Araluen’e doğru yola çıkalı bir hafta olmuştu.Bu bir hafta içinde neredeyse hiçbir şey olmamıştı. Yolculuk tam planlandığı gibi gidiyordu. Tahminen bir hafta sonra Kurt Gemisi Araluen kıyılarına varmış olacaktı. Slagor bu hafta içinde her gün yaptığı gibi geminin sintinesinde (geminin su altında kalan iç kısmı) bulunan yemekleri getirmeye gitmişti. Geldiğinde tüm hafta olduğu gibi yemeklerden bazıları eksik gibiydi. Slagor başta bunu fark etmemiş ancak sonradan çok az miktarda olan azalmalar olduğunu anlamıştı. Bunu ilk fark ettiğinde üstüne çok takılmamış kendisinin yanlış hatırladığını düşünmüştü. Aslında sadece bir kaç parça bir şey yoktu ama bu yine de Slagor’un aklını karıştırıyordu. Slagor bunu ne kadar saçmaladığını düşünsede Erak ile paylaşmaya karar verdi. Belki de bu onun dikkatsizliğiydi ama yine de söylemesi gerektiğini düşünüyordu.Gerekli yiyecekleri aldıktan sonra güverteye çıktı ve dostlarının yanına gitti. Onun peşinden gelen birkaç tayfa üyesi de gelmiş ve diğer yiyecekleri ve bir fıçı içki getirip yerlerine dönmüşlerdi. Slagor gelen yiyecekleri bırakıp Erak’ın yanına oturdu ve rahatsız bir şekilde söyleyeceği cümleyi söylese mi söylemese mi düşünmeye başladı. Erak yanında oturan dostunun bu rahatsız tavırları ve dik dik bakışlarını hemen fark etmiş ve Slagor’a dönmüştü. “Ne diyeceksin?” diye sordu Erak. Slagor biraz şaşkın şekilde önüne döndü ve “Hiçbir şey demeyecektim” dedi. Erak bu saçma konuşmadan artık sıkılmıştı.
“Saçmalamaya bırak ve konuşmaya başla” diye biraz sert bir şekilde Slagor’u uyardı. Slagor artık söylemesi gerektiğini anlayınca anlatmaya başladı: “Şöyle ki bütün hafta boyunca yemekleri ben getirdim” diye kısaca sustu. Erak onu onaylar şekilde başını salladı “Bu sürede birkaç parça bir şeyin kaybolduğunu düşünüyorum. Ama emin olamadım. Emin olamadığım için de sana söyleyip söylemeyeceğimi düşünüyordum. Çünkü gereksiz bir şekilde herkesi germek istemedim.” dedi. Erak bu durumu duyunca yavaşça kafasını önüne çevirdi ve düşünmeye başladı. Bunu dinleyen diğer kişilerde Erak’ın yaptığı gibi düşünmeye başlamışlardı.
Bu sırada Erak ve Halt bir an da olsa bakışmış ve kafalarını sallamışlardı. Ama o kadar hızlı olmuştu ki bunu sadece Will görebilmişti. Will bunun üzerine merakına yenik düşmüş “Halt bilmediğimiz bir şey mi var?diye sormuştu. Halt fark edildiklerini anlaması üzerine lafı dolandırma gereği duymadan “Aslında ben de dün Erak ile bunu konuşmuştum” dedi ve devam etti “Dün akşam biz uyurken aşağıdan duyduğum bir ses ile ilgili konuştum Erak ile. Bunu duyunca direkt alt katta biri olup olmadığını soruşturduk ama kimse yokmuş. Sonrasında ise bunun bir fare olabileceğini düşündük ki bu pek olası bir şey değil ama soruşturmayı bırakmıştık. Ama Slagor bu dediğinle şüpheye düşmemek elde değil.” dedi.
Bu konu konuşulduktan sonra herkes gemi de başka bir kişinin olmasından şüpheleniyordu. Tahminlerine davetsiz bir yolcuları vardı ve bu yolcu kim ise bu zamana kadar yakalanmamış olması büyük bir başarıydı doğrusu. Ama eğer şuan yapılacak aramada bulunursa öldürülme ihtimali vardı, tabii açıklaması kabul edilebilir değil ise. Eğer ki mantıklı bir açıklaması varsa sadece cezalandırılabilirdi. Arama da davetsiz yolcunun bir yerlere kaçma ihtimali olmadığı için arama anında başlatıldı. Arama başlatıldıktan bir on dakika sonra aşağıdan birkaç ses geldi ve sonrasında gemi tayfasından iki kişi aralarında kollarını tutarak sürükledikleri bir kızla güvertede göründüler.
Evanly ilk gördükleri ile şaşırıp kalmıştı. O kız kölelik yaptığı yerdeki kızdı. Onu uyandıran kız. Erak da başta kızı görünce şaşırmıştı ama kızın amacının kötü olduğunu düşündüğü için şaşkınlığının yerini öfke almıştı. Dİğerlerinin gözü de kızı bir yerlerden ısırıyordu ama kim olduğunu tam olarak çıkaramamışlardı. Erak aklından geçen düşüncelerle her an daha da öfkeleniyordu. Onun için kızın tek bir amacı olabilirdi o dan köle olduğu zamanda yaşadıklarının intikamlarını yeni yüce konttan almaktı yani Erak’ı öldürmek. Erak yaşadığı tüm öfkeyi içinde tutmaya çalışarak kıza yaklaştı. Sonrasında yanındakilerden su istedi. Adamlardan biri ona hemen bir kova dolusu su getirdi. Erak adamın getirdiği suyu kızın başından aşağı döktü. Alessi yaşadığı soğuk şokla hızlıca gözlerini araladı. Dİğerleri Erak’ın neden bu şekilde davrandığını anlayamamışlardı. Kız daha hiçbir şey anlatmadan Erak’ın bu şekilde davranması onlara garip gelmişti.
Erak kızın gözlerini açtığını gördüğünde “GEMİMDE NE İŞİN VAR KÜÇÜK VELET” diye gürledi. Alessi karşısında ki adamın niye bağırdığını anlayamıyordu hatta ne dediğini de anlayamıyordu çünkü kafasına yediği darbe nedeniyle kafası hala net değildi. Slagor Erak’ı sakinleştirmek için biraz geri çekti ve onu kıza bakmayacak şekilde döndürdü. O bunu yaparken Halt da Erak’ın yanına gelmiş ve onunla konuşmaya başlamıştı.
“Neden bu kadar sinirlisin. Kız daha yeni bulundu ve daha hiç konuşmadı. Neye bu öfke?” dedi Halt sakin ama sert bir dille.
“Beni öldürmeye gelmiş bunun nesini anlamıyorsun. Köle olduğu zamanın intikamı için” dedi Erak bağırarak. Halt kızın köle olduğunu duyunca bunu mantıklı bulmuştu ama kızı da dinlemek de istiyordu.
“Tamam sakin ol. Kıza gerekli soruları soralım eğer şüpheli bir hareket yaparsa hemen anlarız zaten” dedi Halt. Erak sakinleşmesi gerektiğini fark etmişti. Derin bir nefes aldı ve kafasını olumlu şekilde salladı.Kızın yanına döndüklerinde Alessi ellerinden ve ayaklarından bağlanmıştı. Sanki denizin ortasında bir yere kaçabilecekmiş gibi. Halt yavaşça kızın yanına geldi ve sorgulamasına başladı.
-“İsmin ne?”
-“Seni hiç ilgilendirmez” dedi kız . Halt sakin ama sert bir dille tekrar sordu ama bu sefer başına küçük bir açıklamada ekledi.
-”Eğer şuan bana cevap vermezsen ölürsün O yüzden şimdi cevap ver. İsmin ne?”
-“Alessi” diye cevap verdi Alessi.
-“Nerede doğdun,büyüdün?” dedi Halt.
Alessi birkaç saniye sessizce durdu sonra
-“Araluen de doğdum ama Galya da büyüdüm. Ama bunlar seni hiç ilgilendirmez..” dedi.
Halt kızın Araluen de doğmasına şaşırmıştı. Ne de olsa kız Galya da büyümüştü.
-“Sen sorularıma cevap ver sadece. Neden bu gemidesin,amacın ne?”
Alessi doğruyu söylemenin onun için daha iyi olduğunu bildiğinden
-“Araluen’e gitmeye çalışıyordum. Eğer atla gitmeye çalışsam çok daha uzun sürerdi. Gemi kiralamak için de param yoktu. Ben de sizin Araluen’e gideceğinizi duyunca başka bir çarem olmadığına karar verdim ve gizlice bindim.” dedi.
-“Peki neden bizden istemek yerine gizlice binmeyi seçtin?”Büyük ihtimalle sorulan sorular arasından en önemlisi buydu.Alessi duruşunu hiç bozmadan devam etti.
-”Eğer önceden köle olduğumu bilseydiniz beni almazdınız. Neden Araluen’e gelmek istediğimi soracaktınız ki ben buna cevap vermeyecektim. Ben cevap vermeyince de almayacaktınız. Reddedildikten sonra binseydim de bulunma ihtimalim artacaktı çünkü Araluen’e gitmek istediğimi ve param olmadığını bilecektiniz” dedi Alessi.Halt Alessi’nin emin tavrı ve hiç bocalamaması nedeniyle kızın yalan söylediğini düşünmüyordu. Erak’a döndü ve başını olumsuz anlamda iki yana salladı. Bu yalan söylemiyor demekti. Erak bunun üzerine Alessi’ye bir soru daha sordu. Ne de olsa kızın kendisini öldürmek isteyip istemediğinden emin olması gerekirdi. “Peki köle olman nedeniyle Skandiyalıları veya baştaki kişiyi suçlamıyor musun?”
“Hayır suçlamıyorum. Yakalanmam benim suçumdu sonuçta. Bu sizin yaşam tarzınız, yaşam tarzınız için sizi suçlayamam. Tabii beni kaçıranları suçlamıyor değilim. “diye cevaplamıştı soruyu Alessi. Erak kızın gözlerine baktığında da hiçbir öfke belirtisi görmüyordu. Artık kendisi de inanmaya başladı. “Seni öldürmek istediğimi düşünüyorsun biliyorum. Ama inan bana seni öldürmek isteseydim şu iki çocuğun kaçmasına yardım ettiğini Ragnak’a söylemek benim için daha kolay olurdu. Seni buraya kadar takip etmezdim”Erak ve çocuklar bu denileni duydukları an donup kalmışlardı. Will bu olanları pek hatırlamıyordu tabii ama Erak ve Evanly arkalarından biri gelmediğinden gayet eminlerdi bu kızın onları görmüş olma ihtimali yoktu. Evanly “Sen… biliyor muydun?” dedi neredeyse sesi içine kaçmış bir şekilde. “Üzgünüm prenses ama görmemiş gibi yapmam görmediğim anlamına gelmiyor. Kaçmaya kalkıştığında Will’i tek başına nasıl götüreceğini merak ettim ama bir kontun size yardım edeceği hiç aklıma gelmemişti. “ dedi düz bir sesle.
Sonra arkada aslında bağlı olması gereken ellerini öne çıkardı, çözdüğü ipi bacaklarının yanına bırakıp ayaklarını çözmeye başladı. Herkes ona tüm şaşkınlığı ile bakarken Alessi yavaşça ayağa kalktı, Erak’ın önüne geldi ve bundan sonra bir daha asla yapmayacağı bu hareketi yaparak yavaşça eğildi sonra eski haline döndü ve “Geminde seyehat etmeye devam edebilir miyim, yoksa beni denize atmayı mı tercih edersin Yüce Kont?” dedi. Erak az önceki duydukları ve gördüklerinden sonra yüzündeki ifadeyi toparlamaya çalıştı ve Alessi’ye “Seyehat etmeye devam edebilirsin” şeklinde kısaca cevap verdi. Alessi cevabını aldıktan sonra onların yanından uzaklaştı ve geminin kenarına dayanarak bir haftadır göremediği gün batımını izlemeye başladı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kayıp Kızın İzi (Gilan X Alessi -OC-)
Fiksi Penggemar!!Gölgelerin Efendisi hayran kurgusudur. Kurgu, 4. kitap olan Skandiya'yı Kurtarmak adlı kitapta geçmektedir. Gilan x Alessi (Oc) kurgusudur!! • ~ • Galya'nın kuralsız topraklarında acımasız bir lordun yanındaki kız. Yaşamasının tek nedeni zamanı ge...