlaşılan dış ısıdan çok yavaş etkilensende iç ısın seni bu hale getirebiliyor. Bu değiştirdiğim 89. buzlu su... Her birini 20 defa kullandığımı düşünürsen 1780. uygulama ve normal insanda en az on beş dakika tutarım ama senin ısına gelen bez bir kaç saniyede kuruyor."

Yüzüme eğilerek cümlesine devam etti. "Yıkanan çamaşırları da kurutmaya ne dersin?"

Gülerek omzuna vurduğumda kahkaha atarak devam etti. "Annem olsaydı seni kesin kurutmalık olarak kullanırdı."

Cümlesine ikimizde gülerken bakışlarım yine abimi buldu. "Lee know'a noldu?"

"Senin yanında bekliyordu, yaklaşık 6 saattir uyuyordun. Üzüntünün ve ağlamanın etkisiyle kolayca uyuyakaldı o da uyanır yakında..."

"Hey..." 🎶
Jisung melodi gibi sesiyle giriş yapmıştı. İşaret parmakları beni gösterecek şekilde tutarak tek gözünü kırptı. "Bak nasılda uyandığın zamanı bildim."

"Bunun ilk denemen olmaması dışında sorun yok." dedi Seungmin.

"İki ya da üç defa yanlış tahmin etmişsem ne olmuş?"

"Bu 42. denemen Jisung."

Gülmeye başladığımda bana döndü. "Baksana ben gelince iyileşti hemen."

"Lee Know'a da el atsan bi, belki düzelir."

Jisung'un arkasından diğerleri de odaya girmeye başladı. "Nerede hasta mahremiyeti, nerede özel hayatın gizliliği?" diyen Seungmin'in sözünü böldü Jeongin. "İşler ciddiye binmeden plan mı yapsak?"

"Hayır!" diyerek atladı Changbin. "Daha hiç bir şey yemedik." Bangchan göz devirerek odadan geri çıktığında Changbin onun peşinden gitti.

Hyunjin abimi omuzundan dürtmeye başladı. "Hadi uyan..." Bana çevirdi bakışlarını, ardından gülerek tekrar abime döndü. "Felix gidiyor onu yolcu etmeyecek misin?"

"Ne? Felix nerde?" şişmiş göz kapaklarını aralayarak etrafına bakındı.

Ona sarılarak cevap verdim. "Buradayım, abimle vedalaşmadan hiçbir yere gitmiyorum."

Yeni HayatHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin