Baran'ın söyledikleri Sahra'yı derinden, en derininden etkiliyordu. Bir bebeğin gözlerini okuyacak, bir bebeğin ellerinden tutup büyütecekti. Üstelik bu kendi bebeğiydi, ondan vazgeçmeyi nasıl düşünmüştü inanamıyordu. Fırat'ın aşkı gözlerini bu denli nasıl kör edebilmişti bilmiyordu. Ama kocası buna engel olmuştu gerçekleri acısını yaşatarak göstermişti ona. Sahra aklından bunları geçirirken kapı çaldı.
"Gir"
diye seslendi Baran. Gelen Renan'dı.
"Abi misafirlerimiz geldi sizi bekliyoruz"
"Tamam abicim geliyoruz biz"
"Hadi Sahra inelim annenler beklemesin"
Elinden tutup kaldırdı karısını Baran. Sahra merdivenlerden inerken köşe de duran Berfu'yu gördü. Sinirli bir şekilde duruyor gelen ablasına bakıyordu. Merdivenin önüne gelerek,
"Abla biraz konuşalım mı? Öyle gideriz içeri"
"Noldu Berfu bu acelen ne?"
"Aramızda enişte"
Diyerek ablasının koluna girdi Berfu. Hızlı şekilde geri çıkardı merdivenleri. Odaya girdiklerinde Berfu öfkesini aynı şekilde koruyordu.
"Ne oluyor Berfu bu öfken ne?"
Sahra, Berfu'ya ettiği teklifi unutmuştu.
"Abla sen nasıl bir insan oldun böyle. Dediklerin aklımdan çıkmıyor, o bebeğe nasıl kıyacaksın!"
Sahra tebessüm etmişti. Kardeşi haklıydı hem de çok haklıydı. Yanına gidip sarıldı. Berfu'nun ellerini karnına götürerek,
"Bebeğimden vazgeçmeyeceğim Berfu"
Berfu gözlerinden akan yaşlara engel olamadı. Mutluluktan ağlıyordu ablasının kararına seviniyordu.
"Hadi hadi sil yaşlarını aşağı inelim"
Iki kız kardeş mutlulukla aşağı indiler. Bebek şimdiden huzur getiriyordu yuvalarına, bereketiyle gelecekti bu konağa. Berfin Hanım, Sahra'yı görünce koşar adımlarla kızına kavuştu. Sarılıp saçlarını öptü.
"Kızım iyisin dimi? Yavrum benim anne oluyorsun yavrum"
Anne kız duygulanmışlardı.
"Haydii sofraya"
Bu sese ayak uydurup sofraya geçmişlerdi. Yemek faslı bittikten hemen sonra erkekler avluya çıkmış kahvelerini bekliyorlardı. Kadınlar ise odaya geçmiş meyve yiyorlardı. Baran olduğu yerde duramıyor saat başı kadınların odasına gelip kapıdan Sahra'ya göz atıp gidiyordu. Kadınlar muhabbete dalmış giderken Berfu tuvalete gidiyorum diye odadan çıkmıştı. Merdivenleri gizlice çıkıp o imkansız aşkının odasını arıyordu. Odayı bulduğunda içeri girmekte kararsız kaldı. Yakalanabilirdi ve bu onun sonu olurdu ama içinde ki şeytana uymuş o odaya adımını atmıştı. Odaya girdiğinde yatağın yanına ilişti Berfu, ucuna oturarak yastığı eline aldı. Yastığı koklamak için eğildiğinde o başını döndüren kokuyla kalbi yer değiştirecekti sanki. Devran'ın kokusunu bu kadar yakından ilk kez duyuyordu. Gözleri doldu Berfu'nun. Yanında, yanıbaşında olmak istediği adamın gizlice odasına girmişti. Uzaktan gelen ayak seslerini duymasıyla eli ayağı birbirine dolaştı Berfu'nun. Kapının kolu tutulmuştu, Berfu oturduğu yerden kalkamamış, heyecandan ne yapacağını bilmiyordu. Kapı tam açılacakken,
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞKIN TONU
General FictionAma aşk başkaydı, bambaşka. "İki cihan bir araya da gelse o adamla evlenmem!" dedi Sahra. Ne olacağını bilmiyordu, bilseydi demezdi.. Böyleydi aşkın tonu, rüzgarlarını çevirdi. "Onunla yattım ve beni sevmeyen bir adama bekaretimi verdim!" dedi Berf...