6

76 20 35
                                    

Yazardan;

Yeri delecek kadar sert ve öfkeli adımlar tüm koridorda duyuluyordu.
Jungkook tüm hırsını ayağının altındaki zeminden çıkarıyordu sanki.
Hızlıca kendine ait kitaplarla dolu odasının önüne geldi. Hemen anahtarla kapıyı açıp içeri girdi ve sandalyesine oturdu. Geçen bir kaç dakikanın ardından da Yoongi içeri girdi ve kapıyı kapattı.

''Noluyor?" Diye sordu hafif endişeli sesiyle.

"Tüm plan iptal Yoongi. Bu akşam buradan kaçıyorum. Kahvaltı hiç de düşündüğüm gibi gitmedi."

"Ne? Sen ciddi misin? Kaçıyor muyuz yani?"

"Kaçıyor'um."

"Seni yanlız bırakmayacağımı biliyorsun."

"Biliyorum. Bu yüzden güvendiğim tek kişi de sensin."

"Ama...-"

"Ama eski plan yok Yoongi. Babam bu düğünü yapmakta oldukça ısrarcı. Ağzımı açmama bile izin vermiyorlar. Beni o Taehyung denen herifle evlendirecek. Olabilen en erken sürede buradan gitmem gerek."

"Ne planlıyorsun."

"Şuan hazırlık yapılıyor. Bu akşam kral Kim'in damadı olması şerefine ufak bir şenlik düzenliyor babam. Herkes orada olacak."

"Ve sende fırsattan istifade ederek gizlice saraydan kaçacaksın öyle mi? Tanrım... Jungkook bu çok tehlikeli olacak. Aklını mı kaçırdın sen?"

"Eğer biraz daha burada kalmaya devam edersem yakında aklımı kaçıracağım Yoongi. Dayanamıyorum. Burdan uzaklaşarak işteleceğim tüm planımı."

"Sakin olalım. Bana en baştan planı anlat bakalım."

----------------------------------

Akşam saatleri Jeon kraliyeti

Bir tarafta mücevherleri, elbiseleriyle birbirlerine nispet yapan soylu prensesler, diğer tarafta sohbet edip kahkalar atan yakışıklı prensler ve birbirlerine güç gösterisi yapan aralarında kral Jeon'un da olduğu bir kaç kral.

Jungkook aynanın karşısında kendini son kez gözden geçiriyordu. Tamamen sipsiyah giyinmişti. Saçlarını iste tepeden toplamıştı. Bir kaç bebek saçı da kenarlardan firar etmişti. Salona inip kendini herkese bir kere gösterdikten sonra bir bahaneyle oradan çıkıp Yoongiyle daha önceden ayarladıkları gizli geçitten çıkarak onun için hazırladıkları atına binip kaçacaktı. Sabaha kadar konaklayacağı yere kadar herşeyi hazırdı.
Herşeyi düşünmüştü.

Bir şey hariç...

Kapının tıklatılmasıyla oraya döndü. Verilen komutla birlikte içeri giren kişinin Taehyung olduğunu gördüğünde fark edip etmeyeceğini umursamadan göz devirdi.

Taehyung içeri yavaşça girdikten sonra kapıyı arkasından kapattı. Ve yine büyük bir yavaşlıkla  yaklaşarak karşısındaki bedeni süzdü. Müstakbel eşini...

"Ne işin var odamda?" Diye sordu Jungkook. Taehyung'un odasına girmesini beklemiyordu.

"Aşağıdaki herkes seni bekliyor. Beraber gitmemiz gerektiğini düşündüm Jeon..."

Taehyung Jungkook'a yaklaşmaya devam ediyordu.

"Tamam, geliyordum zaten." Dedi Jungkook bir kaç adım geri giderek. Aralarındaki mesafeyi korumaya çalışıyordu.

Lakin Taehyung durmadı.
Şüpheleniyordu.

Jungkook'un bişeyler çevirdiğinden şüpheleniyordu. Daha sabah kıyameti koparan bu çocuk, bir anda ne oldu da böyle kabullenmişlikle hareket ediyor, çözmeye çalışıyordu. Bu yüzden gelmişti aslında odasına, beraber girmeleri gerektiğini düşündüğünden değil. Jungkook duracağını düşünerek adımlarını durdurdu ve kendisine yaklaşan adama baktı. Taehyung ayak uçları birbirine değene kadar yaklaştı Jungkook'a. Ardından yavaşça elini saçlarına getirdi ve bebek saçlarını geriye iterek yüzünü tamamen açığa çıkardı.

"Çok güzel görünüyorsun."

Jungkook gerginlikten sesinin içine kaçtığını fark etti. Cevap veremiyordu resmen. Bişeylerden şüpheleniyor olması olasılığı geriyordu onu.

"T-teşekkür ederim." Dedi sesini bularak ama kekelemesine engel olamadığı için içinden binlerce küfür savurdu bulunduğu duruma.

Taehyung sırıttı bu teşekkür karşısında.
Bu çocuğun kendisi dışındaki herkese bu kadar kibar olmadığını biliyordu.

Oldukça asabiydi Jungkook.
Sinirlenince gözleri doluyor ve parlıyordu.
Çok güzeldi. Kendisi dışındaki herkese bağırıp çağırıyordu ama Taehyung'un karşısında süt dökmüş kedi gibiydi şuan.

"Hadi gidelim" dedi bir elini sahiplenici bir şekilde Jungkook'un beline atarak. Bu ani temas karşısında irkildi Jungkook. Elini ittirmeye çalıştı ama o kadar sıkı tutuyordu ki Taehyung, kurtulamadı.
Pes etmiş bi şekilde nefes vererek öfke saçan gözlerle baktı Taehyung'a.
Ona dokunmasını istemiyordu.
"Bırak." Diye tısladı ona karşı. Aldığı cevapsa kendisine genişçe sırıtan bir Taehyung'tu.
Sanki onu sinirlendirmek hoşuna gidiyormuşçasına daha çok çekti Jungkook'u kendine.

"Ne yapıyorsun Taehyung? Bırak diyorum!"

"Yapma Jungkook. Biz evleneceğiz, farkında değil misin? Bunlara alışmalısın." kulağına fısıltısını bırakarak geri çekildi.

Hala evlenmekten bahsediyordu.

Diğer elini Jungkook'un yüzüne yaklaştırdığındaysa Jungkook onun ne yapacağını anlayarak sertçe itti onu.

"Gerçekten evleneceğimizi düşünüyor olman aptalca."

Bu söylediği şeyle beraber karşısındaki adamın kaşlarının an be an çatıldığına şahit oldu.
Onu öfkelendirdiğini anladı Jungkook. Taehyung kolundan yakaladığı gibi kendine çekti sertçe Jungkook'u.
"Bana aptal deme cesaretini nerde buldun prens Jeon?"
Sırıttı Jungkook, onun bu söylediğine.
Suyuna gitmeyecekti kesinlikle.
Aksine daha da öfkelendirmek için herşeyi yapacaktı.

"Belli ki daha önce kimse sana gerçekleri yüzüne vurma cesaretinde bulunamamış, yazık. Sana bişey söyleyeyim mi kral, sen gerçekten de aptalsın."

Hemen ardından arkasındaki duvara sertçe itilmesi bir oldu.
O kadar sert itilmişti ki sırtının duvara yapıştığını hissetti Jungkook.
Acıyla yüzünü buruşturdu.
Taehyung kendisini duvarla arasına almıştı. Yüzünde öfkelendiğini belli eden damarlar vardı. Bir an pişman oldu Jungkook söyledikleri için. Öfkelenince çok korkunç duruyordu.

"Yanlış yolda yürüyorsun, ve ben... o yolu yok edeceğim Jungkook. Gidecek tek yerin benim kucağım olacak. Bunu o küçük aklına sok."

Cevap vermesini beklemeden geri çekildi ve beraberinde Jungkook'un elini de tutarak onu odadan çıkardı. İkisi de az önce hiç birşey olmamış gibi davranacaktı belli ki..

                      ---------------------------------

Taehyung Jungkook'un elini tutmuş bir şekilde koridordan çıktı ve onunla aşağıya doğru inen merdivenlere yöneldi.
Lakin Jungkook'un içinde kopan fırtınalardan habersiz görünüyordu. Jungkook ona sataşıp, konuşup durma isteğini bastıramıyordu bir türlü.
Daha fazla dayanamadı.

"Evlenince ne olacak?"

Taehyungun adımları durdu.
Bu soruyu beklemiyor oluşu bariz ortadaydı.
Yavaşça Jungkook'a döndü soruyu anlamak istercesine.

"Ne, ne olacak?"

"Duydun. Ne olacak diyorum işte. Babamdan ne kadar nefret ettiğimi bir tek sen biliyorsun. Bunun nedenini söylememe gerek yok bile."

"Bu konuşma nereye gidiyor?"

"Seninle evlendirerek beni engellemeye çalışıyor değil mi? Senin göz kulak olmanı istiyor. Biliyor, ona yapacaklarımı..."

----------------------------------

Planned LoveHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin