Keremin yanına oturduğumda annem bakışlarını bir an olsun bizden ayırmıyordu.
"Hâlâ şaşkınım, iyi ki gelmişsin Kerem oğlum." demişti annem gülümseyerek.
"İyi ki." demişti Kerem bana bakarak tekrardan gülümsemişti.
"Keremciğim açsan hemen yemek koyayım." diyerek ayağa kalkmıştı annem, her zaman Keremi evladı gibi severdi.
Bilirdi Keremi ne kadar çok sevdiğimi ve her zaman bana Keremle ileri de belki arkadaşlık durumundan çıkabiliceğimizi söylerdi.
Haklıydı Keremi bir daha bulamayabilirdim, demek istediğim onu seviyordum o benim küçüklük aşkımdı ve onu kaybetmişken tekrardan kaybetmek istemiyordum korkuyordum.
"Hiç gerek yok Selma Teyzeciğim, yorgunum malum maçlar idmanlar yoruyor." demişti Kerem ellerini ritmik şekilde dizinde oynatıyordu istem dışı stresliydi ve bu her türlü belli oluyordu.
"Seni çok iyi anlıyorum oğlum, bu arada annenler nasıl?" demişti annem her zamanki gibi gülümsüyordu.
"İyiler annem sizi soruyor hatta geçen gün sizler hakkında konuştuk çok özlediler." demişti.
Annemin gözleri dolmaya başlarken
"Anne ağlıyor musun sen?" demiştim evet ciddi anlamda duygusal bir annem var."Duygulandım... Baya zaman geçti aradan ve Keremi seninle görmeyi çok özlemişim." demişti gözyaşlarını silerek buruk bir şekilde gülümsemişti.
"Bende sizi çok özledim en önemlisi Bereni, o yokken hayat berbattı diyebilirim kötü bir şekilde vedalaştık." demişti Kerem ellerimden beklemediğim anda tutmuştu.
"Seni seviyorum." demişti fısıldayarak.
Domatesten bir farkım olmadığını bana hatırlatan hareketleriyle Cemreye gülümsemekle yetinmiştim.
"Yatalım mı?" demiştim Kereme fısıldayarak.
Kerem başını 'olur' anlamında sallayarak ayağa kalkmıştı, eli hala benim elimdeydi.
"Biz yatsak olur mu Selma Teyze?" demişti Kerem gülümseyerek.
Annem ayağa kalkarak "Tabii ki oğlum sormana gerek yok kendi evinmiş gibi davran." demişti annem bana bakarak gitmemiz için başını sallamıştı.
Kerem annemle vedalaştıktan sonra, üst kata benim odama çıkmıştık.
"Ben yerde yatarım." diyerek yatağın üzerinde ki yastığı almıştı.
"Saçmalama sen misafirsin Kerem neden yerde yatıyorsun? Belin tutulur." demiştim Keremin elinde ki yastığı alarak yatağa tekrardan bırakmıştım.
"Biliyor musun Beren çok güzelsin." demişti gülümseyerek beni kendisine çekmişti.
"Ben mi?" demiştim utanmaya başlayarak gözlerimi Keremden ayırmıştım.
"Bana bak, güzel gözlerine ihtiyacım var." demişti önüme gelen saçımı kulağımın arkasına yerleştirmişti.
Nefesi yüzüme gelirken tüylerim çoktan ürpermeye başlamıştı.
Kalbim hızla atarken Kerem burnunu burnuma değdirerek sürtmüştü, o an yerin dibinde hissetmiştim kendimi.
"Seni seviyorum ve hâlâ aşığım biliyor musun kar tanesi?" demişti.
Kar tanesi...
Konuşmak için aralanan dudaklarımı kapatmıştı Kerem, konuşmama izin vermeyerek dudaklarımı çoktan kendi dudaklarıyla mühürlemişti.
Özlemle ve ahenkle dans ediyorduk.
O benim çocukluk aşkımdı, hiç değişmemişti ki!
Kar tanesi hep onunla olucaktı.
Her şeye rağmen...
-Bölüm sonu-
ŞİMDİ OKUDUĞUN
böyle gitme ; kerem aktürkoğlu
Novela JuvenilTAMAMLANDI | DÜZENLENİYOR Bu sefer ikimizde birbirimize karşı yabancıydık, sadece geriye gerçirdiğimiz güzel yıllarımız kalmıştı. - Böyle gitme - Kendimden Hallice -Kerem Aktürkoğlu kurgusudur. For:@ymofly