Bu sefer çığlık atarak kalktığımda Chan Hyung yerinden sıçramış ve anında bana doğru dönmüştü.
"Felix!?"
"H-hyung..o adam. Çok fazla kan..ben."
Gözlerim kararmaya başladığında kollarımdan destek alarak dik durmaya çalıştım fakat pek de bir işe yaramıştı. Bilincimi kaybedip yatağa düştüğüm sırada son duyduğum şeyler Chan Hyung'umun bağırış sesleriydi.
~~~~~~
Chan pov;
Felix bilincini kaybettiği anda korkudan ne yapacağımı bilemedim. Çığlık atarak yataktan hızla kalktığımda başım feci hâlde dönmeye başlamıştı.
Komodinin üzerinde duran telefonumu aldığım gibi ambulansın numarasını tuşladım. Şu anda hissetiğim o yoğun endişe aklımı başımdan alıyordu. Kafamda dönüp duran 'Ya Felix'e bir şey olursa' düşüncesi midemi bulandırsa da ayakta kalmaya çalışarak telefonun açılmasını bekledim
"Alo?"
"Lütfen.. yardım edin! Kardeşim hiç iyi değil ve şu anda baygın. Lütfen.."
"Konumunuzu görebiliyorum. Ekipleri hemen yolluyorum beyefendi."
Telefon kapandığı gibi yere çöküp yüzümü ellerimin arasına aldım. O kâbuslar..Felix'e rahat olmasını söylesem de bunların basit kâbuslar olmadığının farkındaydım.
~~~~~~
Ambulans geldiği gibi koşarak kapıyı açtım. Gerginlikten ölecekmiş gibi hissediyordum. Ekipler hızla içeriye daldığında bende peşlerinden ilerledim.
Yatak odasını işaret edip orada olduğunu belirttiğimde yatakta kan ter içinde hızlı hızlı nefes alıp veren baygın çocuğu sedyeye yatırdılar.
Hızlı adımlarla evden çıktıklarında bende peşlerinden ilerledim.
"Hastayla yakınlık dereceniz nedir?"
"Abisiyim."
"Pekala buyrun sizde binin ambulansa."
~~~~~~
Felix pov;
Gözlerim felaket derecede yanarken zar zor açabildim. Koluma bağlı olan serumları fark etmemle içimi endişe duygusu kaplasada hastanede olduğumu ancak anlayabilmiştim.
"C-chan Hyung?"
Adını seslenmemle anında gözlerini açan Hyung'um oturduğu sandalyeden kalktı ve yanıma gelerek sıcak elleriyle buz gibi olan ellerimi kavradı.
"Felix? İyi misin?"
"Bilmiyorum Hyung. En son..yine kâbus gördüm. O adam beni tanıyormuş gibi konuşuyor. Çok tuhaf.."
"Lixie..bu adamı daha önce rüyalarında görmüş müydün?"
"Hayır..bu ikinci görüşüm. İki defa gördüm onu ama sanki tanıyormuşum gibi hissediyorum. Çok korkutucu ve gerçekten ne yapacağımı bilemiyorum. Bu şekilde her gece rüyalarıma girerse ne yapacağım ben?"
"Korkma Felix. Bir çözüm yolu illaki buluruz. Psikoloğa gitmeye ne dersin? Belki psikolojik bir durumdur."
Chan Hyung'umun söyledikleri ile anlık olarak duraksasam da sonrasında başımla onayladım. Psikoloğa görünmek iyi bir fikir olabilirdi.
~~~~~
Ertesi gün
Kâbuslar bu gece de devam edince Chan Hyung'um psikoloğa randevu almıştı. Artık bu durum ikimizinde canını yakmaya başlayınca bir an önce psikoloğa görünmenin iyi bir fikir olduğuna karar vermiştik.
Arabadan inip devasa büyüklükteki binaya giriş yaptığımızda derin bir nefes aldım ve Chan Hyung ile birlikte koltuklara yerleştik.
"Lee Felix?"
Adımı duyduğumda kalbimde oluşan tuhaf ağrıyla acı içinde yüzümü buruşturdum. Kâbuslarımda yaşadığım bu anların sonu hep ölüm olmuştu.
"Felix iyi misin? Psikoloğun çağırıyor hadi."
Başımla onaylayıp elimi kalbime götürdüm. Kalbimde oluşan ağrı devam ederken derin bir nefes alıp odaya girdim.
Psikoloğum olduğunu düşündüğüm adam koltuğunda oturmuş kağıtlara bir şeyler yazıyordu. Yüzündeki gülümsemeye takılı kalmışken yavaş adımlarla yanına doğru ilerlemeye başladım. Bu dehşet yakışıklı herif kalbimdeki ağrıyı anında yok ederken sadece hızlı kalp atışları bırakmıştı geriye.
"Merhaba Felix, ben Hwang Hyunjin. Psikoloğunum."
🕸️🕸️🕸️🕸️🕸️🕸️
Çok yüksek ihtimalle kafalarınız allak bullak oldu :)
Herşeyi anlayacaksınız biraz sabredin sadece :))
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Slender Man ~Hyunlix
Fanfiction"Kalp hırsızı olmanın cezası büyüktür Lee." *** ~Hyunlix ~Korku ve gerilim içerikli ~Slender Man temalı ilk Kpop Fanfiction'u ~Angst değil!! #Hyunlix🥉[21.09.2024]