8.BÖLÜM

2.2K 124 29
                                    

    Merhaba arkadaşlar. Söz verdiğim gibi yayınlıyorum bugün bölümü.Bundan sonra bölümler haftada 1 gün gelecek.Hafta içi bir duyuruyla hangi gün olacağını bildireceğim sizlere. Lütfen görüşlerinizi bildirin benim için okuyucuların düşünceleri çok önemli. Keyifli okumalar  :) :) 


     Hazan ve Mary gün boyunca İstanbul'un altını üstüne getirmişlerdi.Hazan arkadaşına İstanbul'un çeşitli güzel yerlerini göstermiş ve rehberliğini yapmıştı. Tarihi mekanları tanıtırken ülkesinin tarihinden ve atalarından bir kez daha gurur duymuştu. Ülkesinin tarihi,kazandığı zaferler , ecdadının kudreti ile her zaman gurur duymuş ve bunu her zaman dillendirmişti Hazan. Şimdi en yakın arkadaşına bunları anlatırken de her zaman olduğu gibi gurur doluydu.Gün içerisinde bir çok mekan gezmişler en son durakları Galata kulesi olmuştu. Kulenin tepesinden İstanbul Boğazın eşsiz güzelliğini izleyip,kulenin karşısında karınlarını bir güzel doyurduktan sonra eve dönmüşlerdi. Eve geldiklerinde iki kızın da adım atacak hali kalmamıştı.Karşılıklı son kahvelerini içmişti iki arkadaş.Şimdi saat akşamın On'unu geçmiş arkadaşı yorgunluktan uyuya kalmıştı. Yarın sabah İngiltere'ye gidiyordu arkadaşı ve bu Hazan'ı üzüyordu. Can sıkıntısından kurtulmak için bahçede gezmeye karar verdi Merve. Ne zaman bunalsa hava almak iyi gelirdi ona. Çocukluğundan beri huyuydu bu sıkılınca bahçeye çıkar derin derin soluklanır Allah'a dua ederdi. Böylece ne sıkıntısı varsa gönlünden ve ruhundan çıkar havaya karışarak yok olurdu. Bunu küçükken babası söylemişti ona ve ne zaman sıkılırsa bu yolla rahatlardı.Şimdi de aynı metodu uygulamak için evin çıkışına doğru yöneldi. Salondan geçerken annesini gördü salonda. Elinde babasının fotoğrafının olduğu çerçeveyle öylece oturuyor ve fotoğrafa bakıyordu.Babasıyla annesi birbirlerine aşıklardı.Bu yüzden annesinin çok acı çektiğini ve özlem dolu olduğunu biliyordu Hazan.Bir nebze de olsa rahatlatırım umuduyla annesinin yanına gidip oturdu. Destek olmak için başını omzuna koydu ve sıkıca sarıldı annesine.

"Babamı bende çok özledim anne. " dedi daha sıkı sarıldı annesine.Çok özlemişti o da hem de çok. Bi

"Biliyorum bebeğim biliyorum. Bende çok özledim babanı. Öyle çok özledim ki " dedi ve o da kızına sıkıca sarıldı. Anne kız bir sür birbirine sarılarak beklediler. Bir süre sonra annesi sarıldığı kollarını çekti Hazandan ve gözünden akan yaşları sildi. Kızına yöneltti bakışlarını. Babasını kaybettikten sonra Hazan'ın kendini birçok şeye kapattığını biliyordu Neriman Hanım. Hele o Mert ve Gizem'in ihanetinden sonra uzaklaşmıştı herkesten her şeyden. Şimdi karşısında olgun bir kadın duruyordu. Güzeller güzeli kızı çok iyi kalpli,sevecen,olgun ve güzel bir kadın olmuştu. Kızıyla gurur duyuyordu. Kızının yüzünü ellerinin arasına aldı göz yaşlarını sildi yanaklarına ve alnına bir öpücük kondurdu.

"Hazan'ım, güzel kızım benim göz yaşlarına kurban olduğum. Akıtma incilerini prensesim" diyen annesinin yüzüne baktı Hazan. Annesinin üzgün suratını görünce ağlamasını durdurmaya çalıştı.Bir süre deri derin nefesler aldı ve ağlamayı kesmek için gözlerini havaya dikti.Çok geçmeden göz yaşları dindi ama özleminin asla dinmeyecekti. Babasının konusunun açılması her zaman derinden etkiliyordu Hazan'ı. Bu yüzden babasının konusu olunca istemsizce akardı gözyaşları. Ama annesini daha fazla üzmek de istemiyordu Hazan. Zaten yeterince üzülmüştü biriciği.

"Annem tamam bak ağlamıyorum ama sende bir daha ağlama bir daha sen ağlayınca kalbim kanıyor gibi oluyorum. Bir daha ağlama ne olursun" dedi ve annesine sarıldı Hazan.Bir süre sonra annesi kollarının arasından çıktı ve konuşmaya başladı.

"Kızım sen nereye gidiyordun" diye soran annesine baktı ve gülümsedi.

"Hava almaya çıkıyordum annem. Canım sıkıldı biraz"

YANLIŞLIKLA GELENHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin