Kuzey Karan'a biraz daha hızlı aşık olur musun yazar sıkıldı daBide daha kısa bölüm atmayı planlıyorum artık. Böylece hem hikaye daha hızlı ilerler hemde bölümler için çok beklemezsiniz.
———
KuzeyKapıda, çıkmak üzere olan Kerem, "Markete gidiyorum, bir şey lazım mı?" Diye sordu genel olarak ev halkına. Karan kafasını telefonundan kaldırıp Kerem'e döndü ve, "Yumurtamız bitmek üzere. Sen şimdilik al ben sana daha sonra para atarım." Dedi.
Kerem ona kafa salladı ve evden çıktı. Karan'ın verdiği parayı asla almayacağını biliyordum.
Diğerleri telefonları ile ilgilenirken daha fazla oyalanmanın manası olmadığını düşünüp Karan'a seslendim.
"Karan, dışarıda biraz konuşalım mı?" Diye sorduğumda kaşları çatıldı fakat itiraz etmeden ayağa kalktı. Birlikte bahçeye açılan evin en büyük balkonuna geçtik ve bana döndü.
"Evet, bir sorun mu var?" Diye sorduğunda ellerimi iki yana salladım. Hızlıca, "Hayır hayır, merak etme hiç bir sorun yok." Diye eklediğimde bana bir cevap bekliyormuş gibi baktı.
"Şey, ben düşündüm. Çocuklarla da konuştum. Hepsi onayladı, ve bende sana katılmaya karar verdim." Dediğimde gözleri ile birlikte gülümsemesi de büyüdü. Beni bir anda beni kendine çekip sıkıca sarıldığında şok oldum.
Karan şu an bana mı sarılıyordu?
Bir kaç saniye sonra ayrıldığımızda öksürerek boğazını temizledi ve eski ciddi ifadesine döndü. Çekinerek, "Kusura bakma, bir an heyecanlanınca..." dediğinde bu haline güldüm.
"Merak etme, kimseye ciddi ve disiplinli yarışçı Karan Türkçü'nün bana sevinçten sarıldığını söylemem." Diyerek onunla dağa geçtiğimde güldü ve bakışlarını kaçırdı. Çabuk utanıyordu.
"Birilerine yapmakta en iyi olduğum şeyi öğretmek hep deneyimlemek istediğim bir şeydi. Nihayet deneme fırsatı bulmuş olmak, ve bulduğum kişinin tecrübeli biri olması beni bir tık sevindirdi." Diye açıklama yaptı.
"O zaman bu akşam mekana gidiyor muyuz?" Dediğimde kafasını salladı. "Ekiple tanışır, pistleri öğrenirsin. Hem daha patrona bile haber vermedim, unutmadan ona da haber versem iyi olacak." Diyip telefonunu çıkarttı.
Tam telefonla konuşmak için uzaklaşacağı sırada durup, "Bu arada, benim takımımın adı tek yarışçı ben olduğumdan Şimşek, ama eğer senin için uygun değilse değiştirebiliriz." Dediğinde kafamı iki yana salladım.
"Hayır, şimşek ismini sevdim." Dediğimde eli ile tamam işareti yaptı ve telefonu kulağına dayadı.
Kalbim gerçekten hızlı çarpıyordu, bu hareketimin beni nereye götüreceğini bilmiyordum ama bir kere karar verilmişti. Hem, bu benim hayalimdi. Yoluma çıkacak olan bütün zorluklar için hazırdım.
——
"Gençler, Şimşek gelmiş!" Bara giriş yaptığımız sırada içeriye bizden önce geldiğimizin haberi varmıştı. İçerideki insanlar saygıyla Karan'a selam verirken, Karan da onlara kafası ile kısa selamlar veriyordu.
Nihayet bardan çıkıp asıl yarış mekanına geldiğimizde etrafın boş olduğunu gördük. O akşamki kalabalıktan eser yoktu.
"Ekibi bulalım önce. Sana pisti anlatıp öğretsinler. Ardından gidip arabanı seçeriz." Dediğinde heyecanla kafamı salladım. "Kaç kişilik bir ekip?" Diye sorduğumda düşünme gereği duymadan, "Üç kişi. Ben, arabanın bakımlarını halleden Ayaz, yarışları planlayan Gözde." Diye açıkladığında etrafa bakınıyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AY GÜZELİ-BXB|Yarı Texting|
Novela JuvenilÖlene dek sorumlusun gönül bağı kurduğun her şeyden Eşcinsel bir kurgudur. Childhood friends to strangers to lovers 🥂