Sahra avlunun kapısından içeri girdi aceleyle kalbi hızla çarpıyor, gözlerinden akan yaşlara engel olamıyordu. Avlu da kimse gözükmüyordu. Özlemle dolduğu yüreği kimseyi görmek istemiyordu. Bakmak için delirdiği bir çift gözü görmüştü çoktan. İçi alev alev yanıyor gözlerinden durmaksızın yaşlar iniyordu. Avlu da kimsenin olmayışı onu rahatlatmıştı. Yerde duran büyükçe bir taşın üzerine oturuvermişti. Dizleri ona ağır geliyor taşıyamıyordu. Az önce yaşadıkları bütün çevresini sarıyordu. Fırat'a dokunmuştu az önce, tokat atmıştı. Fırat ona hâla 'Sahra'm' diyordu. Kadının yüreğini yaka yaka Sahra'm! diyordu. Sahra elleriyle yüzünü kapamış ağlarken kız kardeşi Berfu'nun sesiyle irkildi.
"Aaa ablam gelmiş anne koş Sahra evine gelmiş!"
Berfu'nun sesi Sahra'nın kulaklarını dolduruyordu. Sahra kafasını kaldırıp boş gözlerle Berfu'ya bakıyordu. Berfu ağlamış olduğunu fark ederek koşarak canı bildiği ablasının yanına gitti.
"Abla, niye ağlıyorsun ne oldu sana? Baran bir şey mi yaptı doğru söyle"
Endişelendi kız kardeşi sarıldı ablasına. Sahra'nın ağlayaması daha dayanılmaz hâle geldi.
"Onu gördüm Berfu, onu!"
Berfu ne dediğini gayet iyi biliyordu. Fırat'ı gördüğünü anlamış daha sıkı sarılmıştı ablasına. Ağlaması duran kadın yavaşça sıyrılmıştı kardeşinin kollarından. Annesi iniyordu merdivenlerden. Sahra elini yüzünü yıkayacaktı. Tam o sırada birden gözleri karardı, annesinin ona seslenişini duymadı. Bir an da yere süzülüverdi Sahra. Onu yerde gören Berfu koştu ablasının yanına. Berfin Hanım olduğu yerde durdu. Ne ilerleyebildi ne geri adım atabildi öylece kalakaldı. Kızının acısı annesinin içine işlemişti. Kapıdan şans eseri giren Narin'in çığlığıyla ayılabildi Berfin Hanım.
"Baran'ı ara Narin çabuk ol!"
diyerek elinde kj telefonu Narin'e verdi. Narin'in elleri titriyordu tuşlara basarken. Berfin Hanım'ın ağlayış sesi içleri ürpertiyordu.
"Alo Baran ağabey Sahra abla bayıldı çabuk gel biz Ali ağanın evindeyiz"
Baran, Sahra'dan sonrasını duymamış toplantı yaptığı odadan masadakilere tek bir şey söylemeden hızlıca çıkıp arabasına binmişti. Hiç olmadığı kadar hızlı ve sert sürüyordu arabayı. O hızlandıkça yollar bitmek bilmiyordu. Nihayetinde varmıştı eve Sahra olduğu yerde yatıyordu.
"Sahraaa!"
Diye bağırmaya başladı Baran. Bu telaş, bu endişe herkesin dikkatini çekmişti. Sahra'yı sevmeyerek, istemeyerek aldığı eve şimdi can havliyle geliyordu. Sahra'nın gözleri yarı açıktı geldiğinde. Baran'ın sesi bütün konağı sallamıştı yerinden. Sahra'nın yanına koştu Baran, yüzünü avuçlarının içine aldı. Yüzü buz gibiydi Sahra'nın. Baran, bir eliyle belini, bir eliyle de bacaklarını kavrayıp hızlıca arabaya bindi. Yanlarında Berfu'da gitti. Berfin Hanım kocası Ali Ağa'yı aramış ağlayarak anlatmıştı olanları. Ali Ağa oğlu Ferhat'ı da alıp hastaneye gitti. Geri de kalan Berfin Hanım'ı Narin yalnız bırakmamıştı.
Hastanenin kapılarını tekmeleyerek açıyordu Baran. Onun bu telaşesini gören hemşire hemen sedye getirmişti. Sahra'yı acile kaldırmalarıyla çıkarmaları bir olmuştu. Muayeneden çıktığını gören Baran doktora kızıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞKIN TONU
Ficção GeralAma aşk başkaydı, bambaşka. "İki cihan bir araya da gelse o adamla evlenmem!" dedi Sahra. Ne olacağını bilmiyordu, bilseydi demezdi.. Böyleydi aşkın tonu, rüzgarlarını çevirdi. "Onunla yattım ve beni sevmeyen bir adama bekaretimi verdim!" dedi Berf...