16.

344 41 84
                                    

Korkuyla kapattı gözlerini, boş sınıfta kimse yoktu, kapkaranlık bir yerdi. Kendisini duvara sıkıştıran kişinin yüzünü seçemiyordu, taa ki sesini duyana kadar.

"Lix..."

Hyunjin... Bu oydu. Ne istiyordu ki kendisinden?

"Hyunjin, ne istiyorsun benden. Çekilir misin şuradan!"

Hyunjin duvardaki elini çekti, Felix özgür kalmış gibi nefesini bıraktı ve gözlerini Hyunjin'e dikti.

"Derdin ne senin!"

"Sen."

Felix aynı gözlerle bakmaya devam etti, ne ima etmeye çalışıyordu bu çocuk?

"Açık konuş, sana ayıracak zamanım yok."

Hyunjin biraz yaklaştı Felix'e, Felix olduğu yerde durmuş, ne söyleyeceğini bekliyordu karşısındakinin.

"Bak... Dün-"

"Dün dünde kaldı Hyunjin."

"Ama konuşulması gereken şeyler var!"

"Neymiş, söylesene! Sana resmen yalvarmama rağmen gidişini mi konuşacağız?"

"Tanrım..."

Birden daha çok yaklaşıp Felix'in yaralı kolundan tuttu, Felix'in ağzından çıkan ufak iniltiyi duyunca doğru kolu tuttuğunu anladı ve kıyafetinin kolunu biraz çekerek sargının görünmesini sağladı.

"Bunu konuşmayacak mıyız?"

"Hayır konuşmayacağız..."

Kolunu hızla Hyunjin'in elinden kurtarıp devam etti.

"Zaten neden olduğunu az çok tahmin edebiliyorsundur Hyunjin, bu yüzden konuşmayacağız, tamam mı? Ben buradan tıpış tıpış ayrılacağım, sen de sessizce evine döneceksin."

"Öyle olmuyor işte-"

"Önceden oluyordu, şimdi ne değişti? Sana bir şey diyeyim mi Hyunjin, sen sadece vicdanını rahatlatmaya çalışan zavallının tekisin, bu yüzden sadece ben zarar gördüğümde yanıma gelip, bir şeyler yapmaya çalışıyorsun. Çünkü bunların, yaptıklarını telafi edebileceğini sanıyorsun."

Hyunjin'i resmen yerin dibine sokmuştu Felix, gereken her şeyi söylemişti, içinde kalan ne varsa teker teker dökülmüştü ağzından.

"Şimdi çekil önümden."

Felix tam gideceği sırada Hyunjin'in omzundan tutup Felix'i duvara yapıştırması bir oldu. Felix daha ne olduğunu anlayamamışken, Hyunjin dudaklarını Felix'in dudaklarına bahşetti.
Felix'in gözleri sonuna kadar açılmışken Hyunjin öylece duruyordu, Felix'in bir şey yapmasını bekler gibiydi. En sonunda dudaklarını ayırdı, Felix hâlâ şok içinde bakıyordu Hyunjin'e, yanakları kıpkırmızı olmuştu. Hyunjin Felix'in gözlerine bakıyordu sadece, bir cevap bekliyordu, bir tepki, bir istek...

"Sen..."

Felix kelimelerini seçemiyordu, ayaklarını hissettiğinde ise yapabileceği tek şey ortamı terk etmek olmuştu.

___

Nefes alamıyor, battıkça batıyor dibe doğru, ölüm gibi geliyor o an, dibi görünmeyen karanlık denizler. Korkar oluyor denizlerden, boğuyor onu bu karanlık, bu derinlik. Deniz karanlık yerlere götürüyor onu, hiç bilmediği yerlerde öylece batırıp ölüme terk ediyor. Yardım etmiyor kimse, vazgeçiyor artık, izin veriyor suyun tüm bedenini yok etmesine. Batıyor, batıyor ve bitiyor.

...

kabuslar cok kotu kizlar, kabuslar ne felixin ne de benim yakami birakmiyor, iyi geceler. (kısa oldu telafi etmeye calisirim)

Haberin yok ölüyorum, Hyunlix.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin