"Bu bebek senin değil!"
demişti Zeliha. Bu sözler Fırat'ın kafasında çınlayıp duruyordu. Zeliha gözlerinden çıkan ateşten dengesini kaybetmiş olduğu yere yığılmış ve ağlamaya başlamıştı. Fırat bir an için afallasa da Zeliha'nın öfkeyle konuştuğunu biliyordu. Fırat yerde oturan karısının yanına usulca oturdu. En başından beri sevgi olmayan bir evlilik şimdi tek taraflı bir ilgiye dönüşmüştü. Kısa ve derin bir sessizlikten sonra Zeliha konuşmuştu.
"Bu bebek"
dedi ve sustu. Gözlerinden akan yaşlara aldırmadan devam etti.
"Bu bebek benim sonum"
dedi. Fırat karısının sözlerine şaşırarak baktı. Ne dediğini anlamaya çalışıyor fakat bir türlü anlayamıyordu. En büyük felaketleri bile sonlandıran, kırılan bütün can kırıklarını bile birleştiren bir bebek nasıl Zeliha'nın sonu olacaktı ki? Bir küçük el, cennet kokusu.. karısını bu denli nasıl yıkabilirdi anlamıyordu.
"Her şeyin başlangıcı olabilecek bir bebek senin nasıl sonun olabilir?"
diye sordu Fırat kararsız kalarak. Zeliha sinirinden ayağı kalktı ve Fırat'a eğilerek.
"Senden gelen bir bebeği istemiyorum! Anlıyor musun? Bu bebek doğarsa Devran'la hiçbir umudum kalmayacak. Bu çocuk benim sonum olacak!"
Dedi Zeliha. Fırat bütün kötü sözleri kenara bırakarak, sadece senden gelen bebek kelimesini tutup sevinmişti. Karısının üzerine daha fazla gitmeyerek odadan sessizce çıkmıştı. Oda da yalnız kalan Zeliha'nın aklından binbir türlü düşünce geçiyordu.
"Devran benim olacak. Bebeğimizi birlikte büyüteceğiz"
Diye söylendi kendi kendine.
*****
Aylar sonra
Berfu sabahın erken saatlerin de kalkmış ve kahvaltı sofrasını kuruyordu. Mutfaktan gelen takırtıları duyan Sahra, kardeşinin yanına gelerek yardım etti.
"Ee nasıl gidiyor bakalım yeni gelin"
Diye tebessüm etti Sahra kardeşine.
"Deme öyle abla ya utanıyorum."
"Tamam tamam sustum"
Dedi Sahra. Ardından kahvaltı hazır diye seslendi evdekilere. Kahvaltılarını bitiren Devran evden çıkmak için kapıya yöneldi. Berfu hemen kocasının ceketini getirdi.
"Dikkat et Devran Allaha emanet ol"
Dedi Berfu. Devran karısına sımsıkı sarılıp kimseler görmeden öptü ve gitti. Berfu yüzünde ki gülümsemeyle masaya dönerken. Devranın önünde duran kadından habersizdi. Zeliha, Devranın kapıdan çıkmasını beklemiş ve önüne çıkmıştı.
"Ne istiyorsun Zeliha?"
"Konuşmak istiyorum"
"Konuşacak bir şey yok beni rahat bırak"
"Inan bana konuşacak çok şeyimiz var, her şeye yeni bir sayfa açmak için bir fırsatımız var. Bebeğini kabulleneceksin."
Devran, Berfunun sözlerine sinirlenip kolundan sıkıca tutmuştu.
"O benim bebeğim falan değil. Pis yalanlarına onu alet etme. Karnında ki çocuktan utan Zeliha! Sen ne iğrenç bir kadın oldun böyle. Seni sevmiyorum, istemiyorum. Azcık gururlu ol. Berfuyu seviyorum bunu anla artık! Git kocanla doğacak bebeğinizi düşün. Bizden uzak dur!"
Dedi ve tuttuğu kolu itti Devran. Zeliha ne olduğunu anlamadan arkasını döndü ve yürümeye başladı. Gozlerinden akan yaşlara engel olamadı. Başı döndü önce, gözleri karardı sonra kasıklarında bi sızlanma hissetti. Kendini yola attı. Tam o an da bir çığlık duyuldu. Kadın sesiydi. Zeliha'nın sesiydi!
"Ahhh!"
Devran durdu..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞKIN TONU
General FictionAma aşk başkaydı, bambaşka. "İki cihan bir araya da gelse o adamla evlenmem!" dedi Sahra. Ne olacağını bilmiyordu, bilseydi demezdi.. Böyleydi aşkın tonu, rüzgarlarını çevirdi. "Onunla yattım ve beni sevmeyen bir adama bekaretimi verdim!" dedi Berf...