Hastaneye varan aile perişan olmuş kapı da Sahra'dan gelecek güzel haberleri bekliyorlardı. Baran yerinde duramıyor sürekli yönünü değiştirerek yürüyordu. Yerinde duramayan bir başka kişi ise şoför Fırat'tı! Gözlerinden akan yaşlara engel olamıyordu. Eli kolu bağlıydı Sahra'nın yanına girmeyi bırak kapısın da duramıyordu, duramazdı , sadece dua etmekle yetiniyordu. Sahra'nın karnında bir can olduğunu bilmiyordu. Üstelik bu kimin bebeğiydi? Kocasının mı yoksa Fırat'ın mı? Hastaneye geleli 1 saat olmuş hâlâ Sahra acildeydi. Baran meraktan ne yapacağını şaşırmış durumdaydı. Nihayetinde kapı açılmış doktor yorgun hâlde konuşuyordu.
"Sahra hanımın kocası kim?"
Fırat olduğu yerde ayaklandı Sahra'nın yanına gitmek için ama duraksadı birden doktor kocası demişti 'kocası!'
Baran hızla doktorun yanına gitti.
"Söyle doktor benim"
"Baran bey..."
Devamını getiremeden Baran doktorun kollarından tutup sarstı.
."Söylesene doktor karım"
"Karınız iyi fakat... bebeği kaybettik!"
"Bebeği kaybettik" doktorun dudaklarından çıkan kelimelerin gerisini duymadan olduğu yere çöktü Baran Ağa. Hevesle beklediği, özlem duyduğu bebeği annesinin karnına tutunamamış onları yarım bırakıp gitmişti. Fırat konuşulanları duymuyor ama terslik olduğunu anlamıştı. Baran'ın yere düşmesiyle Fırat'ın karnına hançerler saplandı. "Sahra!" diye yerinden kalkıp yanlarına doğru yürüdü. Yerde duran Baran'a sormak istiyordu sevdiği kadını. Elini Baran'ın omzuna hafifçe vurdu. Baran kendi kendine söyleniyordu.
"Kaybettim!"
Fırat, Sahra'ya bir şey olduğunu sandığı gibi olduğu yere yığıldı. O an içeriden bir çığlık sesi geldi.
"Bebeğim!"
Baran, Sahra'nın sesini duyar duymaz yanına koşmuştu.
"Bebeğim! Bebeğim nerde"
Sahra'nın yakarışı yürekleri dağlıyordu. Kim dayanabilirdi ki buna? Hangi anne bunu kabullenebilirdi? Baran karısının yüzünü göğsüne bastırdı. Sanki yine orda dinecek gibi ama nafileydi şimdi kim Sahra'yı dindirebilirdi ki? Geri çekildi Sahra yatağından kalkmaya yeltendi.
"Bebeğiiiimm! Bebeğimi getirin! Nereye gitti? Erken mi doğdu? Yaşıyor dimi? Gitmedi, gitmesin! Baraann bebeğiiiimmm!"
Yere düştü kadın bacağından süzülen kanları gördü. Elini kanına sürüp kokladı.
"Bebeğimin kanı bu! Onun kanı! Baraaaan! Barannnn!.."
Sahra'nın sesi bütün hastaneyi avuç avuç dolduruyordu. Yarım kalmış bir anne.. Bebeğini kaybeden bir anne nasılsa o da öyleydi. Baran ne yapacağını bilmiyordu ne diyebilirdi ki karısına? Yarım kalmış bir anneyi nasıl tamamlayacaktı? Yere düşen karısının yanına attı kendini ellerinden tuttu, bir şey diyemedi..
Sahra'nın acısını gören Fırat sessizce geriye çekildi. Sahra'ya bir şey olmaması onun içine su serpmişti. Ama bebek? Bebek onun muydu bilmiyordu, kaybedilen bebek onun muydu bilmiyordu, bilmeyecekti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞKIN TONU
General FictionAma aşk başkaydı, bambaşka. "İki cihan bir araya da gelse o adamla evlenmem!" dedi Sahra. Ne olacağını bilmiyordu, bilseydi demezdi.. Böyleydi aşkın tonu, rüzgarlarını çevirdi. "Onunla yattım ve beni sevmeyen bir adama bekaretimi verdim!" dedi Berf...