4. BÖLÜM - KAHVE (PART 2)

22.1K 1.7K 903
                                    

Uzun bir aradan sonra tekrar buradayım...

Kitabı bırakmayacağımı söylemiştim ama bazı zeka küplerinin okuduğunu anlama sorunu var, kitabı bıraktığımı sanıyorlar.

Elimden geldiğince hatalarımı düzeltmeye çalıştım, yanlış yaptıysam affola...

Bu arada kitap karakterlerine parodi hesabı açıldı♡
Eğer bakmak isterseniz hesabımdan takip ettiklerime bakıp bulabilirsiniz.

Şimdiden bayramınız mübarek olsun bayram şekerlerimm♡♡♡

İnstagram:isimsizofficial_

İyi okumalar

Seslenen kişi Eda'ydı.

Üstüne giydiği kırmızı elbise dizlerinin birkaç karış üstünde bitiyordu ve bu da biçimli bacaklarıı ortaya çıkarmıştı.Sarı saçlarını ise dalgalandırıp öylece bırakmıştı.

Gören her erkeğin düşeceği cinsten bir kadındı ama zeka olmayınca dış görünüşün pek önemi kalmıyordu.

"Seni uyarmama rağmen hala buradasın, yürek mi yedin sen?"

Derin bir nefes verdim ve konuştum:
"Hayır, yürek yemedim ama senin benimle derdin nedir?"

Kaşlarını çatarak cevap verdi:"Amacın benim kocamı ayartmak değil mi!"

Duyduğum şeyle içten içe biraz şaşırdım ama renk vermeyip gülümsedim.

"Evet, kocanı ayartacağım ve onu tekrar benim yapacağım!"

Bu tabikide ona söylediğim bir blöftü, birdaha asla onunla birlikte olmazdım.

Dehşete düşmüş gözlerle bana bakarken üzerine doğru yürüdüm ve kulağına fısıldadım:

"Gerçekten buna inanacak kadar aptal olman beni şaşırttı."

Geri çekilip arkamı döndüm ve asansöre doğru yürümeye devam ettim.

Aklıma gelen şey ile yerimde durdum ve arkamı dönüp ona seslendim:

"Bu arada dip boyan gelmiş, Eda'cığım!"

Dediğim şey ile herkes Eda'ya bakıp fısır fısır konuşmaya başlarken, ben ise keyifli bir şekilde tek kaşımı kaldırıp ona bakıyordum.

Dehşetle yüzüme bakmaya devam ederken cebinden telefonunu çıkarıp kameradan kendisine bakarken ben de gelen asansöre bindim ve tuşa basıp beklemeye başladım.

Eda için dip boyası demek, kusur var demekti ve o kusursuz olmaya çok önem verirdi.

Asıl kusurun beyninde olduğunu fark etse keşke...

Kapısı açılan asansör ile sakin adımlarla asansörden çıktım ve mutfakta kendime bir kahve yapıp terasa çıktım.

Etrafa göz atarken Kerem'in görüş açıma girmesiyle yanına gittim.

"Naber Kerem?"

Beni görmesiyle birlikte bana o yakışıklı gülümsemesini sundu: "İyidir, senden naber?"

Yüzüme gelen saç tutamını kulağımın arkasına sıkıştırdım ve cevap verdim:

"İdare eder... Bu arada sabah olan o tatsızlık için kusura bakma."

Başını önemli değil anlamında salladı: "Sorun yok, ama Giray Bey'in niye o kadar yükseldiğini anlamış değilim," Dedi şaşkınlıkla.

Derin bir nefes verip yukardan karınca gibi gözüken insanları izledim: "Canı bir şeye sıkkın olduğu için öyle davranmıştır." Diyip geçiştirdim.

İSİMSİZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin