İlham geldi on ikinci bölümü yazdım o yüzden yedinci bölüm gecikti qwndılebclebrAma napayım şu an yakın değiller bende sıkılıyorum ilerideki bölümleri yazıyorum qwcbşqwehbşkbef
———
Kuzey
Teo fotoğrafa bakıp, "Tipe bak lan çok tatlı bunlar." Dediğinde gülümseyip göz devirdim. "Üç yaşındayım Teo, üç yaşında herkes tatlıdır." Dediğimde Kerem lafa girip, "Oha Karan'a bak burada bile acayip ciddi." Diyip fotoğrafı işaret ettiğinde şaşırmadım. On üç-on dört yaşındaki fotoğraflarından biriydi.
Tam ergenliğin vurduğu ve bizim birbirimizden ayrıldığımız dönemdi. On dört yaşına kadar aynı sitede oturduğumuzdan çok yakındık ve hep beraberdik. Fakat on dörtten sonra Karan değişmişti, içine kapanıp yalnız kalmaya başlamıştı.
Ben işleri düzeltene kadar da İstanbul'a taşınmışlardı. Bu yüzden şimdi bile eskisi kadar yakın değildik. Ama emindim, ben aramızı eskisi gibi yapacaktım. Hatta belki ekibe bile katılırdı, kim bilebilirdi ki?
"Kuzey!" Koridordan adımın seslenilmesi üzerine oturduğum yerden kalkıp o tarafa ilerledim. "Hastanede kontrolüm var, beni bırakabilir misin?" Diye sorduğunda kaşlarım havalandı ve hızlıca kafamı salladım. "Tabii, hadi gidelim." Diyip anahtarların oluğu kaseden araba anahtarını alıp kapıyı onun için açtım.
Aslında yalnız araba kullanmama izin vermeyen babam Karan'ın kontrolleri için bir arabasını bana bırakmıştı.
Birlikte arabaya yerleştiğimizde ben park yerinden çıkarken, o telefonunu arabaya bağlamakla meşguldü. "Kuzey bu neden olmuyor?" Diye sorup öfkeli bir şekilde araba ekranına baktığında güldüm.
"Benimki bağlanmıştır, al ne açacaksan benden aç." Dediğimde pes edip telefonumu elimden aldı ve Spotify'a girdi. "Çok şaşırdım müzik zevklerimiz hiç benzemiyor." Diye mırıldandığında güldüm. Kırmızı ışıkta durduğumuz sırada ona dönüp, "Kendi hesabına gir oradan bulursun listeni." Dediğimde, "Öyle yapıyorum zaten zeki çocuk." Diyerek beni tersledi.
Ben yola geri dönerken, o müziği hazırlamış olacak ki sesi yükseltti.
Ekranda gözüme çarpan isim ile sırıttım. "Chase Atlantic, Slow Down ha? Bir de zevklerimiz hiç benzemiyor diyorsun." Diyip sesi tamamen yükselttiğimde o da güldü.
Yolun geri kalanı yüksek sesle dinlediğimiz müziği mırıldanıp, bazı yerlerinde eşlik etmemizle geçti. Uzun zaman sonra en çok yakınlaştığımız zaman bu olmuştu.
Hastanenin önüne geldiğimizde müziğin sesini kısıp, camları kaldırdım ki insanlar rahatsız olmasınlar.
"Beni bırakabilirsin şurada, gelmene gerek yok." Diyip kapıyı gösterdiğinde kafamı iki yana salladım. "Annene söz verdim Karan, birlikte gidiyoruz." Dediğimde kaşlarını havalandırdı. Park ettiğim sırada, "Hayırdır bir havalara girdin?" Dediğinde ona yan bir bakış attım.
"Gaza geldim bozma beni şuan, hadi gidelim." Diyip kontağı kapattığımda bana güldü ve peşimden arabadan indi.
İlk günkü kadar kötü değildi artık, koltuk değnekleriyle daha rahat yürüyebiliyor, kısa mesafeleri ise normal bir şekilde gidebiliyordu. Her gün bunun için çalışıyordu.
Hastanedeki hemşireler bizi gördükleri gibi tanıdılar ve doktorun yanına yönlendirdiler. Birlikte doktorun odasına girdiğimizde bizi güler yüz ile karşıladı. Karan kapıda beklemem için ısrar etmişti ama biliyordum kötü bir gelişme olursa söylemezdi. Bu yüzden işimi garantiye alıyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AY GÜZELİ-BXB|Yarı Texting|
Teen FictionÖlene dek sorumlusun gönül bağı kurduğun her şeyden Eşcinsel bir kurgudur. Childhood friends to strangers to lovers 🥂