《1》

145 48 5
                                    

Ilgın...

Bu lanet yere taşınalı sadece bir hafta oldu. Bir hafta! Bu kısacık süre bile buradan nefret etmem için baya uzun bir süre aslında. Hatırlamak istemeyecegim o olay sonrası bir daha beni görmek istemediğini söyleyen belki de bundan iki sene önce beni asla bırakmayacagına inandığım o adam en sert bir dille beni buraya postaladı. ne güzel ama(!)

Ellerimi ceplerime sokarak apartmanın hemen önünde bulunan merdivenlerden aşağı inmeye başladım. Teyzemin istegi üzerine dışarı çıktım. 'Madem artık burada yaşayacaksın o zaman burayı iyi tanımalısın.' Teyzemin söylediği bu cümle üzerine bu lanet yeri keşvetecektim. Peh sanki umrumdaymış gibi!

'Tenha sokak' tabirinin vücut bulmuş hali olan bu sokak bundan sonra ki hayatıma ev sahipliği yapacaktı. Hayır anlamıyorum ben kendi çöplüğümle barışıktım. Tamam görmek istemiyor olabilirsinde niye kendin defolmak yerine beni zorunlu göçe zorluyorsun be adam. Sanki beni görmesen hayatın daha iyi olacak! Anca kendini kandır sen!

Merdivenlerin bitişiğinden sola saptım. Düşüncelerle boğuşarak çevreyi inceleme gereksinimi duymadan düz istikamet ilerlemeyi hedefliyorum. Sonuçta burada arkadaş edinmek gibi bir amacım olmayacak tabi ki de.

Kendim aydınlattığım hayatımı yine kendim söndürmüştüm. Pişmanım hemde köpek gibi. Ama kimse bunun farkında değil. Herkeze göre gayri meçhul bir katilim ve artık hep öyle kalacağım. Yıllar önce 'baba' kelimesinin tam anlamı olduğuna inandığım o adam aslında sadece biyolojik bir gerekçeymiş. Ne yazık ki bunu yeni fark ettim.

İki sene önce işlediğim o hata sonrası bir kez bile eve gelmeyen o adam yada biyolojik babam aradan geçen iki sene sonra kendi başıma olduğumu söyleyerek en ağır şekilde kendice beni buraya sürgün ederek cezalandırdı. Onun için bu ceza yeterliydi ama benim için bu sadece bir başlangıçtı. Sonuçta farklı bir yerde yaşamak o kadar da ağır değildi.

Duydugum sesle kafamı kaldırdım. Sokağın sonunda ikiside kız olan iki kişi hararetli bir şekilde tartışıyor, çevrede ki bir kaç kişi de onları izliyordu. Onları umursamadan yanlarından geçtim. Buğün Hiç de kavga çekecek havamda değilim. Fakat Yanlarından geçerken tam omuz hizasında durduğum kızın sesi ve kaldırdığı eliyle duraksadım.

"Seni küçük velet" söylediği bu söz bana istemediğim anıları hatırlatırken koruma ve refleks iç güdüsüyle vurmak için kaldırdığı elini bileğinden hızlıca kavrayarak hamlesini engelledim ve dikkatinin bana odaklanmasını sagladım. "sen ne yaptığını sanıyorsun?" Diye kabaca böğüren kızı umursamadan başımı sağdan arkaya doğru diğer kızı görebilecek kadar çevirdikten sonra sadece üçümüzün duyabileceği bir şekilde "git" dedim. Masum görünen taraf oydu çünkü.

Kız bir an irkilsede aynı kelimeyi ikinci kez tekrarlayınca başını onaylarcasına salladı ve geriye doğru ilk bir kaç adımı bize bakarak attıktan sonra arkasını dönerek ilerlemeye başladı. Bende diğer kızın tuttugum elini bırakarak yoluma ilerlemeye başladım. Tabi ki bu hareketimden sonra gitmenin o kadar da kolay olayacağını sanmıyordum.

Kız sinirli bir şekilde önümü kesti ve "sen kim olduğunu sanıyorsun?" Gibi bir şeyler söyledi. Açıkçası ne dediğiyle ilgilenmedigim için tam duymadım. Duymaya da ihtiyacım yok zaten. Abartılı bir şekilde gözlerimi ve kafamı aynı anda sola doğru devirdim. Bu kız fazla kötü kız hikayeleri okumuş anlaşılan. Kabadayılıkta sınır tanımıyor.

Fakat aynı lafı papağan gibi tekrarlamasına ve beni sağ omzumdan ittirmeye çalışmasından sıkıldığım için etrafta ki herkezin duyabileceği bir şekilde sesimi yükselterek "adım Ilgın Güneş. Şimdi sana tek bir kelime söyleyeceğim. Siktir git. sönmüş kalıbını da al ve çekil git önümden" dedim. Kızın dudakları aralanırken etraftan bir kaç 'ooo' sesleri ve ıslıklar gelmeye başladı.

ŞavkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin