Gözlerimi kurduğum alarmın sesiyle açtım. Saate baktığımda saat tam 18:00 'di hemen kalkıp hazırlanıp akşam yemeği için biyoların evine gitmeye başladım.
Yolda tatlı birseyler alıp eve sürmeye devam ettim. Evin önüne geldiğimde evi incelemeye başladım. Büyük bir evdi hatta baya Büyük bir evdi. Kapının önündeki adamlar beni inceleyip
"Buyrun kime bakmıştınız" dediğinde
"Ben asena sert yemeğe davetliydim" dediğimde adamlar hemen ceketlerinin önünü ilikleyip
"Melek hanım ve Fırat beyde sizi bekliyordu buyurun içeri geçin " deyip demir kapıyı açtı. Hemen içeri geçip arabadan indim. Kapının önüne geldiğimde kapıyı çaldım. Kapı hemen biyolojik anne melek hanım tarafından açıldı. Hemen bana yaklaşıp sarıldı. Sarılmasıyla önce affalasamda sonra hemen yavaşça karşılık verdim. Bir müddet sarıldıktan sonra geri çekilip
"Hosgeldin güzel kızım , beni çok mutlu ettin buraya gelerek"
"Hoşbuldum melek hanım buyrun" diyerek elimdeki tatlıları uzattım melek hanım tatlılara bakıp
"Ne gerek vardı kızım sen geldin ya yeterliydi." Dediğinde
"Elim boş gelmek istemedim" dediğimde beni başıyla onaylayıp içeri yönlendirdi içeri girdiğimde melek hanımı takip etmeye başladım.
Melek hanımla beraber salon olarak tahmin ettiğim yere girdik ama girmez olaydık bu ne , karşımda erkek sürüsü görmeyi asla beklemiyordum. Biz içeri girdiğimizde bütün erkekler ayağa kalktı .
Hepsinde gözlerimi gezdirdiğimde hepsinin bana aynı ifade ile baktıklarını gördüm öfke ile bakıyordular. Onları es geçip melek hanımın yönlendirmesiyle tekli koltuğa oturdum.
"Bak kızım bunlar senin abilerin , ikizin ve kardeşin " dediğinde içlerinden en büyükleri olduğunu düşündüğüm kişi
"anne bu kız ne benim kardeşim nede kardeşlerimin" dediğinde bakışlarımı ona yöneltip
"bende kardeşiniz olmaya meraklı değilim. Buraya sadece melek hanım istediği için geldim" dediğimde aralarından başka biri sessiz konuştuğunu düşünerek
"eminim sadece para için gelmiştir ailemizden para koparmaya çalışacaktır."
dediğinde sert bakışlarımı ona yönlendirip gözlerinin içine bakıp
"kimsenin parasına ihtiyacım yok benim kendi paramı kendim kazanıyorum ama belli ki sen hayatın boyunca babanın parasını kullandığın için herkesi kendin gibi görüyorsun" dediğimde sinirlendiğini sıktığı çenesinden anladım. Onu es geçip diğerlerine baktığımda benden böyle bir tepki beklemedikleri için oldukça şaşırmış görünüyordular. Melek hanım ortamın gerildiğini anlayıp
"hadi bakalım yemeğe geçelim birbirimizi daha yakından tanırız" dediğinde başımla onaylayıp oturduğum koltuktan kalkıp gittikleri yöne gitmeye başladım masaya yaklaştığımızda herkesin yerine oturmasını bekledim. Herkes yerine oturduğunda boş olan en büyük abi ve bana benzeyen adamın arasına oturdum. Fırat beyin afiyet olsun demesiyle herkes yemeğe başladı.
yemeğimi yerken melek hanımın sorusuyla başımı tabağımdan kaldırıp cevap verdim.
"en sevdiğin yemek ne kızım"
"yemek ayrıt etmem melek hanım ama yaprak sarma çok severim" dediğimde yüzündeki gülümseme ile
"bir daha ki sefere geldiğinde yaprak sarma yaparım olur mu" dediğinde ben tam cevap verecekken karşımdaki mavi gözlü adam benden önce söze girip
"bir daha ki sefere mi bu kız yine mi gelecek anne evimize " dediğinde her ne kadar kırılmıyormuş gibi yapsam da aslında kırılıyordum. Melek hanım yine söze girip
"kendine gel aras burası ne kadar senin evinse o kadar asenanın evi" dediğinde aras denilen adam
" yeni tanıştığın kız için bana mı kızıyorsun anne" dediğinde melek hanım başını sağa sola sallayıp
"sadece onunda bu evin kızı olduğunu söylüyorum biliyorum iremle anlaşamıyordunuz ama herkes aynı değil annecim" dediğinde irem denilen kız yüzünden bana karşı ön yargılı olduklarını anlamış oldum. umarım bu ön yargıları bizi çıkılmaz bir yolla sürüklemez çünkü bildiğim birşey var ki birini hayatımdan çıkarırsam bir daha asla hayatımda olmaz derin bir nefes alıp yemeğime geri döndüm kimseyle tartışmak istemiyorum zaten bir daha buraya gelmek gibi bir düşüncem yok içlerinden başka biri
"geldiği ilk günde kavga çıkartı birde birşey yokmuş gibi yemek yiyor" dediğinde bu sefer sinirin tüm vücuduma yayıldığını hissetim. Bakışlarımı ona yöneltip
"siz eğer o çenenizi kapatırsanız kimse kavga etmeyecek. Ayrıca size çok meraklıymışım gibi davranmayın anladık beni istemiyorsunuz peki ben sizi istediğimi söyledim mi başta söyledim tekrar söylüyorum buraya sadece melek hanım rica etti diye geldim. Bu akşamdan sonra gelmek gibi bir niyetim de yok çok şükür ki her anımda arkamda dağ gibi duran bir babam her koşulda yanımda olan abilerim var ne fırat beyin yapmayacağı babalığa nede sizin bu abiliğinize ihtiyacım var" deyip masadan kalktım melek hanım tam konuşacak çalan telefonum yüzünden susmak zorunda kaldı. Telefona baktığımda albayın aradığını gördüm başka bir yere geçip telefonu açıp
"kıdemli yüzbaşı asena sert emredin komutanım"
"hemen karargaha gel önemli bir konu var"
"emredersiniz komutanım" deyip içeri geçtim. Hepsi bıraktığım gibiydi melek hanımın yanına gidip
"bu akşam için teşekkür ederim ama şimdi gitmem lazım" dediğimde hemen ayağa kalkıp
"tekrar gelirsin öyle değil mi " dediğinde başımı sağa sola sallayıp
"üzgünüm melek hanım bir daha gelmeyeceğim ama lütfen üzülmeyin sizinle konuşabilirim" dediğimde dolu gözlerine rağmen yüzüme tebessümle baktı. Bakışlarımı fırat beye çevirdiğimde bana hala boş bakışlarla baktığını gördüm . Diğerlerine baktığımda kimsenin yüzünde net bir pişmanlık göremedim. Onları es geçip en küçükleri olanın yanına gittim. Yanına yaklaştıkça gerildiğini anlayabiliyordum tam karşısına geçtiğimde
"Beni ablan olarak göremeyebilirsin ama ben seni kardeşim olarak görüyorum bana olan önyargını anlamıyorum neden böyle davrandığını da bilmiyorum ama hep yanında olacağım sen istediğin kadar ablan olduğumu inkar et ben her zaman yanında olacağım tamam mı" dediğimde dolan gözleriyle bana bakıp başını salladı. Onları arkamda bırakıp dışarı çıktım. Arabama binip karargaha sürmeye başladım artık o ailede önemseyeceğim 2 kisi tek var melek hanım ve küçük kardeşim efe
Karargaha geldiğimde hemen odama girip üniformamı giyip albayın odasına gittim.
İçeri girdiğimde kurtardığım binbaşının da burda olduğunu gördüm hemen hazırola geçip"Kıdemli yüzbaşı asena sert emredin komutanım " dediğimde
"Rahat, otur yüzbaşım bu bir emirdir" dediginde emri ikiletmemek için oturdum. Albay hemen söze girip
"Mardine tayininiz çıktı ama asıl konu bu sıradan bir tayin değil aldığımız duyumlara göre mardin karargahında hayin varmış onu bulmanızı istiyorum üstlerle konustum bu görev için ikinizin görevlendirdiler hemen hazır olun yarın mardin karargahında olmanız gerekiyor" dediğinde Binbaşıyla ayağa kalkıp
"Emredersiniz komutanım" deyip albayın izniyle dışarı çıktık. Binbaşı söze girip"İlk görevimiz hayırlı olsun yüzbaşım dediğinde"
"Hayırlı olsun komutanım" deyip ilerlemeye başladım. Binbaşıyla görev yapacağım için içimde heyecan vardı bunu henüz anlamasamda onunlayken istemsizce kalp ritmim bozuluyor buna anlam veremiyorum. Bunları es geçip karargahtan çıkıp arabama doğru ilerledim. Arabama binip evime geldim kıyafetlerimi toparlayıp valizide arabama koydum melek hanıma haber verip yola çıktım şimdi istikamet mardin...
Yorum yapmayı ve beğenmeyi unutmayalım
Bölüm hakkındaki düşünceleriniz nelerdir
Bir sonraki bölüme kadar sağlıcakla kalın
💖💖💖💖
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ASENA *GERÇEK AİLE*
ChickLitbu yaşıma kadar çektigim acının boşa oldugunu öğrenmek hiç beklemediğim biseydi kim gerçek ailesini 26 yasında tanırdı ki kulağa saçma geliyor ama ben gercek ailemle 26 yaşımda tanıştım...