çok şiddetli başım ağrıyordu bir ara bayılacak gibi oldum, yere düştüm ve bir süre kalkamadım doktora gidemedim bile, kimsem yok ki benim, kim götürecek beni?
şimdi uzanmış, sana yazıyorum yine, bana iyi gelen tek şey sensin çünkü
bana iyi gelen tek şeyin, aynı zamanda bana ölesiye zarar vermesi normal mi ki?
yatakta titreye titreye yazmaya çalışıyorum fotoğraflarına bakıyorum hep, fotoğraflarımıza
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
hatırlıyor musun? Fransa'ya gitmiştik beraber, aylarca çalışmıştım biz gidebilelim diye
henüz üniversiteye yeni geçmiştik öncesinde de tanıştığımızdan ailen izin vermişti hemen
o zamanlar sevgili değildik, mutluyduk...
şimdi ise üniversite sondayız, zaman ne hızlı geçiyor değil mi?
zaman geçiyor, insanlar değişiyor, sadece anılar kalıyor geriye...
neden değiştin? bana çok aşıktın, benim için öleceğini söylerdin. şimdi senin gözünün önünde ben ölüyorum, ve sen sadece izliyorsun...
hatırlıyor musun? beni ilk öptüğün geceyi...
yıldızların altındaydık, ben ağlıyordum yine, hep yaptığım gibi. sonra birden sen geldin, şaştım kaldım çünkü saat gece 2 falandı ve bulunduğum yeri kimse bilmezdi genelde. sonra hiçbir şey söylemeden bana sarıldın, kokumu iyice çektin içine. ilk o gün ağladım senin omzunda, ilk o gün kalp atışlarını gerçekten bu kadar yakından duydum. deli gibi atıyordu, öyle heyecanlanmıştım ki
fakat anlık heyecanlar, ömür boyu yük olabiliyormuş insana, şimdi bu heyecanın altında eziliyor gibiyim...
o gece beni yıldızların altında öpmüştün ilk defa, o dokunulması imkansız yıldızların altında, sen benim dudaklarıma dokunmuştun dudaklarınla.
şimdi ise pişmanlık duyuyorum, keşke öpüşlerine karşılık vermeseydim.
kalbim acıyor, çok acıyor hem de, bu pişmanlık mı, özlem mi bilmiyorum ama öyle acıtıyor ki midem bulanıyor, başıma ağrılar giriyor.
boğuluyorum, nefesim çıkmıyor, yerlerde kıvranıyorum sürekli, kusuyorum hep.