Hyunjin arabadan inip Felix'i de dikkatlice indirdi, Felix düzgün yürüyemiyordu bile, üstelik kendi yürüyemeyişine de gülüyordu. Sonunda evin önüne geldiklerinde Felix anahtarını çıkardı, tabii ki kapıyı açamadığı için bu görev de Hyunjin'e kalmıştı.
Kapıyı açtığında ilk olarak Hyunjin girdi içeriye, sonra da Felix'i aldı.
"Hey hey hey! Sen ne cüretle benim evime ayak basarsın! Seni.. idam etmeliyiz şimdi! Babam seni de öldürecek!"
"Tamam Felix, önce bir yürü odana, sonra idam eder baban beni."
Felix kahkaha atmaya başladı, Hyunjin resmen odaya sürüklüyordu onu.
Sonunda yatağa oturttuğunda kendisi de yanına oturdu, sarhoş bir Felix'le uğraşmanın ne kadar zor olduğunu anlıyordu.
"Dünya'nın en güzeli de olsam beni sevmez miydin? Hiç mi sevmezdin peki?"
"Ne saçmalıyorsun Felix."
"Ne yaparsam yapayım beni eskisi gibi sevmeyeceksin ya bir daha, o yüzden soruyordum..."
"Sarhoşsun."
"Ayıkken konuşmaya çekindiğim şeylerdir belki bunlar?"
"Felix, ben seni hiç sevmedim, tamam mı? Sevdiğimi sandım sadece."
Kendine bile yalan söyler gibiydi Hyunjin.
"Oynayacak başka kimse kalmamış mıydı? Neden saf duygular beslediğim biri olarak bana bunu yaptın ki?"
"Bunu mu konuşacağız?"
"Evet, çünkü sebebini merak ediyorum."
"Yeter Felix, seni eve sağ salim getirdiğime göre-"
"Gitme, lütfen. Bu gecelik, sadece bu gecelik yanımda kal. Artık güvende hissetmek istiyorum..."
Felix'in gözleri dolmuştu, Hyunjin onu böyle görmekten nefret ediyordu, onu böyle yapanın kendisi olduğunu bildiği halde.
İç çekti Hyunjin, ne yapacağını bilemez gibiydi, kalmak ile gitmek arasındaki ince çizgideydi. O zaman da olduğu gibi.
"Baban gelir, ısrar etme."
"Babam iki gün yok, sevgilisine gitti, pislik adam."
Felix Hyunjin'e uzun uzun baktı, doyasıya, bir daha göremeyecekmiş gibi.
Hyunjin de boş gözlerle bakıyordu Felix'e."Neden benden vazgeçmiyorsun? Sana o kadar şey yaptım, iğrenç biri olduğumu kendi ağzınla bile söylemişken neden hâlâ kendine bunu yapıyorsun?"
"Ateşle oynamayı seviyorum."
"Ölüm tehlikesine rağmen mi?"
"Alevler beni yandıracaksa yandırsın, fakat içimdekini hiçbir zaman söndüremez."
İkisi de birbirine iddialı şekilde bakıyordu, ne yapacakları belli bile değildi, öylece birbirlerine bakıyorlardı ki Hyunjin'in gözleri Felix'in dudağına kaydı, Felix'in dudağı yukarı doğru hafifçe kıvrıldı. Felix daha çok yaklaştı.
"Aynı hatayı ikinci kez yapmak aptallıktır Felix, vazgeç, asla yeniden, eskisi gibi olmayacağız."
Hyunjin çevik bir hareketle ayağa kalktı, Felix'i orada öylece bırakacaktı, hep yaptığı gibi.
Kapıya yürüdü yavaş yavaş, fakat ardından gelen seslerle duraksadı, hıçkırıklar.
Kendine yeniden küfürler etti, yine yapmıştı, ağlatmış, kırmıştı. Ama kendinden başka türlü koruyamazdı, yapmak zorundaydı.
Kapıyı yavaşça açtı ve çıkıp ardından sertçe çekti. Ağlama sesleri yükseldi içeriden, bir süre bekledi kapıda, seslerin kesilmesi için. Fakat daha da arttı, Felix'in etraftaki şeyleri dağıtıp kırdığını anladığında ise hızla kapıyı çalmaya başladı.
"Felix! Aç kapıyı!"
Felix hem bağırıyor, hem de kırmaya devam ediyordu. Hyunjin'in başına ağrılar girmişti, bu halde bırakıp gidemezdi onu. Kapıyı defalarca çalmaya devam etti. En sonunda içeride sesler kesildi bir anda, Hyunjin böyle daha çok endişelenmişti. Kapıyı daha hızlı çalabilirmiş gibi vurmaya devam ediyordu. İçeriden kilit sesi duyuldu bir anda, Felix kapının önündeydi.
"Lix, kapıyı aç olur mu? Konuşalım, istersen yanında da kal-"
"İstemiyorum, gitsene sen artık."
Felix, yaralanmış olabilirsin, aç k-"
"İyiyim, git."
Felix'in kısa cevapları Hyunjin'in damarlarındaki kanı öfkeyle kaynatıyordu. Kapıyı kırmak istiyordu.
"Hyunjin, bundan sonra muhattap olmayalım, iki arkadaş sadece. Bana bakma, ilgilenme de. Ben de öyle yapacağım. Gereği olmadığı sürece konuşmayalım da, iyi olup olmadığımı sorma, evime gelme. Artık acı çekmek istemiyorum..."
___
O gece, o sözlerden sonra başka bir şey söylenmedi. Hyunjin içindeki anlamsız buruklukla eve döndü. Felix ortalığı bile toplamadan kendini yatağa attı. İkisi de huzursuz bir uykunun kollarında kaldılar.
...
kalbin yok hynjn.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Haberin yok ölüyorum, Hyunlix.
Fanfiction"Hyunjin, haberin yok, ben ölüyorum. Sen gelirken ben gidiyorum." angst.