tanıtım

197 10 1
                                    

Geçmiş


"Evleneceksin o kadar. Ağaya ataya karşı karşı gelmek ne demek mira evleneceksin diyorsam evleneceksin. O kadar. "

Ağa konağını büyük bir sessizlik kapladı. Miran ve Miray olayları algılamaya çalışıyordu.

" Ağam sen ne dersin ne demek evlenecek bu ikizler daha 16 yaşında çocuk farkındasın değil? "

Miran bozdu ölüm sessizliğini. İlk defa ağasına karşı gelmişti. Ve bu son olmayacaktı.

" Miran ağa kendin dersin ikizler 16 yaşındadır diye. Ben Mirza ağabeyini kucağıma aldığımda on beşimdeydim. Evlensin işte ne olacak senin gibi ağabeyin gibi okuyacaklar mı? Kız kısmısı kocasını bekler. Hem Haldun Ağa iyidir."

" Ana ne dersin Haldun Ağa dediğin benden de büyüktür ha. Bacım 16 yaşındadır. Haldun 26 yaşındadır. Kulakların duyuyor değil?"

Mirza' nun da yoktu gönlü bu evlilikte. Çok konuşmazdı bacılarıyla ama severdi ikizleri.

" Eğh yettiniz ha! Ben bu aşiretin ağasıyam hâlâ eğer birgün biriniz geçerse o karar verir.
Maral ikizleri ayrı odalara kitle kimse girmeyecek odalarına. Bir haftaya düğün vardır. O güne kadar ikisi de çıkmayacak. Anladın ?"

" Anladım ağam"

Hırçındı Mira. Dalgalı bir deniz gibi. Ama şimdi durulmuştu. Ne demek evlenmek. O isterdi elbet evlenmek ama Haldun denen sapıkla değil. Hele şimdi çocuk haliyle evlenmek asla değil. O aşıktı bir kere . Ömür' e aşıktı. Ömür bekliyordu onu. On sekizinde evlenecekti Ömür' le. Anlı şanlı düğünüyle. Beyaz masum gelinliğiyle. Kefeniyle değil

Miray ona göre sessizdi, sakindi. Ama ikizine düşkündü. Bilirdi onun Ömür ' e aşık olduğunu. O da Ömür'ün ikizine aşıktı. Ama sessiz olduğu gibi sessiz severdi. Dillendirmezdi. Zaten Ömer'i de bir kere görmüştü. Hiç konuşmamışlardı. Ama şimdi içindeki sessizlik bitmişti. Dışarıda beklerdi Ömür Mira'sını. İçerdeki kargaşayı elbet duyuyordu değil? Vakit kazandıracaktı ikizine. En azından konuşsunlar anlatsın durumu.

" Mir Ağa"

Baba demezdi o babasına. Kız diye hor görürdü onları. Lakin o akıllıydı hem Mirza ağabeyinden hem Miran ağabeyinden. Sinirlenirdi babası Miray her konuştuğunda. Çok konuşmazdı ama konuştuğunda iyi konuşurdu Miray.

" Sen babasın ha Mir Ağa. Sende anasın değil Maral kadın. "

Annesine de anne demezdi hiç. O da sevmezdi ikizlerini. Erkek isterdi yoksa kuma gelirdi. Öyle de olmuştu. İkizler doğunca hemen kuma geldi Maral kadının üstüne.

" Hangi ana ister daha çocuk olan kızının evlenmesini?"

Konuşurken el hareketiyle dışarıyı işaret etti ikizine. Anladı Mira gelmişti Ömür.

" Sen anasın sen de baba değil sözde. Ee babaysan evlendirsene Berat' ı. O da bizle aynı yaştadır. Ama pardon yirmi ikisinde olan Mirza ağabeyimi evermedin değil daha. Desene Maral kadın niye bize olan bu öfken kız doğduk diye mi? Dünyada ben Beril anama soram o daha iyi bilir senden  analığı. Bu zamana kadar o sahip çıkmadı mı bize. Desene Maral kadın neden hiç evladın olarak görmedin biz ikizleri. Emzirmenin bile bizi. Sütün vardı emzirmedin. Biz bekledik seni değil hep bekledik. Doğduk bizi emzir diye bekledik. Büyüdük çocuk olduk bizi sev diye bekledik. Yine büyüdük genç kız olduk dedik sevmiyor ama daha genç elbet sever bizi analık etmeyi bilmiyordur belki. Ama gördüm sen kendi doğurduğuna analık edemedin ama Beril anamın doğurduğuna güzel analık ettin. Aman sütüm boşa gitmesin Berat içer. Ama ikizler ne yerse yesin. Aman çocuklar avluda tartışmış Berat'a bişi olmaya. Daha niceleri. Desene Maral kadın doğurduğuna analık etmek mi zor geldi. Yoksa bir kıza analık etmek mi? Ha doğurduğunaysa Mirza ağabeyim ve Miran ağabeyim kimin evladı? Ama eğer kıza analık etmekse o beğenmediğin ananın ettiği analığa ve o beğenmediğin kumanın ettiği analığa kurban ol sen Maral kadın!"

DİLHUNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin