binniseo_
Jisung'lar konuşurken duydum
okula gelecekmişsin
yapmamı istediğin bir şey var mı?lee_lixie
hayır
tesekkurler
sadece
hyunjini benden uzak tut yeterbinniseo_
neden?
dün onunla birlikte gitmiştiniz
aranız düzeldi sanıyordumlee_lixie
cabaladım
ama
yapamadım
beni asla sevmeyecek
bir daha asla eskisi gibi olamayacagızbinniseo_
piç/
üzülme tamam mı?
zaten seni hak etmiyor o
sen hep daha iyilerine layıktın Felix
onun için kendini üzmeye değmez
bekliyorum okuldalee_lixie
changbin
ben tesekkur ederim
bana cok destek oluyorsun
benim yuzumden arani bozdun onunla dabinniseo_
sorun değil
senin suçun değildi
onunla biz zaten oldu olası anlaşamazdık
böylesi daha iyilee_lixie
kapının onunde duran sen misin
sapsal seni
geldimbinniseo mesajınıza "🤍" ifadesini bıraktı
______
Felix kapının önünde öylece dikilmiş olan minik çocuğa baktı, çok sevimli görünüyordu bu hâliyle. Changbin Felix'i görünce yüzüne tatlı bir gülümseme yerleştirdi ve telefonu bırakıp bu tarafa yürüyen sarı saçlıyı izlemeye başladı. Nihayet Felix, Changbin'in yanına gelebildiğinde kollarını açtı, sıkıca sarıldı Changbin'e, bu onu biraz olsun iyileştirmişti. Geri çekildiğinde gözleri doluydu.
"Hadi ama! Ağlamak yok, tamam mı?"
Felix kafasını minikçe salladı, Changbin sınıfa girebilmesi için kapının önünden çekildi. Felix tam sırasına oturacakken Changbin kolundan tuttu.
"Yanımda otursana? Seungmin yok bugün, yalnız kalmamış olursun."
Felix olumlu anlamda başını salladı ve Changbin'in sırasına geçti, Changbin tek otururdu zaten.
"Duvar kenarına geçebilir miyim?"
"Nasıl istersen, sıram sana ait."
Felix gülümseyerek duvar kenarına geçti ve çantasını bırakarak oturdu. Sınıfta henüz çok kişi yoktu, arkadaşları da gelmemişti.
Sınıfa Jisung girdi, kantinden gelmişti, elinde tostu vardı. Felix'i gördüğü gibi koştu, zaten Changbin'in bir arkasında oturuyordu, onun da arkası Felix'in sırasıydı.
"Aşkım! Sabahtan beri seni bekliyorum, sonunda geldin! Nasıl geçti dün, ne oldu, ne yaptınız?"
"Sakin ol Jisung, anlatacağım."
"Anlat!"
"Kavga ettik, beni hiç sevmeyeceğini, zaten önceden de sevmediğini söyledi. Sonra onu evden kovdum, ufak çaplı bir kriz geçirirken beni dinlemiş kapıdan, kapıyı açmam için ısrar etti ama izin vermedim. Gitmesini, bir daha konuşmamamız gerektiğini falan söyledim. Bu kadar. Yani artık onu sevmeyeceğim, en azından kendimi tutacağım."
"Bebeğim benim..."
"Kriz geçirdim dedin, tam olarak ne yaptın kriz esnasında, hatırlıyor musun?"
"Gözüm hiçbir şeyi görmedi, tüm her şeyi dağıttım, koridorda süs olarak aldığım minik civcivler vardı, hepsini kırmışım... En çok onlara üzüldüm zaten. Kriz anını atlatınca fark ettim şunu da..."
Birden kolunu açtı, uzun bir sargı vardı kolunda.
"Kesilmiş, çok derin olmadığı için kendi yöntemlerimle sardım, merak etmeyin mikrop kapmaz, ilk yaralanışım değil zaten."
Kolunu yeniden kapattı Felix, Jisung'un gözleri dolmuştu biraz, arkadaşının gözü önünde bitişini görmekten nefret ediyordu.
"Hey, ağla diye anlatmadım. Benim için endişelenmeyin tamam mı?
İyi olacağım."Burukça gülümsedi, Changbin'e baktı, gözlerini aşağı indirmiş, bir şey düşünüyor gibiydi. Jisung ise dolu gözleriyle tostunu dişliyordu, bu şapşal hâli Felix'i güldürdü.
Dersin başlamasına 10 dakika kalmıştı, kapıdan biri girdi içeri. Simsiyah kapüşonunu kafasına çekmiş, elleri cebinde bir şekilde Changbin'in tam önünde oturdu, bu Hyunjin'di. Onun yeri burasıydı. Felix hiç bakmadı bile,
arkasındaki Jisung, Minho ve Changbin'le konuşmaya devam ediyordu.Hyunjin kapüşonunu açtı, siyah saçları göründü. Sonra da hırkasını tamamen çıkardı, üstünde simsiyah bir body vardı, üstüne tamamen yapışmıştı ve kasları görünür derecedeydi. Onun aksine Felix beyaz giyinmişti, üzgünlüğünü gizlemek adına. Melek gibiydi.
Ders başladı, gün hızla geçti. Okul çıkışında, sınıfta herkes toplanırken Hyunjin Felix'e baktı, inceledi. Gizlemeye çalışsa da yüzündeki bitkinlik besbelliydi.
Felix tam sınıftan çıkarken birden kolundan tutulup boş bir sınıfa çekilmesiyle neler olduğunu anlayamamıştı bile.
...
bolumler gec geldigi icin kusura bakmayn, biraz karisik bir donemden geciyorum, anlayisla karsilarsiniz diye umuyorum, optum gorusuruz muah.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Haberin yok ölüyorum, Hyunlix.
Fanfiction"Hyunjin, haberin yok, ben ölüyorum. Sen gelirken ben gidiyorum." angst.